Gürcistan’da Avrupa entegrasyonuna yönelik protestolar 28 Kasım’dan bu yana devam ediyor. Gürcistan İçişleri Bakanlığı’nın bildirdiğine göre, son günlerde 224 kişi ‘‘küçük holiganlık ve polise direnme’’ nedeniyle gözaltına alındı. Bazı diplomatlar görevlerinden ayrılıyor, AB ise yaptırımlardan bahsediyor.
Tiflis Sokaklarında ‘‘Kırmızı Kart’’
Gürcistan’ın iktidar partisi, Ekim ayındaki tartışmalı seçimlerin ardından devam eden kargaşanın ortasında, eski bir futbolcudan aşırı sağcı bir politikacıya dönüşen kişiyi ülkenin yeni başkanı olarak atadı. Gürcü Hayali (Rüyası) partisi tarafından aday gösterilen Mikheil Kavelashvili, partinin yedi yıl önce getirdiği anayasal değişiklikler sonucunda halk yerine 300 sandalyeli bir seçim kuruluna sunulan 14 Aralık tarihindeki oylamada aday olan tek kişiydi.
Yüzlerce protestocu, başkanlık oylaması öncesinde parlamento dışında hafif kar yağışında toplandı. Bazıları dışarıdaki sokakta futbol oynadı ve parlamento binasına kırmızı kart salladı; bu Kavelashvili’nin eski spor kariyerine alaycı bir göndermeydi. Hükümetin 2028’e kadar Avrupa Birliği katılım görüşmelerini donduracağını açıklamasından bu yana Gürcüler her gece mitingler düzenliyor. Polis, 400’den fazla tutuklamanın görüldüğü şiddetli bir baskında halka karşı defalarca göz yaşartıcı gaz ve tazyikli su kullandı. 1990’ların ortalarında Manchester City forması giyen ve 2016’da siyasete giren Kavelashvili ve diğer iki Gürcü Hayali (Rüyası) parlamenteri, 2022’de Halkın Gücü adlı bir ayrılıkçı grup kurdu. Halkın Gücü, Batı karşıtı tutumuyla tanınıyor.
2008’de Rusya, Gürcistan ile kısa bir savaşa girdi ve bu da Moskova’nın iki ayrılıkçı bölgeyi – Güney Osetya ve Abhazya – bağımsız olarak tanımasına ve oradaki Rus askeri varlığını artırmasına yol açtı. Eleştirmenler, servetini Rusya’da yapan karanlık bir milyarder olan Bidzina Ivanishvili tarafından kurulan ‘‘Gürcistan Hayali’’ni giderek daha otoriter hale gelmekle ve Moskova’ya doğru eğilmekle suçladı. Parti yakın zamanda Kremlin’in ifade özgürlüğü ve LGBTQ+ haklarını kısıtlamak için kullandıklarına benzer ‘‘yabancı ajan’’ yasalarını zorla hayata geçirdi.
Gürcü Rüyası Mı, Rus Rüyası Mı?
Gürcistan’da Başbakan Irakli Kobakhidze’nin AB üyelik müzakereleri konusunun 2028 yılına ertelendiğini açıklamasının ardından protestolar patlak verdi. Ona göre Gürcistan’ın reddettiği tek şey bazı Avrupalı politikacıların ‘‘utanç verici ve aşağılayıcı’’ şantajıydı. Bu açıklama, Avrupa Parlamentosu’nun, Rusya yanlısı tutuma sahip iktidar partisi Gürcü Hayali (Rüyası)’nın görev çoğunluğunu aldığı 26 Ekim parlamento seçimlerinin tanınmamasına ilişkin bir kararı kabul etmesinden sonra geldi. Bu seçimlerin sonuçları da protestolara yol açtı.
Avrupa Parlamentosu, aralarında Irakli Kobakhidze’nin de bulunduğu Gürcü Hayali (Rüyası)’nın bazı temsilcilerine yaptırım uygulanması çağrısında bulundu. Gürcistan Devlet Başkanı Salome Zurabishvili de seçimlere sıcak bakmıyor. Ülkedeki bazı okullar, üniversiteler, işletmeler ve diğerleri tarafından dile getirilen memnuniyetsizliğin yanı sıra, ABD, İtalya, Litvanya, Bulgaristan ve Hollanda gibi birçok ülkedeki Gürcistan büyükelçileri protesto amacıyla istifa etti. Gürcistan Başbakanı Batılı ülkelerin diplomatlara baskı uyguladığı iddiasını duyurdu.
