Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Yapay Zekanın Küresel Etkileri

Yazar: Hamza ERGÜL

Tarih boyunca insanlık, birçok teknolojik ve bilimsel gelişmeye öncülük etmiş; bu gelişmeler, daha güçlü, işlevsel, pratik ve etkili teknolojilerin ortaya çıkmasını sağlayan yığılımlı bir ilerleme sürecine yol açmıştır.

İnsanlık, ateş ve tekerlek gibi temel keşiflerden başlayarak, günlük yaşamımızı kolaylaştıran araç gereçlere ve üretim süreçlerinde insan müdahalesine ihtiyaç duymadan çalışabilen otonom sistemlere kadar birçok alanda önemli adımlar atmıştır. Bugün ise, insan benzeri özellikler gösterebilen ve hatta gelişen teknolojiyle insanlardan daha hızlı düşünüp aksiyon alabilen, daha etkili kararlar verebilen yapay zeka kavramıyla karşı karşıyayız.

Yapay zeka hakkında birçok görüş tartışılmaktadır. Bazıları, yapay zekanın insanlığın attığı en büyük adımlardan biri olduğunu ve elimizde bulunan en güçlü araç haline gelebileceğini savunurken, diğerleri bu teknolojinin insanlığın kendi kendini yok etmesi yolunda atılmış tehlikeli bir adım olduğunu düşünmektedir.

Günümüzde yapay zekanın, hem günlük hayatımıza hem de siyaset ve diplomasi gibi alanlara etkisi giderek artmaktadır. Bu durum, ilerleyen dönemlerde yapay zekanın caydırıcılık ve güç unsuru olarak kullanılabileceği tartışmalarını da beraberinde getirmektedir.

Yapay Zekanın Etkileri

Yapay zekanın etkileri, içinde bulunduğumuz yüzyılda giderek daha belirgin hale gelmektedir. 1950’li yıllarda Alan Turing’in Turing Testi ve Dartmouth Konferansı ile temelleri atılan yapay zeka, ilk başlarda endüstriyel alanlarda kullanılırken, bugün pek çok farklı sektörde yer almaktadır. Araştırmalar, yapay zekanın piyasalara entegre edilmesiyle elde edilecek üretimin, küresel ekonomiye 2.6 ile 4.4 trilyon dolar arasında bir katkı sağlayabileceğini öngörmektedir.

Çalışmalar, şirketlerin yapay zeka araçlarını benimseyerek çalışma stratejilerini daha düşük maliyet ve yüksek verimlilik esasına göre yeniden yapılandıracağını ortaya koymaktadır. Bu doğrultuda, şirketlerdeki birçok hizmetin yapay zeka ya da yapay zeka destekli otomasyon teknolojilerine entegre edilmesi beklenmektedir.

Ancak, küresel ekonomik sistemde meydana gelebilecek en önemli değişikliklerden biri, vatandaşların iş bulma kapasiteleri ve artan işsizlik sorunları olarak öngörülmektedir. Birçok şirketin yeniden yapılanmaya gitmesi ve orta-uzun vadeli operasyonlarında yapay zeka entegre sistemlere yönelmesi, üretim verimliliğini artırırken, aynı zamanda pek çok ofis çalışanının işini kaybetmesine yol açabileceği ortaya konmaktadır.[1]

Yapay zekanın küresel ekonomik etkisinin yanı sıra, dünya politikalarını şekillendirebilecek etkilerinden biri de özellikle askeri alanda, silahlanma ve savunma sanayinin güçlendirilmesinde önemli bir araç olarak öne çıkmasıdır.

1980’li yıllardan itibaren birçok ülke, askeri alandaki silahlanma süreçlerine yapay zeka sistemlerini entegre etme çabalarına başlamış, bu eğilim zamanla küresel ölçekte yaygınlaşmıştır. Bugün, yapay zeka sistemleri birçok devletin kısa ve orta vadeli stratejik planlarının bir parçası haline gelmiş, aynı zamanda ulusal güvenlik stratejilerinde de yer bulmuştur. Bunun yanı sıra, siber savunma ve yapay zeka ilişkisi üzerinde çalışan, ulusal güvenliği sağlamak amacıyla yeni kurum ve kuruluşlar kurulmuştur.

