Afrika kıtası her zaman dünyanın jeopolitik açıdan en önemli bölgelerinden biri olmuştur. Tarihin en büyük imparatorluklarından biri olan Osmanlı İmparatorluğu, XVI. yüzyıldan itibaren bu kıtanın bazı bölgelerini fethetmiştir. XVIII. yüzyıldan itibaren İngiltere, Fransa, Almanya ve İtalya gibi Avrupa ülkelerinin hegemonyası Afrika kıtasında kendini göstermeye başlamıştır. Afrika kıtasının Rusya’nın dış politikasındaki önemi ve bu kıta ile ilişkilerin temeli Sovyetler Birliği dönemine kadar uzanmaktadır. Sovyetler Birliği döneminde, Sovyet işadamları Mısır, Cezayir, Tunus, Fas, Gana, Etiyopya, Kongo, Angola, Mozanbik, Mali gibi ülkelerde çeşitli ekonomik girişimlerde bulundu. 1960’lardan 1990’lara kadar Sovyet yardımı ile Afrika kıtasında 300 sanayi tesisi, 155 tarımsal tesis ve 100 eğitim kurumu inşa edildi. Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği kıtadaki en etkili aktörlerden biriydi. Sovyetler dağılmadan önce 37 Afrika ülkesiyle ikili iş birliği anlaşmaları imzalandı. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından ve özellikle 2000 yılında Putin’in Rusya’da iktidara gelmesinden sonra, Afrika kıtası ile ilişkiler önemli ekonomik büyümenin bir sonucu olarak yeniden ön plana çıktı. Afrika kıtası, jeostratejik konumu, elmas, platin, kromit, kobalt, fosfat, altın, uranyum ve petrol gibi zengin doğal kaynakları nedeniyle Rusya’nın dış politikasında önemli bir yere sahiptir. En büyük elmas rezervlerine sahip sekiz ülkeden beşi (Angola, Botsvana, Güney Afrika, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Namibya) Afrika’da yer almaktadır. Aynı zamanda Afrika kıtası küresel maden rezervlerinin yaklaşık yüzde 30’una sahiptir.
Rusya’nın Afrika’daki Hedeflerine Ulaşmak İçin Kullandığı Araçlar
ABD’nin Rusya’ya karşı jeostratejik hedefleri için Ukrayna’yı bir platform olarak kullanması örneğinden hareketle, Rusya’nın Afrika kıtasını etkileyerek ABD’ye karşı bir platform oluşturmayı amaçladığını söyleyebiliriz. Bu amaçla Rusya, etki alanını birçok yönden genişletmeye devam ediyor.
Rusya ve Afrika ülkeleri arasındaki ilişkiler giderek artan bir hızla gelişmeye devam ediyor. Ekim 2019’da Soçi’de düzenlenen ilk Rusya-Afrika Zirvesi, ikili ilişkilerdeki en önemli anlardan biri oldu. Zirveye toplam 43 Afrikalı devlet başkanı katıldı ve milyarlarca dolar değerinde 90’dan fazla ekonomik anlaşma imzalandı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın Afrika ile ticaretini 5 yıl içinde 40 milyar dolara çıkarma sözü verdi. Ancak ilerleyen yıllarda COVID-19 salgını ve Rusya’nın birçok yaptırımla karşı karşıya kaldığı, Ukrayna savaşının devam etmesi nedeniyle ticaret hacminin daha da artırılması mümkün olmadı. Rusya’nın yaklaşık yirmi Afrika ülkesiyle doğal kaynak anlaşması bulunuyor. Rusya, Lukoil, Gazprom ve Rosneft gibi enerji şirketleri aracılığıyla Cezayir, Angola, Gana, Mısır, Nijerya, Libya ve diğer birçok Afrika ülkesinde büyük projeleri hayata geçirmeye devam etmektedir. Rusya, Afrika’ya silah ihraç eden ülkeler arasında ilk sırada yer alıyor. Rus silahları uygun fiyatlı, bakımı kolay ve güvenilir olarak görülüyor. Rusya ile Afrika ülkeleri arasında silah anlaşmaları imzalanıyor. Bunun karşılığında Rusya’nın ülkelerin zengin kaynakları üzerindeki etkisi artıyor.
Petersburg’daki ikinci Rusya-Afrika Zirvesi’nin ardından Somali, Burkina Faso, Eritre, Mali ve Orta Afrika Cumhuriyeti’ne 50.000 ton ücretsiz tahıl sevk edildi. Rusya 2023 yılında Afrika’ya 600.000 ton ucuz buğday gönderdi. Ancak ekonomik olarak Rusya henüz Afrika’da bir güç merkezi oluşturmuş değil. Verilere göre Rusya’nın Afrika ülkeleriyle yıllık ticaret hacmi 18-20 milyar dolar arasında değişiyor. Diğer büyük ülkelerin ticaret hacimleriyle karşılaştırıldığında bu rakam oldukça küçük görünüyor. Sonuç olarak, ABD’nin 64 milyar dolar ve Çin’in 254 milyar dolarının çok gerisinde kalıyor. Yine de Afrika kıtası üzerinde diğer ülkelere kıyasla daha fazla etki yaratmayı başarmıştır.
