Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Savunma ve İstihbarat Alanlarında Yapay Zeka Kullanımı: İsrail ve İran Örnekleri

Savunma ve İstihbarat Alanlarında Yapay Zeka Kullanımı: İsrail ve İran Örnekleri

Savunma ve istihbarat alanlarında yapay zeka kullanımı, son yıllarda küresel ölçekte ivme kazanmıştır. Yapay zeka tabanlı sistemler, büyük veri (big data) yığınlarını hızla işleyip anlamlı bilgilere dönüştürme ve otonom karar alma/karar almaya yardımcı olma kabiliyetleri sayesinde, askeri operasyonlardan siber güvenliğe kadar geniş bir yelpazede oyun değiştirici olarak görülmektedir. Savunma ve istihbaratta bu dönüşümün örnekleri İsrail ve İran arasında yaşanan gerilimde de görülmüştür. Her iki ülke de uzun süredir birbirinden kaynaklanan ciddi güvenlik tehditleriyle karşı karşıya olması sebebiyle üstünlük kurma çabalarında yapay zekaya özel önem vermiştir.

İsrail Savunması ve İstihbaratında Yapay Zekanın Gelişimi

İsrail, kuruluşundan bu yana güvenlik konseptinin merkezine teknolojik üstünlüğü koymuş bir ülkedir. İsrail’in ilk Başbakanı David Ben-Gurion’un ülkenin Güvenlik Konsepti’nin temellerini şekillendirdiği günlerden bu yana teknoloji, İsrail için stratejik öneme haizdir[1]. Bu güvenlik yaklaşımı, siber güvenlik ve insansız hava araçları gibi alanlarda olduğu gibi, günümüzde yapay zeka için de geçerlidir. İsrail’in yapay zeka yolculuğu 20. yüzyılın sonlarından itibaren kademeli bir şekilde başlamış, 2000’li yıllarda üniversitelerde ve endüstride yapay zeka araştırmaları hız kazanmış, askeri kurumlar da bu gelişmeleri yakından takip etmiştir. Mayıs 2018 yılında İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu tarafından oluşturulan Güvenli Akıllı Sistemler için Ulusal Girişim (National Initiative for Secured Intelligent Systems) komitesi, İsrail’i yapay zekada dünya lideri yapacak bir ulusal strateji hazırlamaya girişmiştir.

Yine bir güvenlik toplantısı sonucunda, İsrail’’in ulusal güvenlik (savunma, ekonomik ve sosyal) konularında tekno-bilimsel bir güç olarak dayanıklılığını güçlendirmek ve aynı zamanda İsrail Devleti’nin ‘güvenli, açık, demokratik ve bilgiye dayalı bir toplum olarak geleceğini ve ulusal dayanıklılığını güvence altına almak vizyonu’ ve 5 yılda İsrail’in yapay zeka alanında dünyadaki ilk 5 devlet arasına girmesi misyonu doğmuştur[2]. Bu girişimde, 300’den fazla uzman ve 15 alt komite yer almış; hem sivil hem askeri alanda yapay zekanın geliştirilmesi için yol haritası önerilmiştir. İsrail’in savunma sanayi özelinde yapay zekanın gelişimi, ülkenin inovasyon ekosistemi sayesinde hızlanmıştır. Unit 8200 gibi enkripte hizmetleri de veren birimlerin katılımıyla yapay zeka çalışmaları hızlanmıştır. Yine 2025 verilerine göre ülkede 2000’in üzerinde yapay zeka odaklı start-up şirketi bulunması ve birçok uluslararası teknoloji firmasının ar-ge merkezleri açması, savunma ile sivil teknolojinin iç içe geçtiği inovasyon ortamını güçlendirmiştir[3]. İsrail’in savunma firmaları (Rafael, IAI, Elbit Systems vb.), yapay zeka ve ilgili teknolojileri ürünlerine entegre etmektedir. Örneğin Rafael şirketinin son 20 yılda siber, görüntü tanıma ve yapay zeka alanlarında çalışmalar yaparak savunmada dijital dönüşüme öncülük ettiği bilinmektedir. İsrail ordusu (IDF/Israeli Defense Forces), yapay zekayı çeşitli operasyonel alanlara entegre etmiştir. Özellikle insansız sistemler, hava savunma, siber harp ve lojistik gibi sahalarda yapay zeka kullanımı dikkat çekmektedir. Örneğin, gelişmiş İHA/SİHA sistemlerinde otomatik hedef tanıma ve rota optimizasyonu algoritmaları üzerinde çalışılmaktadır. Kara kuvvetleri bünyesinde devriye gezen otonom araçlar ve sınır güvenliğinde akıllı sensör ağları yine bulunmaktadır.

