Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Türkiye’nin Enerjide Dışa Bağımlılığı Azaltma Hedefi

İÇİNDEKİLER

  1. Giriş
  2. Türkiye’nin Enerji Üretimi ve Tüketimi Verileri
  3. Dışa Bağımlılığı Azaltmak İçin Yenilenebilir Enerji Kullanımı
  4. Nükleer Enerji Dışa Bağımlılığı Azaltabilir mi?
  5. Mavi Vatan / Doğu Akdeniz ve Karadeniz’de Yer Altı Kaynakları
  6. Sonuç

 

  1. GİRİŞ

Enerji, bir ülkenin üretim kapasitesinden gelişmişliğine dek çoğu alandaki durumunu etkileyen faktörlerden biridir.  Bir ülkenin enerji politikaları, ekonomik büyümesinden dış politikasına kadar geniş bir yelpazede etkiler yaratır. Sanayi devriminden bu yana enerji, dünya ekonomilerinin merkezinde yer almış, fosil yakıtların yaygın kullanımıyla birlikte ülkeler arasındaki ekonomik ve siyasi ilişkiler de enerji kaynakları üzerinden şekillenmiştir. Küresel ölçekte artan nüfus, kentleşme ve teknolojik gelişmeler enerji talebini sürekli olarak artırmakta ve bu talep, ülkelerin enerji politikalarında dışa bağımlılık ve enerji güvenliği konularını ön plana çıkarmaktadır. Haliyle, dünyadaki gelişmişlik seviyesi arttıkça enerji tüketimi de artmaktadır. Ülke sınırları içerisinde enerji üretimi ve enerji tüketimi arasındaki makas, üretim ve tüketim arasındaki oranının enerji tüketimi lehine arttıkça açılmaktadır.

Türkiye, jeopolitik konumu itibarıyla Avrupa ile Asya’nın geçiş noktasında yer almakta olup, enerji güvenliği açısından stratejik bir öneme sahiptir. Enerji hatlarının geçiş güzergahlarından da biridir. Ancak, Türkiye’nin yer altı kaynaklarının sınırlı olması ve artan enerji talebi nedeniyle ülke büyük oranda enerji ithalatına bağımlı hale gelmiştir. Türkiye’nin enerji tüketimi her geçen yıl artmakta, bu da dış ticaret açığı ve enerji maliyeti üzerinde büyük bir baskı oluşturmaktadır. 2022 verilerine göre Türkiye, enerji talebini karşılamak için %67.8 oranında ithalata bağımlıdır. Özellikle doğalgaz ve petrol ithalatı, enerji giderlerinin büyük bir kısmını oluştururken, bu durum aynı zamanda enerji güvenliği, ekonomik güvenlik ve sürdürülebilirlik açısından da önemli bir sorun teşkil etme ihtimalini saklı tutar.

Enerjide dışa bağımlılık, bir ülkenin yalnızca ekonomik performansını değil, aynı zamanda siyasi ve diplomatik manevra kabiliyetini de sınırlayan bir unsur olabilir. Enerjiye bağımlı olan ülkeler, enerji arzında yaşanan küresel krizlere karşı daha savunmasız hale gelir ve enerji tedarikçileri ile olan ilişkilerde çeşitli risklerle karşı karşıya kalırlar. Örneğin, Türkiye’nin enerji tedarik ettiği ülkelerle yaşadığı politik sorunlar, enerji arz güvenliği açısından risk yaratmakta ve dışa bağımlılığın azaltılmasının önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir.

Buna yakın dönemden bir örnek olarak Macaristan ve Belçika örneklerini vermek de mümkündür. Bu iki ülkenin Rusya ile ilişkileri elbette yalnızca enerji faktörüne indirgenemez ancak ülkelerin kendi bloğu dışındaki ülkelerle ilişkilerini incelerken tartışılması gereken bir örnektir. Macaristan’a bakıldığında Rusya ile ilişkilerinin diğer Avrupa Birliği üye ülkelerinin aksine iletişime açık olduğu görülmektedir. Macaristan’ın Rusya’ya tam olarak karşı tavır alınmasının doğru olmadığını belirtmesi; Macaristan doğal gazının yüzde 75’inin, petrolün yüzde 60-80’nin Rusya’dan tedarik etmesi ile doğrudan bağlantılıdır. Rusya’ya karşı tavrı Macaristan’a oranla çok daha sert olan Belçika da doğal gazda Rusya’dan ziyade Hollanda ve Norveç’e bağımlı olmasının bir diğer örnektir.

