Katolik Kilisesi’nin ruhani lideri olan papanın seçilme süreci, dini normlara göre şekillenen bir yapıya sahiptir. 21 Nisan’da Katolik Ruhani Lideri Papa Francis’in hayatını kaybetmesinin ardından, dünyanın dört bir yanından gelen 135 kardinal, Vatikan’da bulunan Sistina Şapeli’nde yapılacak gizli bir seçimle yeni papa için oy kullanacaktır. Bu seçim, yalnızca dini değil, aynı zamanda sosyokültürel ve siyasi yönleriyle de küresel öneme sahip bir olaydır.
Papa vefatıyla birlikte, kilise ‘‘sede vacante’’ denilen, ‘‘taht boş’’ anlamına gelen bir döneme girer. Bu dönemde yeni papanın seçim süreci başlar.[1] 267. Papa’nın seçimi için yapılacak toplantı, konklav, 7 Mayıs 2025 tarihinde başlayacak. Seçim, Vatikan Apostolik Sarayı içinde yer alan Sistina Şapeli’de ayinler ve törensel bir alay sonrası resmi olarak başlar. Seçim hakkına sahip kardinaller Universi Dominici Gregis belgesinin 53. paragrafında belirtilen şekilde bir yemin eder. Bu yemine göre görevlerini sadakatle yerine getireceklerine, seçimle ilgili her türlü bilginin gizli tutulacağına ve dış müdahalelere karşı koyacaklarına dair taahhütte bulunurlar. Tüm seçim prosedürleri sadece Sistina Şapeli’nde ve tamamen kapalı ortamda gerçekleştirilir. Seçim süreci boyunca kardinallerin dış dünya ile iletişime geçmesi yasaktır. Bununla birlikte hiçbir medya aracına da erişemezler.[2]
266. Papa Francis, görev süresi boyunca 108 kardinal atayarak konklavın yapısını önemli ölçüde etkilemiştir. 2013 yılında seçme hakkında sahip kardinallerin yüzde 51’i Avrupalı ülkelerden geliyordu. Ancak şu an güncel tabloya bakıldığında, konklavda oy kullanacak yüzdelik dağılım şu şekildedir: Papa Francis’in atadığı 108 kişinin yüzde 38’i Avrupa’dan, yüzde19’u Latin Amerika ve Karayipler’den, yüzde 19’u Asya-Pasifik’ten, yüzde 12’si Sahra altı Afrika’dan, yüzde 7’si Kuzey Amerika’dan ve yüzde 4’ü Orta Doğu ve Kuzey Afrika’dan geldi. Papa Francis, daha önce hiç kardinalleri olmayan 25 ülkeden kardinaller ataması önemli bir değişimin önünü açtı önemli bir değişimin önünü açtı.[3]
Papa Francis Devrimci mi?
Bazı kesimler tarafından devrimci olarak yorumlanan, bazı muhafazakar çevrelerce eleştirilen Papa Francis, elbette devrim olarak nitelendirilebilecek bir uygulama yapmamış olsa da Kilisenin dogmalarına ters düşebilecek yaklaşımları olmuştur. Papa Francis, 2013 yılında vermiş olduğu bir röportaj epey yankı uyarmıştı. Röportaj, İtalyan Cizvit Dergisi La Civiltà Cattolica’nın genel yayın yönetmeni Antonio Spadaro, S.J. tarafından şahsen gerçekleştirilmiştir. America Dergisi’nde yayınlanan bu röportaj, Papa Francis’in dogmatik kurallara karşı koymasa da daha ılımlı bir yaklaşım sergileyeceğini göstermiştir. Papa Francis, ‘‘…Örneğin, birçok kişi değişikliklerin ve reformların kısa sürede gerçekleşebileceğini düşünüyor. Gerçek ve etkili bir değişimin temellerini atmak için her zaman zamana ihtiyacımız olduğuna inanıyorum… ’’ diyerek, ‘‘Ancak aceleyle alınan kararlara karşı her zaman temkinli olurum’’ sözleri dikkat çekmiştir.[4]