Bu bağlamda, yapay zekanın askeri silahlanma teknolojilerine entegrasyonu, tehditlerin tanınması ve tanımlanması, stratejik karar verme süreçleri ve savaş simülasyonları gibi alanlarda kendini göstermektedir. Ayrıca, otonom sistemler aracılığıyla silah verimliliğinin artırılması, savaş alanlarının analiz edilmesi ve stratejik karar mekanizmalarının güçlendirilmesi, gerçek zamanlı veri analizi sağlanması ve insan-otonom sistem iş birliğinin güçlendirilmesi gibi askeri alanlardaki potansiyeli, yapay zekanın askeri stratejiler üzerindeki etkisini önemli ölçüde artırmaktadır.[2]

Bu doğrultuda, yapay zekanın askeri sistemlere entegrasyonu birçok ülke tarafından stratejik bir gereklilik olarak değerlendirilmiş ve ordular, yapay zeka destekli otonom veya yarı otonom sistemleri kullanmaya başlamıştır. Yapay zeka destekli sistemlere sahip orduların caydırıcılığının artması ve olası savaş durumlarında stratejik üstünlük sağlaması, askeri dengeleri önemli ölçüde etkilemiş ve diğer ülkeleri de benzer sistemleri kendi ordularına entegre etmeye yönlendiren bir rekabet ortamı oluşturmuştur.

Yapay zekanın silahlanma yarışındaki etkisi yalnızca askeri silah sistemleriyle sınırlı kalmayıp, istihbarat alanında gözetleme, keşif ve tehdit analizi gibi kritik süreçlerde de kendini göstermektedir. Bunun yanı sıra, siber güvenlik alanında da devletler, yapay zekayı sistemlerine entegre etme yönünde kapsamlı adımlar atmakta, ulusal güvenlik politikalarında bu teknolojinin kullanımını giderek daha merkezi bir konuma yerleştirmektedir.[3]

Küresel Rekabette Yapay Zeka

Yapay zekanın çeşitli sektörlerdeki etkileri ve insanlık üzerinde oluşturabileceği geniş kapsamlı politik, ekonomik ve askeri sonuçlar, devletleri bu teknoloji üzerinde hakimiyet kurmaya yöneltmiştir. Bu nedenle devletler, uluslararası arenada rakiplerine karşı caydırıcı güç unsuru olarak yapay zekayı kullanmayı hedeflemektedirler.

Günümüzde yapay zeka alanında öne çıkan ülkeler arasında ABD ve Çin yer almaktadır. Milenyum döneminden itibaren her iki ülke, teknolojik arenada hegemonya kurmayı hedeflemiş; Trump döneminde yaşanan ticaret savaşları, Çin’in ekonomik-kalkınma adımları ve ABD’nin küresel liderlik vizyonu, günümüz rekabet ortamını şekillendirmiştir.

Çin’in Yapay Zeka Stratejisi

2015 yılında ilan edilen “Made in China 2025” planı, gelişmiş teknoloji üretimini stratejik bir öncelik haline getirerek yapay zekayı kilit aktörlerden biri olarak belirlemiştir.[4] 2017’de hayata geçirilen “Yeni Nesil Yapay Zekâ Geliştirme Planı”, Çin’in 2030 yılına kadar yapay zeka teknolojisinde lider ve egemen konuma ulaşmasını hedefleyen kapsamlı stratejisini ortaya koymuştur. [5] Ayrıca, 2021’de yayımlanan “14. Beş Yıllık Kalkınma Planı” yerli teknoloji şirketlerini desteklemeye odaklanarak, yasa tasarıları, politikalar ve ekonomik programlar yoluyla yapay zeka, iletken çip ve veri bilimi alanlarındaki hakimiyeti güçlendirmeyi amaçlamaktadır.[6]