 

Hava savunmada, Demir Kubbe gibi sistemlere entegre edilen akıllı karar yazılımları tehdidin türüne ve yönüne göre optimizasyon yapabilmektedir. Siber  güvenlik alanında da İsrail ordusu içinde çeşitli yapay zeka tabanlı siber güvenlik ve saldırı tespit sistemleri geliştirildiği bilinmektedir; 2018’de Ulusal Siber Direktörlük kurulup kapasite yatırımları yapılmıştır. İsrail ordusu ve savunma sanayii, yapay zekayı aynı zamanda lojistik planlama, bakım ve eğitim simülasyonları gibi destekleyici işlevlerde de kullanarak verimlilik artışı hedeflemektedir. İsrail’in yapay zeka uygulamaları kara, deniz ve hava insansız araçlarından hava savunmaya, siber harpten lojistiğe kadar uzanmakta; özellikle de istihbarat alanında geniş yelpazedeki kullanımlar son yıllarda artarak devam etmektedir.

Böylelikle İsrail, istihbarat faaliyetlerinde yapay zeka destekli büyük veri analizine önem veren ülkelerden biridir. İsrail’in elektronik istihbarat birimi Unit 8200, son dönemde içinde Veri Bilimi ve Yapay Zeka Merkezi isimli bir alt birim kurmuştur[4]. Mayıs 2021’de Gazze’deki 11 günlük çatışmadan sonra, İsrailli yetkililer bu operasyonu dünyanın ilk ‘yapay zeka savaşı’ olarak nitelemiştir[5]. IDF, makine öğrenimi ve gelişmiş bilgisayar sistemleriyle çok sayıda hedefi tespit edip vurduğunu açıklamıştır. Dönemin Genelkurmay Başkanı Aviv Koçavi, yapay zeka destekli ‘Habsora’ adlı hedefleme platformunun 2021’de devreye alınmasıyla, günde 100 civarında hedef üretildiğini, oysa öncesinde Gazze’de yılda ancak 50 hedef belirlenebildiğini belirtmiştir[6]. Buradaki ana tema, makine önerisi ile insan onayının birleşerek tam olarak sonuç alınmasıdır. Birim yetkilileri, sistemin drone görüntülerinden elektronik dinleme ve sahadan gelen istihbarata kadar çok çeşitli veri kaynaklarını tarayarak verilerin saldırı hedeflerine dönüştürdüğünü aktarmıştır.

İsrail tarafı, yapay zeka destekli hedefleme sistemlerinin mümkün olduğunca sivil zayiatı azaltacak şekilde hassas saldırılar yapılmasına olanak tanıdığını iddia etmektedir ancak kesin değildir. IDF kaynakları, yapay zeka ile entegre hedef sistemlerinin her hedef için muhtemel sivil kayıp skorları tuttuğunu, gerçek harekât öncesi binalardaki sivil tahliye oranlarının algoritmalarla izlendiğini ve komutanlara risk göstergeleri sunulduğunu belirtmiştir. Gazze çatışmalarında da şehir altyapısının geniş çaplı tahrip oluşu bu teknolojilerin sahadaki etkisine dair etik tartışmaları da beraberinde getirmiştir.

