Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Suriye krizi, mezhepsel, ulusal, bölgesel ve uluslararası dinamiklerin yanı sıra siyasi, askeri ve güvenlik boyutlarının iç içe geçtiği karmaşık bir sorundur. Her tarafın gerçeğin yalnızca bir kısmına tutunduğu ve diğer tarafların bu gerçekliği reddettiği bir ortamda, krizin çözümüne yönelik çabalar daha da güçleşmektedir.

Suriye Krizinin Irak’a Etkileri

Suriye krizinin Irak üzerindeki yansımalarını değerlendirmek için Halep gibi belirli bölgelerdeki durum ile Suriye-Irak sınırındaki gelişmeler arasında bir ayrım yapmak gerekmektedir. Mevcut durumda en büyük tehdit, sınırdaki güvenlik risklerinde yatmaktadır. Suriye muhalefetinin askeri hareketleri, iç meselelerini Suriye rejimiyle sınırlı tuttuğundan, Irak topraklarına yayılma olasılığı son derece düşüktür.

Irak açısından asıl zorluk, IŞİD’in bu gelişmeleri istismar ederek sınır bölgelerindeki, özellikle de Cezire ve Badiye gibi bölgelerde, güvenlik açıkları yaratma çabasıdır. Ancak IŞİD bunu gerçekleştirebilir mi? Bu sorunun cevabı, Irak hükümetinin aylardır uyguladığı geniş kapsamlı güvenlik tedbirlerinde yatmaktadır. Söz konusu tedbirler; askeri güçlerin artırılmasını, gözetleme kuleleri kurulmasını, elektrikli tel örgüler çekilmesini, beton bariyerler oluşturulmasını ve tünel ve gizli geçitlerin kontrol altına alınmasını içermektedir. Her ne kadar küçük çaplı ihlaller olasılığı bulunsa da, bunların büyük ölçüde kontrol altında tutulduğu görülmektedir.

Bölgesel Hareketlilik ve Yansımaları

Öte yandan, Türkiye, Suriye muhalif güçlerinin askeri hareketliliğini kullanarak hem Suriye’nin kuzeyindeki hem de Irak’ın kuzeyindeki güvenlik manzarasını yeniden şekillendirme fırsatı elde etmiştir. Bu adım yalnızca Suriye Demokratik Güçleri üzerindeki doğrudan etkilerle sınırlı kalmamış, aynı zamanda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Irak’ın kuzeyindeki operasyonları nedeniyle terör örgütü PKK’nın terör eylemlerini sınırlandırmıştır.

Türkiye ile Rusya arasındaki örtülü anlayış, Türkiye’nin Suriye’deki rolünü güçlendirmiştir. Özellikle Rusya’nın Ukrayna savaşıyla meşgul olması, Türkiye’nin mevcut durumu kendi lehine çevirmesine olanak tanımıştır. Türkiye’nin bu durumdan stratejik kazanımlar elde ettiği açıktır.

Türkiye’nin Gelecekteki Hedefleri

Türkiye’nin bölgedeki stratejik kazanımlarını artırmak için Menbiç gibi bölgelerde güvenli alanlar sağlamaya yönelik planlar yaptığı anlaşılmaktadır. Bu adım, PKK’nın Irak’ın kuzeyindeki terör faaliyetlerini sonlandırmak ve Irak ile daha derin iş birlikleri geliştirmek için bir zemin oluşturabilir.

Türkiye’nin önümüzdeki dönemde Menbiç ve Tel Rıfat gibi bölgelerde askeri operasyonlar düzenlemesi beklenmektedir. Bu operasyonlar, Türkiye’yi Irak’ın kuzeyindeki benzer adımlara teşvik edebilir. Uzun vadede, Türkiye’nin Irak sınırını Suriye sınırı ile birleştirerek Akdeniz’e kadar uzanan ve 30 kilometre derinliğinde bir güvenlik hattı oluşturmayı hedeflediği görülmektedir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da bu hedefi son açıklamalarında dile getirmiştir.

Şam: Nihai Hedef

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şam düşmeden önce muhaliflerin hedefinin Şam olduğunu belirtmiştir. Bu hedefin yalnızca Esad’ın devrilmesiyle kalmayacak birçok ülke ile stratejik ilişkileri de yeniden şekillendirecektir. Şam, bölgesel düzenin yeniden şekillendirilmesi açısından kilit bir noktadır. Bu hedefe ulaşılması, İran’ın projelerine ciddi bir darbe vurmanın yanı sıra, Körfez ülkelerinin Suriye rejimi ile normalleşme girişimlerinin çökmesine neden olabilir. Şam’ın düşüşü, Esad sonrası dönemde yeni bir bölgesel sistemin temelini oluşturabilir ve bu sistemin taslağı uluslararası aktörlerle, özellikle de ABD ile koordinasyon içinde hazırlanabilir.

Sonuç olarak, Suriye krizi yalnızca bir iç mesele olmaktan öte, bölgesel ve uluslararası çıkarların kesiştiği bir arena niteliğindedir. Bu krizin, Irak ve genel anlamda bölge üzerindeki etkileri göz ardı edilemez.

 

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve UDİAD’ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Uluslararası Diplomatik İlişkiler Akademik Araştırmalar ve Eğitim Derneği

Hakkımızda

Uluslararası Diplomatik İlişkiler Akademik Araştırmalar ve Eğitim Derneği, diplomasi ve uluslararası ilişkiler alanında derinlemesine bilgi edinmek, sosyal bilimlerin çeşitli alanlarında araştırmalar yapmak, bilgiyi işlevsel hale getirerek akademik yayınlar yapmak, seminer, konferans ve eğitim faaliyetleri düzenlemek amacıyla kurulmuş bir sivil toplum kuruluşudur.

This Pop-up Is Included in the Theme
Best Choice for Creatives
Purchase Now