Ukrayna 6 Ağustos Salı günü Sumi bölgesinden sınırı geçerek federal bölge olan Kursk’a saldırı düzenledi. Ukrayna’nın Kursk bölgesine düzenlediği saldırılar, Rusya-Ukrayna savaşının seyrini değiştirme potansiyeline sahip. Bu tür bir askeri eylem, askeri stratejilerin yeniden yapılandırılmasına yol açarken, aynı zamanda ateşkes müzakerelerinin gelişiminde de önemli değişimlere sebep olabilir.
Bu saldırılar Batı’nın askeri destekleriyle birleşince Ukrayna’nın Rus topraklarına nüfuz etme imkanını arttırıyor. Ancak, müzakerelerin güvenirliğini zedeleyen bu hamle, aynı zamanda savaşın uzun süreceğini gösteren stratejik zemin hazırlıyor. Kursk bölgesine düzenlenen sınır ötesi operasyon sonrası Kremlin’den gelen Rusya’nın bu saldırılara yanıt vermek zorunda kalacağını ve ateşkes görüşmelerinin artık geçerli olmadığı açıklaması bunu kanıtlar nitelikte. Ayrıca, Batılı ülkelerin, Rusya’nın güç kazanmasını önlemek için Ukrayna’yı destekleme çabaları, barış sürecini zorlaştırıyor ve savaşın sona ermesini beklemek oldukça güçleştiriyor. Batı’nın Ukrayna’yı Rusya’yı zayıflatmak için bir araç olarak kullanma çabaları hem Rusya hem de Ukrayna’da sosyal ve ekonomik sorunları arttırıyor ve savaşın uzamasına zemin oluşturuyor. Zelenskiy’nin, saldırının müzakere pozisyonunu güçlendirmek amacı taşımadığı yönündeki açıklamaları da müzakerelerin zorluğunu ortaya koyuyor.
Rusya, Kursk bölgesindeki Ukrayna güçlerini çıkarmakta zorluk çekiyor çünkü ordusunun büyük bir kısmı Ukrayna’nın doğusundaki Donbas bölgesine destek için ayrılmıştır. Özel kuvvetler birimleri ve Wagner paralı askerleri de dahil olmak üzere Rus takviye birlikleri Kursk bölgesine gelmeye başladı ancak Ukrayna birliklerine karşı yapılan müdahaleler şu ana kadar herhangi bir başarıya ulaşamadı. Saldırıları küçümseyen Kremlin, uluslararası toplum gözünde prestij kaybetmemeye çalışırken, yeni askere alımlar yapmakta isteksiz ve bu durum, Rusya’nın askeri etkinliğini olumsuz etkiliyor. Rusya’nın, yedek birliklerin konuşlandırılımasına ve tahliye emirlerine rağmen Ukrayna’nın ilerleyişinin hızını yavaşlatmayı başaramaması bu olumsuz etkiyi gözler önüne seriyor.
Ukrayna mümkün olduğunca Rus toprağını ele geçirerek Moskova üzerinde baskısını arttırmayı hedefliyor. Bu durum da Rusya ile olası barış görüşmelerinde Ukrayna’nın elini güçlendirerek Rusya aleyhine stratejiler geliştirmesine olanak sağlayabilir. Askeri strateji açısından, Rus topraklarındaki bu ilerleme, Ukrayna’nın kendi sınırlarına bir tampon bölge oluşturma çabası içerisinde olduğu ve Rus ordusunu zayıflatma amacı taşıdığı bildiriliyor. Ayrıca, Rusya’yı sınır bölgesine daha fazla asker yığmaya zorlayarak Ukrayna’daki ana çatışma hattında ki Rus gücünün kırılması hedefleniyor. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Almanya gibi diğer batılı ülkeler Ukrayna’nın silahlarını Rus topraklarına saldırı için kullanmasını yasaklamıştı ancak Rusya’nın Harkiv’e olan saldırısından sonra bu yasak esnetildi. Kursk bölgesine yapılan saldırı ile de Kiev, Batı’dan gelecek olan teçhizat sevkiyatının arttırılmasıyla savaşı hala kazanabileceğini ispatlamak istiyor. ABD’li bazı siyasiler bu duruma olumlu bakarken İngiltere ve İtalya gibi devletler hala olumsuz tavırlarını sürdürmekte ısrarcı gözüküyor.
Sonuç olarak, Ukrayna’nın Kursk bölgesine yaptığı bu saldırının Ukrayna ve Rusya savaşındaki dengeleri askeri ve siyasi alanda büyük ölçüde etkiliyor. Bunun yanı sıra, dünya siyasetinde de etkileri görülüyor. Ukrayna’nın batılı ülkelerden yardım talepleri, batılı siyasilerinde Ukrayna’ya desteklerini açıklamaları Ukrayna-Rusya çatışmasının bir süre daha bitmeyeceğini kanıtlar nitelikte.