Palantir Technologies ve İsrail İstihbaratı

Palantir Technologies, 2003 yılında CIA’in girişim sermayesi fonu In-Q-Tel’in desteğiyle kurulmuş, büyük veri analitiği ve istihbarat yazılımları geliştiren bir Amerikan teknoloji firmasıdır. Şirket, özellikle askeri ve istihbarat kurumlarına yönelik “Gotham” adlı veri entegrasyon platformuyla tanınmıştır. Gotham, çok farklı kaynaklardan gelen verileri (istihbarat raporları, uydu görüntüleri, telefon kayıtları vb.) tek bir ortak veride birleştirip analiz yapabilen, karmaşık ilişkileri ortaya çıkarabilen bir araçtır. ABD’de CIA, FBI, Savunma Bakanlığı gibi kurumlar Palantir’in ürünlerini uzun yıllardır kullanmaktadır. Son dönemde ise Palantir, müttefik ülkelere de bu kabiliyetleri sunarak uluslararası alanda etkinliğini artırmıştır. İsrail bu ülkelerin başında gelmektedir. Palantir, İsrail’in güvenlik birimleriyle bilinene göre 2017 yılından bu yana çalışmaktadır. Basında çıkan haberlere göre şirketin büyük veri ve yapay zeka destekli araçları, İsrail’de öngörücü güvenlik (predictive policing) amaçlı sistemlerde kullanılmıştır. Örneğin Haaretz gazetesinin yazısında Palantir yazılımlarının Filistinli sivillerin potansiyel tehdit profilini puanlayan bir izleme programında yer aldığını iddia edilmiştir. Palantir’in CEO’su Alex Karp, 7 Ekim 2023 saldırılarının ardından kamuoyu önünde İsrail ile dayanışma gösteren Silikon Vadisi girişimcilerinden biri olmuştur. İsrail Savunma Bakanlığı ile ortaklık anlaşması imzalanmasının ardından Palantir yöneticileri Peter Thiel ve Alex Karp’ın bizzat katıldığı görüşmeler sonrasında yapılan açıklamada, Palantir’in İsrail’in “savaş çabalarına yardımcı olmak üzere ileri teknolojisini tedarik edeceği” belirtilmiştir.  Karp,  ‘Sektörde benim kadar İsrail yanlısı olmayan birçok insan var, ancak onlar da İsrail’i çok özel bir yer olarak görüyorlar ve genel olarak İsrail’in konumunu daha iyi anlıyorlar ve İsrail’in çölde bir ulus inşa etme başarısını takdir ediyorlar.’ demiştir. Karp bir panelde, 7 Ekim 2023 sonrasında büyük şirketlerin İsrail’e yeterince destek vermemesini ‘korkunç bir kurumsal başarısızlık’ olarak nitelendirmiştir.

Palantir’in İsrail’e sağladığı teknolojilerin biri de yapay zekâ ile güçlendirilmiş veri analiz platformlarıdır. Özellikle IDF ve İsrail istihbarat teşkilatları, büyük hacimli istihbarat verisini gerçek zamanlı işleyip anlamlandırmak için Palantir yazılımlarını kullanmaktadır. Basına yansıyan bir bilgiye göre, İsrail’in Gazze’ye saldırıları sırasında Palantir, İsrail’e yeni bir Yapay Zekâ Platformu (AIP) sunmuştur. Bu platform, sayısız gizli istihbarat raporunu ve ham veriyi tarayarak hangi hedeflerin vurulup vurulmayacağına dair yaşam ve ölüm kararlarını destekleyen analizler üretmektedir. IDF içinde görev yapmış kaynaklar, Palantir’in gelişmiş veri madenciliği yazılımlarının hedef seçiminde kritik rol oynadığını ve binlerce kişi ve yer hakkında toplanan istihbarat havuzundan saldırı listeleri çıkarılmasında bu araçların kullanıldığını aktarmıştır. Örneğin, Unit 8200 bünyesindeki “Lavender” kod adlı bir sistemin, telefon görüşmeleri, mesajlar ve dijital izler gibi devasa gözetim verilerini yapay zeka algoritmalarıyla tarayarak şüpheli görülen binlerce Hamas üyesini otomatik olarak imha listesine eklediği rapor edilmiştir[7]. Lavender’in bir yapay zeka sistemi olmadığını belirten kaynaklar da bulunmaktadır[8]. Palantir CEO’su Alex Karp, ürünlerinin ‘zaman zaman insan öldürmek için kullanıldığını’ ve bu gerçeğin kendisini zaman zaman rahatsız ettiğini itiraf etmiştir. İsrail’in Palantir’den teknolojik kazanımlar elde ettiği ve hızlı bilgi işlemenin savaş alanında ciddi bir avantaj sağladığı değerlendirilmektedir.