Francis, ‘‘Kilise bazen kendini küçük şeylere, dar görüşlü kurallara kilitlemiştir. Kilisenin bakanları her şeyden önce merhamet bakanları olmalıdır’’ diyerek, kilisenin meselelere yaklaşımını merhamet çizgisine kaydırma gayesi gündem olmuştur. Eşcinsellik, kürtaj ve kadınlar gibi konularda Papa’nın yaklaşımları dogmatik eksenden biraz da olsa uzaktır. Papa, eşcinselliği onaylayıp onaylamadığına dair kendisine yöneltilen bir soruyu şu şekilde cevap verdiğini belirtmiştir. ‘‘Söyle bana: Tanrı eşcinsel bir kişiye baktığında, bu kişinin varlığını sevgiyle onaylıyor mu, yoksa bu kişiyi reddediyor ve kınıyor mu?’’ Francis, bu cevabı verirken Katolik Kilisesi İlmihali’nden yola çıkarak cevap verdiğini belirtmiştir. Bu kaynak eşcinsel eylemleri kınayan ancak eşcinsel kişilere ‘‘saygı, şefkat ve duyarlılıkla’’ davranılması gerektiğini söylemektedir. Kadınlar konusunda, Francis de kadınların rahipliğe atanmasını açıkça reddetmiş, ancak kilisenin kadınların seslerini duyma konusunda daha iyi bir konumda olması gerektiğini belirtmiştir: Papa, ‘‘Kilise, kadın ve onun rolü olmadan kendisi olamaz’’ ifadelerini kullanmıştır. [5]
Genel olarak bakıldığında Francis’in kuralların gevşetilmemesi kaydıyla, kiliseyi daha az yargılayıcı bir eksene çekmeye çalıştığı açıktır.[6] Papa’nın tepki çektiği bir mesele de geçtiğimiz yıllarda boşanmış ve medeni bir şekilde yeniden evlenmiş Katoliklerin Komünyona alınması tartışması olmuştur.[7] Papa Francis, 2015 yılında ‘‘Laudato Si’’yi yayınlamış; burada iklim değişikliğiyle mücadele için kapsamlı bir çağrıda bulunmuştur. Papa’nın ilk etapta krizi yaratan tüm teknolojik paradigmayı suçlaması özellikle ABD’deki muhafazakârlar tarafından memnuniyetsiz bir tutumla karşılanmıştır.[8]
Francis’in merhameti yargılamaya tercih etmesi ve bu yöndeki açıklamaları nedeniyle gelenekçileri kızdırmıştır. Boşanmış Katoliklerin komünyona alınmasına izin verilmesi konusu gibi bazı hamleler ağır muhafazakâr çevreler tarafından sapkınlık olarak değerlendirilerek suçlanmıştır. Ancak bununla birlikte 12 yıllık Papalık görevi boyunca küresel bir himaye tesis etmeye çalışan Katolik Kilisesini Avrupa merkezli olmaktan çıkararak dünyaya yaymıştır. Gelecek seçimleri belirleyecek temel soru şu: Francis’in eğitimlerini sürdürmek mi yoksa kilisenin geleneksel normatif tutumlarını daha fazla güçlendirmek mi? [9]
Bu yön arayışında öne çıkan adaylar arasında Filipinler’den Kardinal Luis Antonio Tagle ve İtalya’dan Kardinal Pietro Parolin bulunmaktadır. Tagle, Francis’in reformlarını sürdürme potansiyeline sahipken, Parolin daha geleneksel bir çizgiyi temsil etmektedir. Kardinaller arasında ideolojik farklılıklar mevcuttur. Bazıları, Francis’in reformlarını devam ettirmek isterken, diğerleri daha geleneksel bir yaklaşımı savunmaktadır. Bu durum, konklavın sonucunu etkileyebilir. Bununla birlikte Papa Francis, kardinal atayarak konklavın yapısını önemli ölçüde etkilemesi, Francis’in eğilimlerinin sürdürebileceği bir adayın seçilmesi beklentisini yüksek tutmaktadır.