Eğitim
2010 ve 2018 yılları arasında, çoğu Nijerya, Angola, Fas, Namibya ve Tunus’tan olmak üzere 15.000 Afrikalı, Rus üniversitelerinde eğitim gördü ve bu sayı şu anda o zamankinden daha da yüksek. Öte yandan askeri alanda da pek çok kişinin Rusya’da eğitime yönlendirildiğini görüyoruz. Rusya yılda yaklaşık 500 Afrikalı hizmet mensubunu eğitiyor.
Wagner’in Afrika üzerindeki etkisi
İlk olarak 2014 yılında Rusya’nın Kırım’ı ilhakı sırasında gündeme gelen özel askeri birlik olarak bilinen Wagner Grubu, Putin’in “özel şefi” olarak anılan Yevgeni Prigozhin tarafından kuruldu. Wagner Grubu paralı askerleri Mali, Libya ve Orta Afrika Cumhuriyeti gibi ülkelerde faaliyet gösteriyor. Wagner Grubu Kremlin’in siyasi nüfuzunun yayılmasında da önemli bir rol oynamaktadır. Pek çok özel güvenlik kuruluşu gibi Wagner de yerel hükümetlere güvenlik yardımı, asker, silah, eğitim ve siyasi danışmanlık sağlıyor. Ancak, başka hangi işlevleri yerine getirdiklerine dair kamuya açık bir bilgi yok. Wagner’in ilk Afrika operasyonları 2017 yılında Sudan’da başladı. Bu operasyonlar 2018’de Orta Afrika Cumhuriyeti ve Madagaskar’a, 2019’da Libya ve Mozambik’e, 2020’de ise Mali’ye yayıldı. Libya 2020 yılında enerji ihracatının %63’ünü Avrupa ülkelerine satıyordu. Wagner Grubu, ülkede önemli enerji kaynaklarına sahip bölgelerin kontrolünü ele geçirerek Avrupa’ya enerji ihracatını sekteye uğrattı ve böylece Rusya’nın, Libya enerji sektöründeki ekonomik çıkarlarını güvence altına aldı. Libya’da yaklaşık 3.000 Wagner personeli bulunmaktadır. Sudan’da 2019 ve 2021 yıllarında gerçekleşen askeri darbelerde en büyük etkiyi Wagner askerleri yapmıştır. Askeri darbelerden sonra Sudan’daki Wagner personelinin sayısı 1000’e kadar çıktı ve birkaç altın madeninin işletmesini devraldı. 2021 yılında, Fransız birliklerinin Mali’den çıkarılmasının ardından, Mali’de güvenlik boşluğunu doldurmak için yaklaşık 1000 Wagner askeri görevlendirildi. 2024 yılına gelindiğinde askeri personel sayısı 2500’ün üzerine çıktı.
Güvenlik İşbirliği
Rusya, güvenlik yardımı sağlamak için Afrika kıtasına silah transfer ediyor. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne göre, 2019-2022 yılları arasında Rusya Afrika’daki ülkelere satılan silahların yaklaşık %51’ini tedarik etti. 2024 yılı itibarıyla Rusya’nın Afrika kıtasına silah tedarikindeki payı yüzde 35’e eşittir. Rusya ve Afrika ülkeleri arasında güvenlik iş birliği anlaşmalarıda bulunmaktadır.
Sonuç ve Değerlendirme
Kremlin, Afrika’daki artan varlığının Batı ile rekabetle ilgili olmadığını söylese de, Rusya-Afrika ekonomik ilişkileri mütevazı olsa bile, kıta Rusya’ya küresel bir sahne sağlıyor. Rusya’nın Afrika kıtasındaki etkisinin ekonomik ve askeri alanlarda olduğu kadar uluslararası ilişkilerde Kremlin lehine olan eylemlerde de kendini gösterdiğini belirtmek gerekir. 2 Mart 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini eleştiren BM oylamasında 17 Afrika ülkesi tarafsız kalmış, 11’i ise oylamaya katılmamıştır. Nairobi’deki Küresel Politika ve Strateji Merkezi’nde dış politika ve güvenlik uzmanı olan Dr. Nasong’o Muliro, “Batı’nın aksine Rusya, Afrika’daki gıda sorunlarına çözüm bulabilecek tek güç gibi görünüyor” dedi. Aslında Rusya’nın temel amacı Afrika ülkelerine çeşitli şekillerde yardım etmek ve bir tür “dostluk ilişkisi” kurmaktır. 2024 yılının başlarında Fransa ile olan tarihi ittifakından uzaklaşıp Rusya’yı kucaklama sırası Çad’a gelmişti. Geçici Devlet Başkanı Mahamat Idriss Deby Itno 24 Ocak’ta Çad’ın Rusya’yı artık bir ‘‘kardeş ülke’’ olarak gördüğünü açıkladı. Mali’de yapılan anketlerin sonuçları halkın yaklaşık yüzde seksen dört’ünün Rusya’ya olumlu baktığını gösteriyor. Kıta’da Rusya’nın aksine Fransa genellikle işgalci bir güç olarak tasvir ediliyor. Bu ikili ilişkilerin daha da gelişmesi, Rusya’nın Afrika kıtasındaki etkisinin diğer ülkelere kıyasla artmasına yol açacaktır. Önümüzdeki yıllarda Rusya ve Afrika ülkeleri arasında çok çeşitli işbirliği fırsatları görebiliriz. BRICS’in ekonomik bir platform olduğu ve genişlediği göz önüne alındığında, gelecekte Mısır ve Etiyopya dışındaki Afrika ülkelerini de üye olarak görmeyi bekleyebiliriz.