Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Suriye’nin Başkentine Yönelik İsrail Saldırısı: Dürzi Meselesi

Yazar: Ahmet MEMİŞ

Son dönemde, İsrail’in Suriye’nin başkenti Şam’a yönelik gerçekleştirdiği hava saldırıları, sadece bölgedeki güvenlik dinamiklerini etkilemekle kalmayıp, aynı zamanda uluslararası politikada da önemli yankılar uyandırmış ve İsrail’e karşı tepki doğurmuştur. Bu saldırılar, İsrail’in bölgesel stratejilerini, kendine göre güvenlik endişelerini ve jeopolitik hesaplarını da bir göstergesi olarak karşımıza çıksa da aynı zaman da Suriye’nin de topraklarının ilhakına ve egemenliğine, bütünlüğüne darbe vurmuştur. Bütün bunlar bir yana İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, Dürzi topluluğunu destekleme yönündeki açıklamaları, özellikle Suriye’deki etnik ve dini grupları kendi bölgesel politikalarında araçsallaştırma gayreti içerisinde olduğunu göstermektedir.

İsrail, özellikle İran’ın Suriye’deki varlığını ve Şii milislerinin bölgedeki güçlerini hedef aldığına yönelik açıklamalar yaparak, İran’ı bölgesel bir tehdit unsuru olarak değerlendirerek, bölgesel güvenliği sağlama amacı iddiasıyla hareket etmektedir. İsrail hükümeti bu politikalar bağlamında Suriye için kırılgan bir konu olan etnik unsurlar üzerinden politikalarını devam ettirmektedir.

Bu çalışmamız da İsrail’in Suriye’ye yönelik saldırıları ve bu saldırıların sonucu Suriye hükümetinin İsrail’e yönelik diplomatik hamleleri ele alınacaktır. Bu kapsamda uluslararası aktörlere de Suriye bağlamında değinilecektir.

Dürzi Kesimine Destek: Netanyahu’nun Suriye Stratejisi

İsrail’in Dürzi nüfusuyla olan ilişkisi, tarihsel olarak karmaşık ve çok katmanlıdır. Golan Tepeleri’ndeki Dürziler, 1967’deki Altı Gün Savaşı sonrası İsrail’e bağlı hale gelmiş ve bu bölgedeki Dürzi topluluğu, İsrail ile sınırlı bir şekilde de olsa iş birliği yapmıştır. Netanyahu, Gazze’ye yaptığı insanlık dışı saldırılarla beraber, son dönemde Suriye’deki Dürzi topluluğunu desteklemesi gerektiğini belirten açıklamalarıyla öne çıkmaktadır.

İsrail, Dürzileri bir tampon bölge olarak görmüş, Suriye yeni hükümetine karşı Dürzi topluluğu üzerinden strateji üretmeye yönelmiştir. Netanyahu’nun açıklamaları, Suriye hükümetinin bölgedeki otoritesinin zayıfladığını ve Dürzilerin İsrail’e yakınlıklarının arttığı yönündedir. Bu da Suriye’deki etnik ve mezhebi çatışmaların daha karmaşık hale geldiği bir ortamda, İsrail’in Dürzi desteğini bir tür iç siyasi müttefiklik olarak kullanma amacını taşımaktadır. Fakat Suriye Hükümeti bu durumu ülke güvenliği ve egemenliği ihlali olarak değerlendirmekte ve bu noktada hiçbir taviz verilmeyeceğini dile getirmektedir.

Netanyahu, Beşşar Esad’ın devrilmesinden bu yana İsrail’in Ortadoğu’yu yeniden şekillendirmesi için ‘‘çok önemli fırsatlar’’ gördüğünü ve Suriye’nin daha küçük özerk bölgelere bölünmesini öngördüğünü ifade ederek Suriye üzerinden İsrail’in planlarını açıkça dile getirmiştir.  Netanyahu’nun Dürzi topluluğuna verdiği destek, Suriye hükümetiyle olan gerilimin daha da artmasına yol açmış ve uluslararası arenada çeşitli tepkiler uyandırmıştır. Suriye’nin yeni meşru hükümeti, Netanyahu’nun açıklamalarına sert tepki göstererek, İsrail’in bölgedeki egemenlik taleplerini ve iç işlerine müdahalesini ilhak olarak değerlendirmiştir.