ABD’nin Yapay Zeka Stratejisi

ABD, uzun yıllardır özel sektör ve araştırmacılar aracılığıyla yapay zeka çalışmalarına öncülük etmektedir. 2016’da hayata geçirilen “Ulusal Yapay Zeka Ar-Ge Stratejik Planı”, kamu, özel sektör ve akademi arasındaki iş birliklerini pekiştirerek teknolojik liderliğini desteklemiştir.[7] 2018’de kurulan “Ortak Yapay Zeka Merkezi (JAIC)”, yapay zekanın askeri alana entegrasyonunu hedefleyerek ABD ordusunun modernizasyonunu desteklemiştir.[8] 2019’da imzalanan “Ulusal Yapay Zeka Girişimi” ile federal yatırımlar artırılmış, nitelikli iş gücü oluşturulması ve yasal çerçevelerin belirlenmesi yoluyla yapay zekanın çeşitli sektörlere entegrasyonu hızlandırılmıştır.[9] 2021’de Ulusal Güvenlik Stratejisi kapsamında, yapay zeka ve siber sistemlerin ulusal güvenlik açısından önemi vurgulanmış ve ilerleyen süreç ile ilgili bir yol haritası çizilmiştir.

2022 yılında, Çin ile rekabet çerçevesinde yerli üretim ve teknolojik liderliği güçlendirmek amacıyla “Çip ve Bilim Yasası” imzalanmıştır. Bu yasa, özel sektör ve kamu iş birliğini pekiştirerek Çin’in küresel pazardaki etkisini sınırlamayı hedeflemekte; onaylanmasından itibaren 10 yıllık süreçte 280 milyar dolarlık bütçe ayrılmaktadır. Bu bütçenin 200 milyar doları bilimsel araştırmalara ve Ar-Ge çalışmalarına, 50 milyar doları üretime, kalan kısmı ise çip üretimi, vergi kredileri ve teknolojik programlara yönlendirilecektir. [10]

2024 yılında kurulan Yapay Zeka Güvenlik Merkezi, yapay zeka teknolojilerinin güvenli, sorumlu ve etik kullanımını sağlamak amacıyla devlet kurumları içinde organizasyonu güçlendirmekte ve kamu-özel sektör iş birliğini geliştirmektedir.[11]

ABD’de faaliyet gösteren OpenAI, Microsoft, Nvidia, Meta, Google ve Apple gibi şirketler, yapay zeka çalışmalarını sürdürürken, 20 Ocak 2025 itibarıyla Donald Trump’ın başkanlık görevine başlamasıyla birlikte 500 milyar dolarlık “Stargate Projesi” duyurulmuştur. Bu proje, yeni yapay zeka altyapılarının inşa edilmesi, geniş kapsamlı bir iş gücü oluşturulması ve ABD’nin yapay zeka liderliğinin pekiştirilmesi hedefleriyle, OpenAI, Oracle, Softbank, MGX, Arm ve Microsoft gibi şirketlerle teknolojik ve sermaye ortaklıklarının kurulmasını öngörmektedir.[12]

Avrupa Birliği’nin Yapay Zeka Piyasasına Etkisi

Yapay zeka rekabetinde ABD ve Çin önde gelen aktörler olmakla birlikte, bu alana etki eden çok sayıda unsur nedeniyle diğer paydaşlar da önemli roller üstlenmektedir. Dijital teknolojilerin gelişmesiyle birlikte yapay zekanın günlük yaşama entegrasyonu, bu alanda çeşitli tartışmaları beraberinde getirmiştir. Bu tartışmaların başında, yapay zekanın gücünün etik ve hukuki çerçevede sınırlandırılması gerekliliği gelmektedir.

Yapay zeka, verilerle eğitilir, optimize edilir ve geliştirilir. Kullanılan verilerin güvenilirliği, gizliliği ve güvenliği, yapay zekanın kararlarını doğrudan etkiler. Bu nedenle, birçok kişi veri kullanımına sınırlamalar getirilmesini ve ihlallerin yaptırımlarla cezalandırılmasını savunmaktadır.

Farklı sektörlerde yapay zekanın kullanımının yaygınlaşmasıyla, sosyal medya platformları, güvenlik sistemleri ve kullanıcı-arayüzlü uygulamalar aracılığıyla bireylerin verileri toplanmakta ve analiz edilmektedir. Bu veriler, kullanıcıların kişilik özellikleri, mevcut psikolojik durumları, kişisel alanları ve çevresel bilgileri gibi detaylı bilgileri içermekte; en kötü senaryoda, bu veriler manipülasyon ve yönlendirme amacıyla kullanılabilmektedir.