Türkiye, enerjide dışa bağımlılığını azaltmak için son yıllarda önemli adımlar atmaktadır. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını artırma, yerli enerji üretim kapasitesini geliştirme, nükleer enerji yatırımlarına yönelme ve enerji kaynaklarını keşfetme gibi stratejik hamleler, Türkiye’nin enerji politikasında önemli yer tutmaktadır. Özellikle güneş, rüzgar, hidroelektrik ve jeotermal enerji gibi yenilenebilir kaynakların teşvik edilmesi, yerli üretim kapasitesini artırırken, dışa bağımlılığı da önemli ölçüde azaltma potansiyeline sahiptir. Ayrıca, Karadeniz’de keşfedilen doğal gaz rezervleri ve Doğu Akdeniz’deki enerji kaynakları, Türkiye’nin enerji arz güvenliğini güçlendirme yolunda önemli fırsatlar sunmaktadır.

Bu noktada Türkiye’nin enerji üretim ve tüketim verileri analiz edilecek, enerjide dışa bağımlılığı azaltmak için geliştirilen stratejiler, özellikle yenilenebilir enerji ve nükleer enerji yatırımları, Karadeniz ve Doğu Akdeniz’deki yer altı kaynaklarının kullanımı gibi konular ele alınacaktır.

2. Türkiye’nin Enerji Üretimi ve Tüketimi Verileri

Türkiye, 80 milyonu aşkın nüfusu ve muhtelif sektörler ile enerji tüketimi yapmaktadır. Aydın’ın 2010 tarihli çalışmasına göre Türkiye’de enerji tüketimindeki yüzde 1’lik bir artış, ekonomide %1.03 oranında artışa yol açmaktadır. Dolayısıyla, enerji tüketimi ile ekonomik büyüme arasında pozitif bir ilişki söz konusudur.

  • *BTU (British Thermal Unit), 1 libre suyun sıcaklığını 1 Fahrenheit (ºF) yükseltmek için gerekli olan ısı miktarı
  • *Kaynak (Kişi başı BTU): CIA The World Factbook, Kaynak (Diğer veriler): Worldometer

2022 yılında Avrupa Birliği’nde enerji kullanımına bakıldığında, enerjinin %31’i ulaştırma, %26.9’u hane halkı ve %25.1’i imalat tarafından kullanılmıştır. Amerika Birleşik Devletleri’nde bu durum %37 ulaştırma, %35 imalat ve %15 hane halkı tarafından kullanım şeklindedir. Türkiye’de, 2021 yılında toplam enerji tüketiminin dağılımına bakıldığında, en yüksek tüketimin 26,1% ile imalat ve 23,9% ile konut ve hizmetler sektöründe gerçekleştiği görülmektedir. Dolayısıyla, korelasyon ilişkisi göz ardı edilerek söylenebilir ki enerji tüketimindeki artış, imalat sektöründe de artışa sebep olur ve böylece ekonomik büyüme ortaya çıkar.

Türkiye’nin enerji üretimi ağırlıklı olarak fosil yakıtlar ve yenilenebilir enerji kaynaklarına dayanmaktadır. Hidroelektrik, güneş ve rüzgâr enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynakları Türkiye’nin enerji üretimindeki payını artırsa da fosil yakıtların enerji üretimindeki ağırlığı hala devam etmektedir. Türkiye’de yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretimi 2024 yılında %42 civarındadır ve bu oran daha da artırılmaya çalışılmaktadır. Özellikle son yıllarda güneş ve rüzgâr enerjisine yapılan yatırımlar, Türkiye’nin enerji üretim kaynaklarında yenilenebilir enerji kaynaklarının payını artırmayı hedeflemektedir. Bu yatırımların hızla artırılması ve yerli üretim kapasitesinin güçlendirilmesi, enerjide dışa bağımlılığın azaltılması için büyük önem taşımaktadır.