Kardinaller Koleji Raporu adlı internet sitesinde, ‘‘Bir sonraki Papa’yı tahmin etmek her zaman belirsizlik taşır; önerdiğimiz isimlerin hiçbiri de seçilmeyebilir’’ deniyor. Papa Francis’i örnek vererek, 2013’te birçok papabili listesinde yer almadığı, çünkü birçok kişi tarafından onu yaşlı bulunduğu ifade edilmiştir.[10] Time gazetesinde yayınlanan en çok konuşulan papa adaylarından bazıları: [11]
Jean-Marc Aveline (66)
Göçmenlere verdiği destekle tanınan Aveline, bu konuyu kişisel olarak da yaşamıştır; dört yaşındayken savaş nedeniyle evini terk etmek zorunda kalmıştır. Ailesi daha sonra Fransa’nın Marsilya kentine yerleşmiştir. Bu şehirdeki yoğun Müslüman nüfus, onun dinler arası diyalog konularında hassas olmasını sağlamıştır. Teoloji doktorasına sahip olan Aveline, Kardinaller Koleji Raporu’na göre Papa Francis’in “favori halefi” olarak gösterilmekte. Ancak eşcinsel çiftlerin kutsanması konusundaki çekinceleri nedeniyle Papa Francis’ten ayrıldığı noktalar da var.
Joseph Tobin (72)
ABD’de oldukça etkili bir figür olan Tobin, LGBTQ+ Katolikler, Kilise’de kadınların rolü ve göçmenler için verdiği destekle dikkat çekiyor. Eski Indiana Valisi Mike Pence ile Suriyeli mültecilerin yerleştirilmesi konusundaki mücadelesiyle biliniyor. Newark Başpiskoposu olarak görev yapıyor ve Theodore McCarrick cinsel istismar skandalıyla da ilgilendi.
Juan Jose Omella (79)
Papa Francis’in danışmanlığını yapmış olan İspanyol kardinal, kürk cüppesini (kardinal kıyafeti) başpiskopos unvanını aldıktan sadece bir yıl sonra giymiştir. Kürtaj karşıtı açıklamalarıyla bilinir. Ancak İspanya’daki cinsel istismar raporlarıyla ilgili yaptığı “rakamlar yalan” yorumları tartışmalara neden olmuştur. Ardından, “Mağdurlardan af dilemekten ve onların iyileşmesi için çalışmaktan yorulmayacağız,” demiştir. Zaragoza Semineri’nde felsefe ve teoloji eğitimi almıştır.
Pietro Parolin (70)
İtalyan kardinal, 2013’ten beri Vatikan Devlet Sekreteri olarak görev yapıyor ve seçim konklavındaki en yüksek rütbeli kardinallerden biri. Jeopolitik konular üzerine uzmanlaşmıştır. 2002–2009 yılları arasında Devletlerle İlişkilerden Sorumlu Müsteşarlık yapmış ve Vietnam, Kuzey Kore, İsrail ve Çin gibi ülkelerle ilişkileri yönetmiştir.
Péter Erdő (72)
Macar kökenli olan Erdő, Katolik Kilisesi’nin daha muhafazakâr kanadını temsil eder. 2003’te, 51 yaşındayken en genç kardinal olarak Papa II. John Paul tarafından atanmıştır. Boşanmış bireylerin komünyon almasına karşıdır ve evliliğin bozulamaz olduğunu savunur. Ayrıca, eşcinsel evlilik karşıtıdır. Göçmenlik konusundaki önceki açıklamaları (mülteci alımını insan kaçakçılığına benzetmesi) eleştirilmiş, fakat Papa Francis ile yaptığı görüşmeden sonra tutumunu yumuşattığı söylenmiştir.
Peter Turkson (76)
Gana doğumlu olan Turkson, ilerici bir aday olarak görülüyor. Papa II. John Paul tarafından 2003’te kardinal olarak atanmıştır. Papa Francis tarafından Amazon bölgesinde kalkınma ve adalet için özel meclisler yönetmekle görevlendirilmiştir. İnsan onurunun savunucusu olarak tanınır. Dayton Üniversitesi, 2024’te kendisine fahri doktora verdi. En az altı üniversite daha onu onurlandırdı.
Luis Antonio Tagle (67)
Filipinler’den gelen Tagle seçilirse, modern çağın ilk Asya kökenli papası olacak. Evangelizasyon Dairesi’nin yardımcı yöneticisi olarak görev yapıyor. Eşcinsel evlilik karşıtı sert söylemleri eleştirerek, Kilise’nin dışlayıcı dilinin bireyleri toplumdan soyutladığını ifade etti. 2015’te şöyle dedi:
“Evet, bence artık dil bile değişti. Eskiden eşcinseller, boşanmışlar, bekar anneler için kullanılan sözler oldukça sertti… Bu insanlar dışlanmıştı.”