Avrupa Birliği, küresel yapay zeka rekabetinde etkin bir aktör olarak öne çıkmaktadır. Avrupa Komisyonu, 1 Ağustos 2024’te yürürlüğe giren “AB 2024/1689 sayılı Tüzük” ile yapay zeka ve sağlayıcı kurumların faaliyet alanlarını ve sınırlarını belirlemeyi amaçlamıştır. Bu tüzük, biyometrik tanımlama sistemleri, sosyal puanlama uygulamaları ve hayati öneme sahip sektörlerde kullanılan yapay zeka uygulamalarına yönelik denetleme ve kısıtlamaları öngörmektedir. Temel hedef, riskleri azaltmak, fırsatlar yaratmak, ayrımcılıkla mücadele etmek ve şeffaflığı sağlamaktır. Böylece Avrupa Birliği, yalnızca yasal düzenlemelerle değil, aynı zamanda yatırımlar ve teşvik politikalarıyla da rekabet gücünü sürdürmeyi hedeflemektedir.[13]

Yürürlüğe giren bu tüzükle birlikte, yapay zeka rekabetinde söz sahibi olmayı başaran Avrupa Birliği, yalnızca yasal düzenlemelerle sınırlı kalmayıp, çeşitli yatırımlar ve teşvik politikaları aracılığıyla rekabette etkin konumunu sürdürmeyi hedeflemektedir.

Sonuç ve Değerlendirme

20. yüzyılda ortaya çıkan yapay zeka, kümülatif bir gelişim sürecinden geçerek günümüzde pek çok sektöre entegre edilmiş veya entegre edilecektir. Bu bağlamda, yapay zekanın insanlık üzerindeki çok boyutlu etkileri ortaya konulmuş ve devletlerin bu etkilere yönelik attığı adımlar incelenmiştir.

Yapay zekanın ekonomik, askeri, siyasi ve etik alanlardaki etkileri üzerine yapılan değerlendirmeler, teknolojik gelişmelerin; devlet politikaları ve rekabet ortamı doğrultusunda, çeşitli alanlardaki dengeleri değiştirdiğini ve değiştirmeye devam edeceğini göstermektedir. Büyük bir güç unsuru olma potansiyeli ve yaşamı dönüştürme kapasitesi nedeniyle, dönüşüme ayak uyduramayan devletler, küresel politik arenada geride kalma riski taşımaktadır.

Ekonomik açıdan, yapay zekanın pek çok insanın yaşamını ve şirketlerin orta-uzun vadeli stratejik planlarını dönüştürmesi, küresel ekonomiye damga vuracak niteliktedir. Teknolojik gelişmeleri ekonomik politikalarına entegre etmeyen devletler veya bu dönüşümün yarattığı zorlukları öngöremeyen aktörler için yapay zeka, önemli zararlar doğurabilir.

Askeri alanda ise, orduların modernizasyonunda kritik rol oynayan yapay zeka destekli sistemlerin kullanılması; savunma sanayinin güçlendirilmesi ve askeri eğitimlerin artırılması, potansiyel tehditlere karşı önlem almak isteyen devletler için elzem bir strateji olarak öne çıkmaktadır. Bu doğrultuda, müttefik dışı ülkelere karşı dezavantaj yaşamamak amacıyla hızlı ve etkin adımlar atılması gerekmektedir.

Ayrıca, yapay zekanın optimize edilmesi için gerekli verilerin güvenliği, bu verilerin şeffaf ve güvenilir kaynaklardan temin edilmesi ve toplumsal manipülasyonun önlenmesi amacıyla çeşitli yönergeler, yasalar, kısıtlamalar ve caydırıcı cezaların uygulanması, atılabilecek en önemli politik adımlar arasında yer almaktadır.

Sonuç olarak, yapay zeka gibi dünya dengelerini yeniden şekillendirecek bir alanda yeterli çalışma yapmayan veya küresel ölçekte yetersiz kalan devletlerin, dijital dönüşüme hızla ayak uydurması ve değişime uyum sağlaması zorunludur. Aksi takdirde, bu devletlerin uluslararası arenada etkinliklerini yitirmeleri kaçınılmaz olacaktır.