 

3. Dışa Bağımlılığı Azaltmak için Yeşil Enerji Kullanımı

Türkiye, enerji ihtiyacını karşılamak için nispeten ithalata bağımlı olan bir ülke olarak, bu bağımlılığı azaltmak amacıyla son yıllarda yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmiştir. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını azaltma stratejilerinin önemli bir ayağını oluşturmaktadır. Özellikle güneş, rüzgar, hidroelektrik ve jeotermal gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının yaygınlaştırılması, yerli enerji üretimini artırarak enerji ithalatını azaltmayı hedeflemektedir.

Nitekim geçtiğimiz günlerde açıklanan Orta Vadeli Plan’ın 2025-2027 ayağında sürdürülebilir büyümenin bir kaynağı olarak yeşil dönüşümün hızlandırılmasına yönelik yeni süreçler uygulanması ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımıyla enerji verimliliğinin artırılması noktasında çalışılacağı belirtilmiştir.

Türkiye, coğrafi konumu itibarıyla güneş ve rüzgâr enerjisi üretiminde büyük bir potansiyele sahiptir ve bu durum akademik çalışmalarla da kanıtlanmıştır. Türkiye’de güneş enerjisinin elektrik üretimindeki payı %4.7’dir; Avrupa’da ise %4.8’dir. Dolayısıyla, güneş enerjisiyle elektrik üretimi noktasında Türkiye, Avrupa ile yarış halindedir ve %4.2 orana sahip olan Asya Pasifik’i geçmiştir. Rüzgar enerjisi alanında ise Türkiye elektrik üretimindeki payını %10’a yükseltmiştir.

Türkiye, aynı zamanda hidroelektrik enerji üretimi açısından da önemli bir potansiyele sahiptir. Türkiye’nin toplam elektrik üretiminde hidroelektrik santrallerinin payı yaklaşık %30 civarındadır. 2024 Temmuz sonu verilerine bakıldığında da yenilenebilir enerji payı nispeten sağlıklıdır ancak elbette artırılması gerekir.

Jeotermal enerji konusunda ise Türkiye, Avupa’da lider ve dünyada ilk 5 ülke içinde yer almakta ve jeotermal enerji kapasitesi her geçen yıl artmaktadır.

Yenilenebilir enerji kaynaklarının teşvik edilmesi amacıyla, Türkiye’de çeşitli yasal düzenlemeler ve destek programları devreye alınmıştır. Örneğin, Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) projeleri, güneş ve rüzgâr enerjisi alanlarında büyük ölçekli yatırımları teşvik etmekte ve enerji üretiminde yerli katkıyı artırmayı hedeflemektedir. Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları’nın bir diğer önemi ise yenilenebilir enerji santrallerinden satın alınan enerjinin maliyetinin düşürülmesidir. Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları tesislerinin bazılarında güneş enerjisi panellerinin üretiminde %70’in üzerinde yerlilik bulunmaktadır. Bu yatırımlar, elbette Türkiye’nin enerji üretiminde dışa bağımlılığını azaltma çabalarının önemli bir ayağını oluşturmaktadır.

Yine bir yatırım programı olarak Cumhurbaşkanlığınca açıklanan HIT 30 programı ile 2030 yılına kadar yüksek teknoloji noktasında hedeflerini gerçekleştirmek isteyen Türkiye, mobilite, sağlıklı yaşam, haberleşme ve uzay gibi öncelikli olan 8 yatırım konusundan birini yeşil enerjiye ayırmış durumdadır. Böylelikle, doğa korunurken yenilenebilir enerji ile Türkiye kendi enerjisini üretmeye devam edecektir.

Türkiye’nin 2030 yılına kadar olan enerji politikası hedefleri doğrultusunda, yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji üretimindeki payının artırılması, dış ticaret açığını azaltmanın yanı sıra çevre dostu ve sürdürülebilir bir enerji sistemine geçişi de sağlamayı amaçlamaktadır.

Yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaştırılması, Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını azaltma yolundaki en önemli stratejik adımlardan biridir. Bu çerçevede yapılan yatırımlar, hem enerji güvenliği açısından Türkiye’nin önemli bir adım atmasını sağlamakta hem de sürdürülebilir bir enerji geleceği için önemli avantajlara sahip olmasını sağlamaktadır.