İran Savunması ve İstihbaratında Yapay Zekanın Gelişimi

İran, stratejik hesaplarında yapay zekayı yükselen bir unsur olarak gören ancak imkânları kısıtlı bir aktördür. Tahran yönetiminin öncelikli hedefleri rejimin bekâsı, ülke güvenliği ve bölgesel istikrar (S3: survival, security, stability) olarak tanımlanmaktadır. ABD ve İsrail’i bu S3 dengesini bozmaya yönelik kalıcı tehditler olarak algılayan İran, savunma doktrininde uzun süredir asimetrik taktiklere ağırlık vermektedir.

 

Yapay zeka da İranlı stratejistler tarafından bu asimetrik yaklaşımı güçlendirebilecek bir yetenek çarpanı olarak değerlendirilmektedir. Özellikle son yıllarda, İran’ın füze programı, insansız hava araçları (İHA), proxy güçleri (vekil milisleri) ve deniz gücü gibi alanlarda yapay zekanın entegrasyonu için adımlar atılmaktadır.

İran’da yapay zekâ kavramı savunma literatürüne ilk kez 2005 yılında, Harp Akademisi’nde yayımlanan ve deniz harekâtlarında otonom silahların yapay zeka ile entegrasyonunu ele alan bir araştırma makalesiyle girmiştir. Fakat yapay zekanın askeri boyutunun İran kamuoyunda ve bürokrasisinde gerçek anlamda gündeme gelmesi, 15 yıl sonra bir olayla gerçekleşmiştir. 27 Kasım 2020’de, İran’ın nükleer programının kilit isimlerinden Mohsen Fakhrizade’nin, uydu kontrollü ve yapay zekâ destekli olduğu iddia edilen otonom bir silahla suikasta uğraması dünya çapında ses getirmiştir. Fakhrizade’nin korumalarla çevrili konvoyuna ateş açan insansız makineli tüfeğin gelişmiş bir yapay zeka algoritmasıyla hedefini bulduğu ve olay sırasında operatörlerin dahi bölgede olmadığı iddiası da New York Times gibi kaynaklarda yer almıştır.

 

2021 yılında İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, ilk kez yapay zekâ konusunda kapsamlı bir vizyon konuşması yapmıştır. Hamaney, İran’ın 2030’lara kadar yapay zeka alanında dünyanın ilk 10 ülkesi arasına girmesi gerektiğini vurgulayarak, tüm kurumlara bu doğrultuda çalışma talimatı vermiştir. Bu konuşmadan itibaren yapay zeka, İran’da üst düzey askeri komutanların ve savunma yetkililerinin demeçlerinde yer almaya başlayan bir tema olmuştur.

“Bu teknolojileri göz ardı edersek, ülkemiz için tehdit oluşturabilecek teknolojik sürprizlerle karşı karşıya kalacağız. Yapay zeka, tüm savunma teknolojisi alanlarında etkili olabilir ve bu bağlamda İran ordusu önemli ilerlemeler kaydetti. İnsansız hava araçları ve diğer savunma ekipmanlarındaki yapay zeka, hayati bir rol oynayabilir ve bu teknoloji ordunun gündeminde.” (Tehran Times, 2024)