Gürcistan’ın Litvanya Büyükelçisi Salome Shapokidze, görevinden istifa ederek, X hesabından şunları yazdı: ‘‘Ülkem Gürcistan’ın ulusal çıkarlarına on yılı aşkın bir süre hizmet etmek ve onun egemenliğine ve toprak bütünlüğüne alçakgönüllülükle katkıda bulunmak benim için onur ve ayrıcalıktır. Avrupa ve Avrupa-Atlantik çıkarlarıyla el ele! Gürcistan Avrupa’dır!”
Avrupa Birliği’nin Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ve Avrupa’nın yeni Genişlemeden Sorumlu Komiseri Marta Kos yaptıkları ortak açıklamada Gürcü yetkilileri yaptırımlarla tehdit ettiler: “Gürcistan hükümetinin bu eylemlerinin ilişkilerimiz üzerinde doğrudan sonuçları var. Gürcistan yetkilileri toplanma ve ifade özgürlüğü haklarına saygı göstermeli ve barışçıl protestoculara, politikacılara ve medya mensuplarına karşı güç kullanmaktan kaçınmalıdır.”
15 Aralık günü Cumhurbaşkanı Salome Zurabishvili, Orbeliani Sarayı’na gelen protestocularla buluştu. Orbeliani Sarayı’nda cumhurbaşkanlığı yönetimine yürüyen sanat dünyasının temsilcileri, restoratörler, sanat tarihçileri ve bilişim sektörü temsilcileri de bulunuyordu. Mitinge katılanlar sarayda Salome Zurabishvili’nin Gürcistan’ın tek meşru Cumhurbaşkanı olduğunu açıkladılar ve Salome Zurabishvili’ye “Gürcistan için yaptıklarından” dolayı teşekkür ettiler.
Gürcistan İçin Yeni Bir Dönem
14 Aralık’ta Gürcistan Parlamentosu toplantı salonunda Gürcü Hayali (Rüyası) milletvekilleri ve yerel yönetim üyelerinden oluşan Seçim Kurulunun eski futbolcu Mikheil Kavelashvili’nin 224 oy ile adaylığını desteklediği Gürcistan Cumhurbaşkanı seçimleri yapıldı. Toplantı, parlamento binası önünde protestoların ortasında gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Salome Zurabishvili bir gün önce yeni başkanın “gayri meşru, anayasaya aykırı seçilmesinin, siyasi süreçle hiçbir ilgisi olmayan bir parodi” olduğunu söylemişti.
Estonya Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Marco Mihkelson Gürcistan’ın tek meşru Cumhurbaşkanının Zurabishvili olduğunu, Alman Federal Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Michael Roth Mikheil, Kavelaşvili’nin Gürcistan’ın yeni Cumhurbaşkanı olarak “seçilmesi”, Gürcistan’daki tüm anayasal kurumların “Gleichschaltung” (ele geçirme) doğru bir başka adım olduğunu belirttiler. Liberal Enternasyonal ve ALDE ise usulüne uygun olarak seçilen Cumhurbaşkanı Salome Zurabishvili’yi ve Gürcistan Anayasası’nın 78. maddesi uyarınca Gürcistan’ın AB’ye ve Kuzey Atlantik Anlaşması’na tam entegrasyonunu sağlama konusundaki başarılarını bir kez daha takdir ettiklerini ve başkan olarak sadece Zurabişvili’yi tanıdıklarına dair ortak açıklamada bulundular.
Sonuç
Gürcistan Kafkasya’nın Avrupa Birliğine en yakın, hatta tek yakın ülkesi. Elbette, bu yakınlığın arkasında Rusya ile devam eden gerginliğin de etkisi göz ardı edilemez. Bütün bunlara rağmen, parlamentoda yer alan bir sıra Rus yanlısı yetkililer ülkede önemli bir söz hakkına da sahipler. Zaman-zaman protestolar neticesinde bazı yetkililer görevlerinden istifa etseler de Rus etkisinin halkın tüm çabalarına rağmen yeterince güçlü olduğunu, hatta AB’nin dahi Gürcistan’a verdiği desteğe bu duruma doğrudan müdahale edemediği sonucuna varabiliriz. Sormamız gereken sorulardan bir tanesi de ‘‘acaba Rusya Ukrayna’da istediği başarıyı elde edememesini Gürcistan ile telafi mi etmeye çalışacak?’’
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve UDİAD’ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.