Netanyahu’nun Dürzi kesimini destekleme açıklamalarıyla, özellikle Golan Tepeleri’ndeki Dürzi nüfusunun güvenliği ve kimlik meseleleri ile ilgili önemli soruları gündeme getirmektedir. Suriye’deki Dürzi topluluğu, tarihsel olarak Suriye hükümetinin egemenliğini kabul etmiş ve dış güçlerle iş birliği yapmaktan kaçınmıştır. Ancak iç savaşın başından bu yana, Süveyda’daki Dürziler, Suriye hükümetine karşı tepkiler geliştirmiş bazen de bağımsızlık talepleri dile getirmiştir.

İsrail, bu topluluğun desteğini alarak, Suriye’ye karşı daha güçlü bir strateji geliştirmeye yönelmiştir. Ancak, Dürzi nüfusunun İsrail’e yönelik tutumu tam olarak net değildir. İsrail’in, Dürzilerin kendilerini bir kimlik olarak ifade etme özgürlüğünü kısıtlamadan destek vermesi, bölgedeki güvenlik dengesini değiştirme noktasında yeterli olmayabilir.

Uluslararası Tepkiler ve Bölgesel Yansımalar

İsrail’in Suriye’ye yönelik saldırıları ve Netanyahu’nun Dürzi kesimine verdiği destek açıklamaları, yalnızca Suriye’yi değil, aynı zamanda bölgedeki diğer aktörleri de etkileyen bir durumdur. Türkiye, Rusya ve Arap dünyası, İsrail’in bölgedeki etnik ve dini çatışmaları kendi çıkarları doğrultusunda kullanma stratejisine karşı çıkmıştır.

Öte yandan İsrail, Suriye’nin başkenti Şam’daki cumhurbaşkanlığı sarayı yakınlarında hava saldırısı düzenlediğini duyurdu. Bu durum ise şiddetle kınanmış bölgesel ve uluslararası aktörler tarafından kınanmıştır. BM’nin Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen ise X hesabından yaptığı paylaşımda ‘‘İsrail’in Suriye’nin egemenliğine yönelik ihlallerini, özellikle Şam ve diğer şehirlerin dış mahallelerine düzenlediği hava saldırılarını şiddetle kınıyorum ve bu saldırıların derhal durdurulmasını talep ediyorum’’ ifadelerini kullanarak İsrail’in Suriye deki sivilleri tehlikeye atmaktan kaçınması, uluslararası hukuka ve Suriye’nin egemenliğine, birliğine, toprak bütünlüğüne ve bağımsızlığına saygı göstermesi gerektiğini vurgulamıştır.  Netanyahu ve Savunma Bakanı Israel Katz ise ortak bir açıklama yaparak; ‘‘İsrail dün gece (02/05/2025) Şam’daki başkanlık sarayı yakınlarında bir hava saldırısı düzenledi. Bu, Suriye rejimine açık bir mesajdır: Güçlerin Şam’ın güneyine ilerlemesine veya Dürzileri tehdit etmesine izin vermeyeceğiz’’ Açıklamasında bulunarak kendini haklı çıkarmaya çalışmıştır. Suriye’nin yeni hükümeti İsrail’e direkt olarak hiçbir şekilde askeri bir hamlede bulunmamış süreci diplomatik olarak sürdürmeye çalışmıştır. Uluslararası kamuoyu oluşturarak İsrail’e baskı kurulması yönünde çağrıda bulunmuş fakat bu hamleler İsrail üzerinde pek etkili olmamıştır.

Türkiye ise, Suriye’deki Dürzi nüfusunun, Suriye hükümetine sadık kalmasını ve İsrail’e yaklaşmalarını tehlikeli bir eğilim olarak görmektedir. Türkiye, İsrail’in bu stratejisinin Suriye’nin egemenliğini ihlal etme ve daha fazla bölgesel çatışma yaratma potansiyeline sahip olduğunu savunmaktadır. Rusya ise, Suriye’deki askeri varlığını korumak ve İsrail ile stratejik ilişkilerini zedelememek adına temkinli bir tutum sergilemektedir. Arap Birliği ise, İsrail’in Suriye’ye yönelik egemenlik iddialarını kesinlikle reddetmekte ve bu tür eylemleri bölgedeki barışa zarar veren adımlar olarak nitelendirmektedir.

Dürziler Suriye’de ne istiyor?

Suriye hükümeti ülkeyi birleştirme ve merkezi yönetimi sağlamak için mücadele ederken zorluklarla karşılaşmaktadır. Bunların en önemlisi, uzun yıllar süren savaş boyunca varlığı önemli ölçüde artan çok sayıda etnik ve dini kimliğin varlığı ve devrik Devlet Başkanı Beşşar Esad rejimiyle bağlantılı devlet kurumlarının dağılmasıdır. Bu durum, İsrail’in ülkeyi parçalama ve azınlıkların korunmasını müdahale bahanesi olarak kullanma yönündeki açık çabalarının bir göstergesi olarak değerlendirilmektedir.