Kaynakça

[1] Yapay Zeka Çağı İçin Yeni Bir Ekonomi Modeli, Dünya Siyaseti, https://dunyasiyaseti.com/icerik/yapay-zeka-cagi-icin-yeni-bir-ekonomi-modeli.html, Son Erişim Tarihi: 22 Şubat 2025

[2] Çifçi, O. (2024). Yapay Zekâ Ve Silahlanma Yarışı: ABD Ve Çin Arasındaki Güç Dengesinin Değişen Dinamikleri. Marmara Üniversitesi Siyasal Bilimler Dergisi, 12(2), sf.179

[3] Sayler, K. M. (2020) Artificial Intelligence and National Security, Congressional Research Service, https://sgp. fas.org/crs/natsec/R45178.pdf, Erişim Tarihi: 22 Şubat 2025

[4] Made in China 2025, Institue for Security and Development Policy, https://www.isdp.eu/wp-content/uploads/2018/06/Made-in-China-Backgrounder.pdf, Erişim Tarihi: 22 Şubat 2025

[5] Full Translation: China’s ‘New Generation Artificial Intelligence Development Plan’ (2017), DIGICHINA, https://digichina.stanford.edu/work/full-translation-chinas-new-generation-artificial-intelligencedevelopment-plan-2017/, Erişim Tarihi: 22 Şubat 2025

[6] The 14th Five-Year Plan of the People’s Republic of China—Fostering High-Quality Development, Asian Development Bank, https://www.adb.org/publications/14th-five-year-plan-high-quality-development-prc, Erişim Tarihi: 22 Şubat 2025

[7] The National Artifical Intelligence Research and Development Strategic Plan, National Science and Technology Council, https://www.nitrd.gov/pubs/national_ai_rd_strategic_plan.pdf, Erişim Tarihi: 22 Şubat 2025

[8] Joint Artificial Intelligence Center Created Under DoD CIO, Breaking Defense, https://breakingdefense.com/2018/06/joint-artificial-intelligence-center-created-under-dod-cio/, Erişim Tarihi: 22 Şubat 2025

[9] Executive Order on Maintaining American Leadership in Artificial Intelligence, White House Archives, https://trumpwhitehouse.archives.gov/presidential-actions/executive-order-maintaining-american-leadership-artificial-intelligence/, Erişim Tarihi: 22 Şubat 2025

[10] The CHIPS and Science Act: Here’s what’s in it, McKinsey & Company, https://www.mckinsey.com/industries/public-sector/our-insights/the-chips-and-science-act-heres-whats-in-it, Erişim Tarihi: 22 Şubat 2025

[11] U.S. AI Safety Institute Establishes New U.S. Government Taskforce to Collaborate on Research and Testing of AI Models to Manage National Security Capabilities & Risks, U.S Department of Commerce, https://www.commerce.gov/news/press-releases/2024/11/us-ai-safety-institute-establishes-new-us-government-taskforce, Erişim Tarihi: 23 Şubat 2025

[12] Announcing The Stargate Project, OpenAI, https://openai.com/index/announcing-the-stargate-project/, Erişim Tarihi: 23 Şubat 2025

[13] Avrupa Parlamentosu dünyanın ilk yapay zeka yasasını onayladı, BBC News Türkçe, https://www.bbc.com/turkce/articles/c1vlezvg09lo, Erişim Tarihi: 24 Şubat 2025

 

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve UDİAD’ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

Uluslararası Diplomatik İlişkiler Akademik Araştırmalar ve Eğitim Derneği

Hakkımızda

Uluslararası Diplomatik İlişkiler Akademik Araştırmalar ve Eğitim Derneği, diplomasi ve uluslararası ilişkiler alanında derinlemesine bilgi edinmek, sosyal bilimlerin çeşitli alanlarında araştırmalar yapmak, bilgiyi işlevsel hale getirerek akademik yayınlar yapmak, seminer, konferans ve eğitim faaliyetleri düzenlemek amacıyla kurulmuş bir sivil toplum kuruluşudur.

This Pop-up Is Included in the Theme
Best Choice for Creatives
Purchase Now