  • İran Ordusu Koordinatör Yardımcısı Tuğamiral Habibullah Sayyari

Yine Devrim Muhafızları komutanları da yapay zekanın savunma stratejilerindeki önemine dair art arda beyanatlar vermiştir. Bu söylem düzeyindeki kararlılık, ülkede yapay zeka çalışmalarına hız kazandırırken, İran devlet kurumları üniversiteler ve araştırma merkezleriyle iş birliği programları başlatmıştır. Örneğin, tüm askeri akademilere yapay zeka askeri uygulamaları konusunda dersler konmuş, araştırmacı yetiştirme faaliyetleri yoğunlaşmıştır. Bununla birlikte, İran’ın yapay zeka alanındaki ilerlemeleri henüz büyük güçlerin seviyesinde değildir. Uzmanlar, İran savunmasında yapay zeka entegrasyonunun erken aşamada olduğunu, devam eden projelerin sayısının kamuya yansıyan kadarıyla sınırlı kaldığını not etmektedir. Bu nispeten yavaş gelişimde, ülkenin maruz kaldığı yaptırımlar nedeniyle ileri teknolojiye erişimde yaşadığı güçlükler ve kısıtlı finansal kaynaklar önemli rol oynamaktadır.

ABD Savunma İstihbarat Teşkilatı’nın 2019 değerlendirmesinde İran ordusunun teknolojik olarak rakiplerinin çoğundan hala geri olduğu ancak on yıllar içinde önemli ilerleme kaydettiği belirtilmiştir. İran, yapay zekayı savunmada, özellikle füze sistemleri, insansız araçlar ve deniz harp silahlarında kullanmaya odaklandığını açıklamıştır. Kasım 2023’te Devrim Muhafızları tarafından düzenlenen bir konferansta, Deniz Kuvvetleri Komutanı Tuğamiral Alirıza Tengsiri ülkenin yapay zekayı insansız deniz araçları (USV), insansız hava araçları (UAV), füzeler ve insansız denizaltılar şeklinde dört kritik alanda uyguladığını belirtmiştir. Bir diğer somut uygulama, sınır güvenliği alanındadır. İran Kara Kuvvetleri, 2022 itibarıyla sınırlardaki bazı kontrol noktalarına yapay zeka destekli akıllı kameralar ve veri analiz sistemleri yerleştirmiştir. Bu sistemler, sınırdaki hareketlerin görüntülerini gerçek zamanlı olarak analiz edip merkeze iletmekte ve geçmişte tamamen insan gözüyle yapılan bu görevi otomatikleştirerek tepki süresini kısaltmaktadır. Yetkililer, 2020’ye dek sınır gözetiminde insan unsuru ağırlıklı iken, artık kameralar ve sensörlerin görüntüleri anında analiz ederek merkeze aktardığını ifade etmektedir.

Yapay zekanın siber güvenlik ve istihbarat yönü de önemlidir. İran, 2009’dan itibaren maruz kaldığı Stuxnet gibi yıkıcı siber saldırılardan dersler çıkararak kritik altyapı güvenliğini milli güvenliğin parçası saymaya başlamıştır. Bu doğrultuda İran, ulusal siber savunma sistemlerinin tamamına yapay zeka yetenekleri entegre edilmesi için seferber olmuştur. Batı menşeli ileri güvenlik duvarı gibi ürünlere güvenmedikleri için, bunu İran üniversiteleri ve start-up’larıyla iş birliği yaparak yerli çözümlerle gerçekleştirmeyi planlamışlardır. Hedef, dışarıya bağımlı olmadan yapay zeka destekli siber savunma kapasitesi oluşturmaktır. Nitekim İran destekli grupların deepfake videolar ve otomatik sosyal medya propaganda araçları kullandığı, siber casusluk operasyonlarında yapay zeka ile hızlı dil çevirileri ve veri filtrelemeleri yaptığı yönünde bulgular Batılı analizlerde yer almıştır[9].

Sonuç

Sonuç olarak, yapay zekâ teknolojilerinin savunma ve istihbarata entegrasyonu, askeri strateji, uluslararası güvenlik ve etik boyutlarında yeni bir paradigma yaratmaktadır. İsrail ve İran, imkan ve amaçlar bakımından farklı kulvarlarda olsalar da, yapay zekayı devlet gücünün bir bileşeni kılma yolunda ilerlemektedir. İsrail, Batı’nın ileri teknoloji birikimini yerel ekosisteminin esnekliğiyle harmanlayarak yapay zeka destekli harp konseptlerini fiilen uygulamaya koymuştur. İran ise yapay zekayı, yüksek bütçeli konvansiyonel sistemlere bir alternatif ve caydırıcılık arttırıcı olarak görüp harp doktrinini güncelleme eğilimindedir. Her iki durumda da yapay zekanın savunma taraflı kullanılmasının son yıllardaki ivmesi dikkat çekicidir ve bölgedeki güç dengelerini etkileme potansiyeli taşımaktadır.