4. Nükleer Enerji Dışa Bağımlılığı Azaltabilir mi?

Nükleer enerji, enerjide dışa bağımlılığı azaltma konusunda çeşitli seçenekler arasında önemli bir seçenek olarak ön plana çıkmaktadır. Türkiye, enerji ihtiyacını karşılamak ve dışa bağımlılığı azaltmak amacıyla nükleer enerjiye yatırım yapmaya başlamıştır. Bu bağlamda Türkiye’nin ilk nükleer enerji santrali olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin inşası büyük önem taşımaktadır. Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin 2025 yılına kadar devreye girmesi beklenmektedir. Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin Türkiye’nin elektrik ihtiyacının yaklaşık %10’unu karşılayabileceği öngörülmektedir. Türkiye’nin ilk nükleer santrali olan Akkuyu’da Türkiye ve Rusya’nın Rosatom şirketi ortak çalışma yürütmektedir.

Nükleer enerji, kesintisiz ve büyük ölçekli enerji üretimi sağlayarak fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltma potansiyeline sahiptir. Bununla birlikte, nükleer enerjiye dayalı enerji üretiminin diğer avantajları arasında sera gazı emisyonlarının oldukça düşük olması ve elektrik üretim maliyetlerinin uzun vadede azalması bulunmaktadır. Nükleer enerji, Türkiye’nin enerji güvenliğini güçlendirme hedeflerine katkı sağlayabilecek stratejik bir enerji kaynağı olarak değerlendirilmektedir.

Ancak nükleer enerji ile ilgili bazı zorluklar ve riskler de bulunmaktadır. İnşaat maliyetlerinin yüksek olması (Akkuyu için 20 milyar dolar), atık yönetimi, güvenlik endişeleri ve olası çevresel etkiler nükleer enerjinin eleştirilen yönleri arasında yer almaktadır. Ayrıca, nükleer santrallerin uzun vadeli bakım ve işletme süreçleri, yüksek maliyet ve uzmanlık gerektirmektedir. Buna rağmen, bu kadar temiz bir enerjiyi bu denli fazla şekilde imal edebilmenin yolu da nükleer enerjiden geçmektedir.

Nükleer enerji, Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltma stratejilerinden biri olarak dikkat çekmektedir. Akkuyu’nun devreye girmesiyle, Türkiye, yerli enerji kaynaklarının yanı sıra nükleer enerji ile de enerji arz güvenliğini sağlamaya yönelik önemli bir adım atmaktadır.

5. Mavi Vatan / Doğu Akdeniz ve Karadeniz’de Yer Altı Kaynakları

Türkiye, enerji kaynaklarına erişimini artırmak amacıyla Doğu Akdeniz ve Karadeniz’de kaynak arama faaliyetlerine (bilhassa hidrokarbon metan, etan, propan gibi doğal gazı oluşturan içerikler) büyük bir önem vermektedir. Bu strateji, özellikle Mavi Vatan çerçevesinde Türkiye’nin deniz yetki alanlarını genişletme ve buralardaki enerji kaynaklarını değerlendirme yönelimini belirtir. Türkiye, Karadeniz’de yaptığı doğal gaz keşifleri ve Doğu Akdeniz’deki enerji potansiyeli ile enerjide dışa bağımlılığını azaltmayı hedeflemektedir. Karadeniz’de keşfedilen Sakarya sahasının geliştirilmesiyle birlikte doğal gaz rezervinin daha da artması beklenmektedir.

Karadeniz’deki enerji arama faaliyetleri, Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltma stratejisinde önemli bir yer tutmaktadır. 2020 yılında Karadeniz’de bulunan Sakarya Gaz Sahası’ndaki 405 milyar metreküplük doğal gaz keşfi, Türkiye tarihindeki en büyük enerji keşiflerinden biri olmakla birlikte, 2020 yılının dünyadaki en büyük keşfi olmuştur. Ardından 2021’de Amasra 1 kuyusu ile 135 milyar metreküp ve Çaycuma keşfiyle beraber toplamda 730 milyar metreküpe ulaşmıştır. Bu keşif, Türkiye’nin enerji ithalatını azaltma ve kendi kaynaklarını kullanarak enerji arz güvenliğini sağlama hedeflerine büyük bir katkı sağlamaktadır. Ayrıca, bu doğal gaz rezervlerinin hem doğal gazın ısıtma özelliği hem de elektrik üretebilme özelliği ile Türkiye’nin enerji ihtiyacını karşılamada önemli bir rol oynayacağı öngörülmektedir. Elbette, cari açığın azalması, enerji maliyetlerinin düşmesi ve ithalatın da dolayısıyla azalması ile enflasyonla mücadele kapsamında Karadeniz ve Akdeniz enerjisinin önemi büyüktür. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye’deki 20 milyon hanenin %12’sinin yerli üretimle doğal gazdan faydalandığını belirtirken hedef üretimin de artacağının sinyalini vermişti.

