Günümüzde 24 milyon civarında insanın yaşadığı, dünyanın en büyük ekonomileri arasında 21. sırada yer alan Tayvan, Çin ana karasından yalnızca 160 km uzaklıkta olan bir ada ülkesidir. Adaya Portekizler tarafından “Formoza” (Güzel Ada) adı verilmiştir.
Fakat bu zengin ve demokratik ülke Çin Halk Cumhuriyeti tarafından tanınmamakta dahası Pekin yönetimi Tayvan’ı kendinden koparılmış bir parça olarak görmektedir. İki ülke arasındaki bu sorun geçmişten bugüne hem uluslararası hukukun hem de uluslararası siyasetin gündeminden düşmeyen meselelerden biridir. Bu iki ülke arasındaki gerginliğin arttığına şahit olduğumuz bugünlerde, gerginliğin köklerini anlamak için Çin ve Tayvan’ın iç içe geçmiş olan tarihine bakmamız yerinde olacaktır.
Tayvan’daki ilk yerleşimciler bugün Çin’in güneyinde kalan bölgeden geldikleri sanılan ‘‘Avustronezyan’’ kabilesi halkıydı. Çin kayıtlarına göre, Tayvan adalarından ilk kez Çin imparatorunun MS 239 yılından bölgenin keşfi için bir ekip göndermesinin ardından bahsedilmektedir. Bu bilgi kuşkusuz Pekin tarafından Tayvan’ın kendi topraklarının bir parçası olduğu iddiasını desteklemek için kullanılmaktadır. 17. yüzyıldan itibaren Çin’den çok sayıda göçmen Tayvan’a akın etmiştir. Bunların çoğu ‘‘Fujian’’dan gelen ‘‘Hoklo Çinleri’’ ya da ‘‘Guangdong’’dan gelen ‘‘Hakka Çinleri’’nden oluşmaktaydı. Günümüzde %99’u kapsayan ana ada ile çevresindeki 168 adacıktan oluşan Tayvan’ın nüfusunu bu iki grubun sonraki nesilleri oluşturmaktadır.
1895 yılında meydana gelen, tarihteki ilk Japonya – Çin savaşını Japonya’nın kazanması üzerine Tayvan, ‘‘Qing Hanedanı’’ tarafından Japonya’ya bırakılmıştır. II. Dünya Savaşı’nda Japonya’nın yenilgiye uğraması üzerine Çin, ABD ve İngiltere’nin de onayıyla Tayvan yönetimini devralmıştır. Ancak sonraki yıllarda patlak veren Çin iç savaşında Çan Kay Şek’in birliği Mao Zedong’un komünist askerleri tarafından yenilgiye uğratılmıştır. Bu dönemde Çan Kay Şek ve destekçileri 1949’da Tayvan’a iltica etmiştir.
İltica eden bu grup, Tayvan nüfusunun sadece %14’ünü oluşturmasına rağmen Tayvan siyasetinin yıllarca belirleyicisi olmuştur. Ayrıca Çan Kay Şek, burada 25 yıl boyunca başında kaldığı bir hükümet kurmuştur. Oğlu Çan Çing Kuo iktidara geldiğinde otoriter yönetime karşı çıkan halk ile karşı karşıya kaldı. Bu da Tayvan’da daha fazla demokratikleşmenin önünü açmıştır.
Günümüzde Çin ifadesi genellikle Çin Halk Cumhuriyeti’ni ifade etmek için kullanılırken Çin Cumhuriyeti’ne ise Tayvan denmektedir. Resmi adı Çin Cumhuriyeti olan Tayvan’da çok partili bir demorasi söz konusudur. Günümüzde Tayvan’ın kendi anayasası, vekilleri ve yaklaşık 300 bin askeri bulunan bir ordusu vardır. Ayrıca yasama, yürütme, yargı olmak üzere 3 temel erkin yanı sıra denetim ve sınama erklerinin de olduğu Tavvan’da 5 erk mevcuttur.
Çin kültüründen ziyade kendi kültürünü inşa etmeye çalışan Tayvan, bağımsız bir ülkenin tüm karakteristik özelliklerine sahip ve Çin’den çok farklı bir siyasi sistem ile yönetilse de Tayvan’ın resmi statüsünün ne olduğu net olmayıp Tayvan’ı resmen tanıyan ülke sayısı (Vatikan dahil) 14’tür. Arasında Türkiye, ABD, Rusya ve çoğu Avrupa Birliği devletinin olduğu 56 diğer devlette Tayvan’ı “yarı resmi” olarak kültür bürolarıyla temsil edilmektedir.
Tayvan’ı kendi topraklarının bir parçası olarak gören Çin, “Tek ülke, iki sistem” olarak adlandırılan seçeneği masaya sunarken Tayvan’ın kendi yönetimine bağlanması halinde büyük oranda özerk olmasına izin vereceğini belirtti. Bu sistem 1997 yılında Hong Kong’un da Çin yönetimine bağlanmasının önünü açarken kendini bağımsız bir devlet olarak gören Tayvan bu teklifi reddetti. Buna karşın Pekin, Tayvan’ın gayr-i meşru olduğunu ileri sürdü. Son yıllarda Çin-Tayvan ilişkileri oldukça gergin bir hal alırken Çin, Tayvan’ın bağımsızlık girişimlerine karşı sert bir tutum sergiliyor ve askeri tatbikatlar düzenleyerek adaya gözdağı veriyor. Diğer taraftan Tayvan ise demokratik yapısını koruyarak uluslararası alanda daha fazla tanınma çabası içindedir. Aşağıdaki tabloda da Tayvan’da kendisini Tayvanlı olarak tanımlayanların artışta olduğunu gözlemlemekteyiz:
Bölgeyi yakından takip eden ABD Pekin’in “tek devlet” politikasını destekliyordu. Fakat Joe Biden’in başkan seçilmesinin ardından ABD’nin Tayvan’a yoğun şekilde destek vermesi üzerine Çin, Tayvan hava sahası ihlallerini arttırmaya başlamıştır. Çin, Tayvan’a yönelik hava ihlalleri karşısında ABD Başkanı Joe Biden duruma göre müdahale edebileceklerini dile getirmiştir. ABD, Tayvan’ı demokratik bir ülke olarak destekleyerek, dünya genelinde demokrasi ve insan hakları değerini teşvik ederken Tayvan’ın uluslararası alanda tanınmasını ve bağımsızlığını destekleyerek, uluslararası hukukun ve egemenlik haklarının korunmasını savunuyor. Tayvan konusunun ABD-Çin ilişkilerinde yıllarca gerilime neden olduğu da açıktır.
Son olarak, Çin ve Tayvan arasındaki ekonomik ilişkiler, siyasi gerilimlere rağmen oldukça yoğundur. Tayvan, Çin’e büyük miktarda elektronik ve yarı iletken ihraç ediyor. Ancak, Çin’in Tayvan üzerindeki ekonomik baskılarının da arttığı gözler önüne serilmektedir.