 

 

 

[1] Dolinko, I., & Antebi, L. (2024). Embracing the organized mess: Defense AI in Israel. In H. Borchert, T. Schütz, & J. Verbovszky (Eds.), The Very Long Game (pp. 397–420). Springer, Cham. https://doi.org/10.1007/978-3-031-58649-1_18

[2] Ben-Israel, I., Matania, E., & Friedman, L. (2021). The national initiative for secured intelligent systems [White paper]. Blavatnik Interdisciplinary Cyber Research Center, Tel Aviv University. https://icrc.tau.ac.il/sites/cyberstudies-english.tau.ac.il/files/media_server/cyber%20center/The%20National%20Initiative_eng%202021_digital.pdf

[3] Israel Trade & Economic Mission (Thailand). (2025, January 2). Israel’s world-class AI powerhouse: Leading through applied innovation. iTrade. https://itrade.gov.il/thailand/2025/01/02/israels-world-class-ai-powerhouse-leading-through-applied-innovation/

[4] Business & Human Rights Resource Centre. (Aptil 12, 2024). Palantir allegedly enables Israel’s AI targeting amid Israel’s war in Gaza, raising concerns over war crimes. Business & Human Rights. Retrieved June 26, 2025, from https://www.business-humanrights.org/es/últimas-noticias/palantir-allegedly-enables-israels-ai-targeting-amid-israels-war-in-gaza-raising-concerns-over-war-crimes/

[5] Newman, M. (2023, July 16). Israel quietly embeds AI systems in deadly military operations. Bloomberg News. https://www.bloomberg.com/news/articles/2023-07-16/israel-using-ai-systems-to-plan-deadly-military-operations/

[6] Davies, H., McKernan, B., & Sabbagh, D. (2023, December 1). “The Gospel”: how Israel uses AI to select bombing targets in Gaza. The Guardian. https://www.theguardian.com/world/2023/dec/01/the-gospel-how-israel-uses-ai-to-select-bombing-targets-in-gaza

[7] Business & Human Rights Resource Centre. (Aptil 12, 2024). Palantir allegedly enables Israel’s AI targeting amid Israel’s war in Gaza, raising concerns over war crimes. Business & Human Rights. Retrieved June 26, 2025, from https://www.business-humanrights.org/es/últimas-noticias/palantir-allegedly-enables-israels-ai-targeting-amid-israels-war-in-gaza-raising-concerns-over-war-crimes/

[8] SETA. (2024, February). Soykırımın gölgesinde Gazze ve yapay zeka. Retrieved June 27, 2025, from SETA: https://www.setav.org/gorsel‑istihbarat‑visint/soykirimin‑golgesinde‑gazze‑ve‑yapay‑zeka

[9] Mieses, M., Kerr, N., & Jahanbani, N. (2024, October 9). Artificial intelligence is accelerating Iranian cyber operations. Lawfare. https://www.lawfaremedia.org/article/artificial-intelligence-is-accelerating-iranian-cyber-operations/

 

Uluslararası Diplomatik İlişkiler Akademik Araştırmalar ve Eğitim Derneği

Hakkımızda

Uluslararası Diplomatik İlişkiler Akademik Araştırmalar ve Eğitim Derneği, diplomasi ve uluslararası ilişkiler alanında derinlemesine bilgi edinmek, sosyal bilimlerin çeşitli alanlarında araştırmalar yapmak, bilgiyi işlevsel hale getirerek akademik yayınlar yapmak, seminer, konferans ve eğitim faaliyetleri düzenlemek amacıyla kurulmuş bir sivil toplum kuruluşudur.

This Pop-up Is Included in the Theme
Best Choice for Creatives
Purchase Now