Doğu Akdeniz’de 2018’den başlamak üzere yapılan doğal gaz keşifleriyle önemli bir enerji merkezi haline gelmiştir. Türkiye, Doğu Akdeniz’deki haklarını savunmak amacıyla proaktif olarak nitelendirilebilecek bir dış politika izlemekte ve deniz yetki alanları çerçevesinde sondaj faaliyetlerini sürdürmektedir. Burada Türkiye ve karşısında Yunanistan, Mısır, Kıbrıs’ı görmek mümkün olduğu gibi farklı aktörler de Akdeniz ile ilgilenmektedir. Türkiye’nin bölgedeki enerji arama faaliyetleri, hem enerji arz güvenliği açısından stratejik bir önem taşımakta hem de enerjide dışa bağımlılığı azaltma hedefine hizmet etmektedir.

Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını azaltma hedefi, yenilenebilir enerji kaynaklarının artırılması, nükleer enerji yatırımları gibi stratejik adımlar Karadeniz ve Doğu Akdeniz’deki kaynaklarının keşfiyle desteklenmektedir. Bunun yanı sıra Oruç Reis Sismik Arama Gemisi’nin Somali’de keşif faaliyeti yürütmesi ile Türkiye sınırları dışında enerji araması da yapılacak. Bulunan kaynağın bir kısmı Somali ile paylaşılarak geri kalan kaynaklar kullanılabilecek ya da satılabilecek. Bu hem Türkiye’nin ekonomik sürdürülebilirliğini sağlama hem de dış ticaret açığını azaltma noktasında kritik önem taşımaktadır. Dezenflasyona giden süreci de hızlandırmakta olduğu söylenebilir. Türkiye’nin enerji politikalarında attığı bu adımlar, uzun vadede ülkenin enerji arz güvenliğini güçlendirecek ve enerjide dışa bağımlılığı azaltacaktır.

6. Sonuç

Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını azaltma hedefi, ülkenin ekonomik güvenliği, sürdürülebilir büyümesi ve dış politika manevra kabiliyeti açısından kritik bir stratejik öneme sahiptir. Türkiye, jeopolitik konumu nedeniyle enerji geçiş hattında yer almasına rağmen, yer altı kaynaklarının sınırlı olması ve enerji tüketiminin hızla artması nedeniyle büyük ölçüde ithalata bağımlıdır. Türkiye, enerjisinin büyük bölümünü ithal ederken, bu durum hem ekonomik hem de politik riskler taşımaktadır. Enflasyon ile mücadele ettiğimiz bu dönemde cari açığın artışı ve enerji maliyetlerindeki yükseliş bu çabaya negatif etki edecektir. Son yıllarda Türkiye, bu bağımlılığı azaltmak ve çevre/ekonomi sürdürülebilirliğini sağlamak adına yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmiş ve yerli üretim kapasitesini artırma çalışmalarına hız vermiştir.

Güneş, rüzgâr, hidroelektrik ve jeotermal gibi yenilenebilir enerji kaynakları, Türkiye’nin enerji üretim kapasitesi ve kaynakları üzerinde giderek daha büyük bir yer tutmaktadır. 2022 yılı itibarıyla Türkiye’deki enerji üretiminin yarısına yakını yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanmaktadır. Özellikle güneş ve rüzgâr enerjisine yapılan yatırımların artırılması, enerjide dışa bağımlılığı azaltma stratejisinin önemli bir ayağını oluşturmaktadır. Nükleer enerji yatırımları da bu strateji kapsamında yüksek enerji üretme kapasitesi ile değerlendirilmiştir. Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin devreye girmesiyle Türkiye, elektrik ihtiyacının %10’unu bu kaynaktan karşılamayı hedeflemektedir. Nükleer enerji, hem fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltma hem de emisyonları düşürme yeteneğine sahip olmakla birlikte, yüksek maliyetleri ve güvenlik riskleri nedeniyle tartışmalara neden olmaktadır. Buna rağmen, Türkiye’nin enerji güvenliğini sağlama yolunda nükleer enerji önemli bir stratejik seçenek olarak görülmektedir.