Mario Grech (68)
Sinod Genel Sekreteri olan Malta doğumlu Grech, boşanma ve tüp bebek uygulamalarına karşı olduğunu ifade etse de, boşanmış ve eşcinsel çiftlerin Kilise tarafından kabul edilmesi gerektiğini savunuyor. 2015’te Sunday Times of Malta’ya verdiği röportajda, “Kilise bir ahlak kurumu değil, Tanrı’yı deneyimleme yeri olmalıdır,” demiştir. Sinod sürecinin başında yer aldığı için, dünya çapındaki piskoposlar ve kardinallerle iyi ilişkilere sahiptir. Ayrıca, göçmenler için daha duyarlı politikalar çağrısı yapmıştır:
“Zengin yabancılarla yoksullar, Doğu’dan gelenlerle Afrika’dan gelenler arasında kurumsal ayrımcılığa izin verilmemelidir.”
Matteo Maria Zuppi (69)
İtalyan kardinal, Papa Francis’in daha kapsayıcı bir Kilise yaratma çabalarını sürdürmektedir. Rusya ve Ukrayna’ya özel elçi olarak gönderilmiş, Kyiv, Moskova, Washington DC, Batı Şeria ve Pekin’de liderlerle görüşmeler yapmıştır. Eşcinselliğe açık bir tavırla yaklaşmakta, mahkum haklarını ve idam cezasının kaldırılmasını desteklemektedir. Haziran 2023’te, “Herkesi koruyacak ve karşılayacak bir hukuk sistemi gerekli,” demiştir.
Adaylar arasında Francis’in bu etkisin çizgisinde ilerleyebilme potansiyeline sahip kardinaller yer alıyorken, diğer yandan da gelenekçi ve doktrin odaklı adaylar da bulunuyor. Macaristan’dan Kardinal Péter Erdő gelenekselçi kesimin dikkat çeken bir temsilcisi. Bologna’dan Kardinal Matteo Zuppi ve Lüksemburg’dan Kardinal Jean-Claude Hollerich isimler de Francis’in merhamet ve açıklık yönünde düşünce mirasını devrabilecek isimler arasında öne çıkmaktadır. São Paulo’dan Kardinal Odilo Scherer veya Kudüs Latin Patriği Kardinal Pierbattista Pizzaballa gibi isimler de iki kutubun arasında uzlaşı arayacısının öncüsü olarak değerlendirilmektedir.[12]
Sonuç ve Değerlendirme
Yaklaşan konklav öncesinde dünya genelinde Katolik camiası, Kilise’nin geleceğini şekillendirecek liderin kim olacağına dair merak içindedir. Papabili olarak adlandırılan güçlü adaylar arasında hem reformist hem de gelenekçi çizgideki kardinaller yer alıyor. Bu adayların geçmişleri, duruşları ve Katolik dünyasındaki etkileri, sadece kişisel niteliklerini değil, aynı zamanda Katolik Kilisesinin hangi yöne evrileceğine dair de işaret verecektir.
Kilise’nin daha kapsayıcı ve sosyal adalet odaklı bir çizgide ilerlemesini savunan adaylar arasında Luis Antonio Tagle, Peter Turkson, Matteo Maria Zuppi, Joseph Tobin ve Mario Grech öne çıkıyor. Bu isimler, eşcinsel bireylerin kabulü, göçmen hakları, çevre sorunları ve yoksullarla dayanışma gibi Papa Francis’in öncelik verdiği temaları sürdürme potansiyeline sahiptir.
Daha geleneksel çizgiyi temsil eden isimler arasında ise Péter Erdő ve Juan José Omella dikkat çekiyor. Özellikle Erdő, boşanmış bireylerin komünyona erişimi gibi tartışmalı konularda Katolik dogmasına sıkı sıkıya bağlılığıyla biliniyor. Omella ise, her ne kadar Papa Francis’e danışmanlık yapmış olsa da cinsel istismar meselelerine ilişkin açıklamaları nedeniyle bazı çevrelerde eleştiriliyor.