Suriye nüfusunun yüzde 2 ila 3’ünü oluşturduğu düşünülen Dürzi toplumuyla yaşanan gerginlikler, son dönemde Suriye’de gündemden düşmemiştir. Şam’ın banliyölerinden Eşrefiye Sahnaya’da Dürzi gruplarla aşiret ve Bedevi grupları arasında çatışmalar çıkmıştır. Çatışmaların ardından Suriye Genel Güvenlik güçleri, kentin kontrolünü ele geçirmek için müdahale de bulunsa da bu gerginlik Dürzilerin çoğunlukta olduğu Süveyda ilinin çevre bölgelerine de sıçramıştır.

Aslında bu sürecin yeni olmadığı aksine aylardır devam eden Şeyh Hikmet el-Hicri gibi bazı Dürzi şahsiyetlerin yeni Suriye hükümetine yönelik tekrar tekrar eleştirmeleriyle gündem olan bir durumdur. El- Hicri, hükümetin aldığı tedbirleri, özellikle de anayasa bildirgesini birçok kez reddettiğini dile getirmiş ve sonrasında uluslararası koruma çağrısında bulunmuştu.

BBC’nin haberine göre; 29 Nisan’da başlayan çatışmaların fitilini, Hz. Muhammed’e bir dürzi şeyhi tarafından hakaret edilen bir ses kaydının yayımlanması ateşledi. Her ne kadar Dürzi kesimi ve güvenlik güçleri bu ses kaydını tekzip etse de Sünni Araplarla çatışmaların önüne geçilememiş iç karışıklığa neden olmuştur.  Daha sonrasında Suriye hükümet yetkilileri ve Eşrefiyet Sahnaya kentinden bazı şeyhlerin 30 Nisan’da bir araya gelerek çatışmaları durdurmak için anlaşmaya vardıklarını açıklanmıştır. Dürzilerin çoğunlukta olduğu Süveyda şehrinde Dürzi liderler, topluluğun önde gelen isimleri ve Dürzi silahlı gruplar arasında yapılan bir toplantıda Dürzilerin ‘‘birleşik Suriye’nin ayrılmaz bir parçası’’ olduğu konusunda mutabık kalıklarını beyan etmişlerdir.

Sonuç

İsrail’in Suriye’ye yönelik hava saldırıları ve Netanyahu’nun Dürzi kesimine verdiği destek açıklamaları, bölgedeki güvenlik dinamiklerini derinden etkilemiş ve uluslararası düzeyde tepkiler oluşturmuştur. İsrail, Suriye içindeki stratejik konumunu pekiştirmek için Dürzi topluluğu gibi yerel aktörlerle iş birliği yapmayı bir strateji olarak benimsemiş. Ancak bu durum, Suriye hükümetinin egemenlik haklarını ihlal etme ve bölgedeki etnik ve mezhebi gerilimleri daha da derinleştirmiştir. İsrail’in Suriye politikası, aynı zamanda uluslararası ilişkilerdeki güvenlik dengelerini yeniden şekillendirme potansiyeline sahiptir.

Kaynakça

  1. “Israel’s Attacks on Syria: What Are the Regional and Global Implications?” – Middle East Eye2.(https://www.middleeasteye.net)
    1. (https://www.aljazeera.com)
    2. (https://www.timesofisrael.com)
    3. (https://www.nytimes.com)
    4. (https://www.reuters.com)
    5. (https://www.dailysabah.com)
    6. (https://www.foreignpolicy.com)
    7. https://www.bbc.com/turkce
    8. https://sana.sy/

 

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve UDİAD’ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Uluslararası Diplomatik İlişkiler Akademik Araştırmalar ve Eğitim Derneği

Hakkımızda

Uluslararası Diplomatik İlişkiler Akademik Araştırmalar ve Eğitim Derneği, diplomasi ve uluslararası ilişkiler alanında derinlemesine bilgi edinmek, sosyal bilimlerin çeşitli alanlarında araştırmalar yapmak, bilgiyi işlevsel hale getirerek akademik yayınlar yapmak, seminer, konferans ve eğitim faaliyetleri düzenlemek amacıyla kurulmuş bir sivil toplum kuruluşudur.

This Pop-up Is Included in the Theme
Best Choice for Creatives
Purchase Now