Türkiye ayrıca Karadeniz ve Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarını keşfetmeye yönelik çalışmalarını hızlandırmıştır. Bu kaynakların kullanıma sunulması, Türkiye’nin enerji ithalatını önemli ölçüde azaltma ihtimaline sahiptir. Doğu Akdeniz’deki enerji kaynakları üzerindeki hakların korunması amacıyla yürütülen politikalar da Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını azaltma hedefi noktasında önemli bir yer tutmaktadır.

Türkiye’nin enerji politikasındaki yenilikler, dışa bağımlılığı azaltmak ve enerji güvenliğini sağlamak amacıyla yenilenebilir enerji yatırımları, nükleer enerji projeleri ve denizlerdeki enerji kaynaklarının keşfine dayalı olmakla beraber yeni politikaları görmek de mümkün olabilir. Bu adımlar, Türkiye’nin dış ticaret açığını kapatma, ekonomik sürdürülebilirliği sağlama ve uzun vadede enerji güvenliğini güçlendirme hedefleri açısından kritik öneme sahiptir. Ayrıca, ekonomik planların uygulanması, enerji maliyetlerinin düşmesi ve dolayısıyla dezenflasyon sürecine giden yolda rol alması, enerji güvenliğinin dış politikada olanlardan bağımsız olması gibi Türkiye’ye faydalı görevler sebebiyle enerjide dışa bağımlılığın azaltılması önemlidir.

 

Kaynakça

Aydın, F. (2010). Enerji tüketimi ve ekonomik büyüme. Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, (35), 317-340.

Elektrik. T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı. (n.d.). https://enerji.gov.tr/bilgi-merkezi-enerji-elektrik#:~:text=2023%20y%C4%B1l%C4%B1nda%20elektrik%20%C3%BCretimimizin%2C%20%36,g%C3%BCc%C3%BC%20112.999%20MW’a%20ula%C5%9Fm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1r.

Gjevori, E. (2020). Turkey’s “blue homeland”: Striking a balance in the Eastern Mediterranean. TRT World. https://www.trtworld.com/magazine/turkey-s-blue-homeland-striking-a-balance-in-the-eastern-mediterranean-37356

Kılıç, Z. B. (2022, December 22). Bakan Bayraktar: Türkiye’nin Enerjide Dışa bağımlılığı 2022’De yüzde 67,8’E düştü. Anadolu Ajansı. https://www.aa.com.tr/tr/ekonomi/bakan-bayraktar-turkiyenin-enerjide-disa-bagimliligi-2022de-yuzde-67-8e-dustu/3089691#:~:text=Enerji%20ve%20Tabii%20Kaynaklar%20Bakan%C4%B1,%2C8’e%20d%C3%BC%C5%9Ft%C3%BC%C4%9F%C3%BCn%C3%BC%20bildirdi.

Türkiye – Countries & Regions. International Energy Agency. (n.d.). https://www.iea.org/countries/turkiye

Yıllık Gayrisafi Yurt İçi Hasıla, 2023. TÜİK. (n.d.). https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Annual-Gross-Domestic-Product-2023-53450#:~:text=T%C3%9C%C4%B0K%20Kurumsal&text=Y%C4%B1ll%C4%B1k%20verilere%20dayal%C4%B1%20olarak%20hesaplanan,milyar%20722%20milyon%20TL%20oldu.

 

 

 

 

 

Uluslararası Diplomatik İlişkiler Akademik Araştırmalar ve Eğitim Derneği

Hakkımızda

Uluslararası Diplomatik İlişkiler Akademik Araştırmalar ve Eğitim Derneği, diplomasi ve uluslararası ilişkiler alanında derinlemesine bilgi edinmek, sosyal bilimlerin çeşitli alanlarında araştırmalar yapmak, bilgiyi işlevsel hale getirerek akademik yayınlar yapmak, seminer, konferans ve eğitim faaliyetleri düzenlemek amacıyla kurulmuş bir sivil toplum kuruluşudur.

This Pop-up Is Included in the Theme
Best Choice for Creatives
Purchase Now