Teolojik tartışmaların ötesinde, jeopolitik gelişmeler de sonucu etkileyebilir. Dünyada artan siyasi belirsizlik ve açmazlar, bu konularda daha deneyimli bir figüre yönelme isteği doğurabilir. Vatikan’ın uluslararası ilişkilerini yönlendirebilecek düzeyde diplomatik deneyime sahip aday Pietro Parolin’dir. Uzun süredir Vatikan’ın Devlet Sekreterliği görevini yürüten Parolin, hem diplomatik ustalığı hem de deneyimiyle ‘dengeleyici’ bir figür olarak görülüyor. Yaklaşan konklav, Katolik Kilisesi’nin geleceği açısından yalnızca bir lider seçimi değil, aynı zamanda yön arayışının da sembolü olacaktır. Papa Francis’in bıraktığı mirası devam ettirecek mi, yoksa daha geleneksel bir çizgiye mi dönülecek? Seçilecek yeni Papa’nın bu soruya vereceği cevap, sadece Katolik dünyasını değil, dinler arası ilişkilerden sosyal politikalara kadar uzanan geniş bir alanı etkileyecektir.
Kaynakça
[1]Race to Succeed Pope Francis Begins with His Funeral as İnformal Alliances of Cardinals Emerge, Irish Times, https://www.irishtimes.com/opinion/2025/04/26/race-to-succeed-pope-francis-begins-with-his-funeral-as-informal-alliances-of-cardinals-emerge/ Son Erişim Tarihi: 30 Nisan
[2] Conclave to Elect New Pope to Begin on May 7th, Vatikan News, https://www.vaticannews.va/en/vatican-city/news/2025-04/conclave-elect-new-pope-cardinals-beginning-date-may-2025.html , Son Erişim Tarihi: 30 Nisan
[3] Who Chooses the Next Pope—and Who Chose Them?, Time, https://time.com/7279520/francis-appointed-cardinals-elect-new-pope-vatican-conclave-court-packing/ , Son Erişim Tarihi: 30 Nisan
[4] A Big Heart Open to God: An interview with Pope Francis, America Magazine, https://www.americamagazine.org/faith/2013/09/30/big-heart-open-god-interview-pope-francis Son Erişim Tarihi: 30 Nisan
[5] Did Pope Francis Just Call And Say Divorced Catholics Can Take Communion?, Washingtonpost, https://www.washingtonpost.com/news/morning-mix/wp/2014/04/24/did-pope-francis-just-call-and-say-divorced-catholics-can-take-communion/ Son Erişim Tarihi: 30 Nisan
[6] Pope Rejects Church of ‘Small-Minded Rules’ in Jesuit İnterview, National Catholic Reporter, https://www.ncronline.org/blogs/ncr-today/pope-rejects-church-small-minded-rules-jesuit-interview Son Erişim Tarihi: 30 Nisan
[7] Did Pope Francis just call and say divorced Catholics can take communion?, Washingtonpost, https://www.washingtonpost.com/news/morning-mix/wp/2014/04/24/did-pope-francis-just-call-and-say-divorced-catholics-can-take-communion/ Son Erişim Tarihi: 30 Nisan
[8] Pope Francis was a Revolutionary Revolutions are Messy, https://www.washingtonpost.com/opinions/2025/04/22/pope-francis-reformer-legacy-catholic-church/ Son Erişim Tarihi: 30 Nisan
[9] Race to Succeed Pope Francis Begins with His Funeral as İnformal Alliances of Cardinals Emerge, Irish Times, https://www.irishtimes.com/opinion/2025/04/26/race-to-succeed-pope-francis-begins-with-his-funeral-as-informal-alliances-of-cardinals-emerge/ Son Erişim Tarihi: 30 Nisan
[10] Conclaves, The College of Cardinals Report, https://collegeofcardinalsreport.com/conclaves/introduction/ Son Erişim Tarihi: 30 Nisan
[11] How a New Pope Is Chosen—and Who It Could Be,Time, https://time.com/7278963/new-pope-election-process-conclave-cardinals-candidates-francis-death-successor/ Son Erişim Tarihi: 30 Nisan
[12] Race to Succeed Pope Francis Begins with His Funeral as İnformal Alliances of Cardinals Emerge, Irish Times, https://www.irishtimes.com/opinion/2025/04/26/race-to-succeed-pope-francis-begins-with-his-funeral-as-informal-alliances-of-cardinals-emerge/ Son Erişim Tarihi: 30 Nisan