Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY), Körfez Savaşı faktörü ve sonrasında gerçekleşen Amerika Birleşik Devletleri’nin Irak’ı işgali neticesi ile özerklik kazanmış bir yapıdır. 2005 senesinde kabul gören yeni Irak Anayasası hükmünce Irak’ın kuzeyinde, federal yapının içerisinde özerk bir Kürt yönetimi ortaya çıkmıştır. Bu gelişme, Kürt bölgesinin kendi parlamentosu, hükümeti ve silahlı güçleri ile özerk bir yönetim olarak var olmasına olanak sağlamıştır. Günümüzde yaklaşık 6 milyon kişilik bir nüfusa sahiptir. Bu nüfusun büyük çoğunluğu Kürtlerden oluşsa da Türkmen ve Hristiyan azınlıkların varlığı da bölgede önemli bir rol oynamaktadır.
Bu makalede, 20 Ekim 2024 tarihinde gerçekleşen IKBY milletvekilliği seçimleri sonuçlarını analiz edecek ve bölgedeki siyasi yapının tanıklık edeceği olası senaryoları değerlendirecektir.
IKBY’de milletvekilliği yarışı 4 bölgede izlenmektedir. Bu bölgeler Süleymaniye, Halepçe, Erbil ve Duhok olarak ayrılmıştır. 4 bölge için toplam 100 sandalye sunulan IKBY meclisinde 5 sandalye bölgedeki azınlıklar olan Türkmenler, Hristiyanlar ve Ermenilere ayrılmaktadır. Seçim sonuçlarına geçmeden önce seçime katılan tarafları tanımak önem arz etmektedir.
Erbil merkezli Kürdistan Demokrat Partisi (KDP), Barzani ailesinin otorite geleneğini sürdürdüğü, IKBY’nin mutlak lideri olarak öne çıkmaktadır. Erbil’in yanı sıra Duhok bölgesindeki gücü ile de öne çıkan parti, 1946 senesinden beri Barzani ailesinin siyasi kolunu temsil etmektedir. Pragmatist bir politika izlemeye çalışan KDP, dış ilişkilerinde başta Türkiye olmak üzere bölgenin güçlü ülkeleri ile arasını iyi tutma eğilimi sergilemektedir. Türkiye’nin terör örgütü PKK ile olan mücadelesine hem siyasi hem de askeri destek sağlayan KDP, Türkiye’nin kendilerini bölgedeki bir müttefik olarak görmesini sağlamaya çalışmaktadır. Irak Merkezi Yönetimi ile olan ilişkilerini ön plana çıkararak geliştirmeye çalışmalarına rağmen, KDP zaman zaman bağımsızlık söylemi ile seçmenlerin ve kamuoyunun dikkatini çekmektedir. 2018 senesinde gerçekleşen seçimlerde, KDP meclisteki 111 sandalyenin 45’ini kazanarak birinci çıkmayı başarmıştır.
Bölgedeki siyasi rekabette KDP’nin en yakın takipçisi Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) olarak görülmektedir. KDP ve Barzani ailesi örneğinde görüldüğü gibi KYB içerisinde de aile mirası otoritenin belirleyici unsuru olarak öne çıkmaktadır. Kurucu lider Celal Talebani’nin ölümü sonrası bölünme tehlikesi geçiren parti, güç konsolidasyonunu Bafel Talebani liderliğinde sağlamayı başarmıştır. Özellikle Süleymaniye bölgesinde güçlü bir tabana sahip olan parti, İran’a olan yakınlığı ile de öne çıkmaktadır. Bölgedeki Şii desteğine ilaveten PKK terör örgütü de KYB’yi destekleyen güç unsurları arasında yer almaktadır. PKK’nın sözde siyasi uzantısı PYD’nin elebaşları, “Tüm gücümüzle YNK (KYB) adaylarını destekliyoruz. Bafel TalabaniWye destek istiyoruz.” İfadelerini kullanarak oy desteği talep etmiştir. KYB’nin bu ortaklık karşılığında Suriye’deki PKK varlığına Irak’tan da destek vermesi hesapları yapılmaktadır. Bu ortaklık hususunda, siyasi iletişim uzmanları PKK’nın KYB’yi manipüle etmekte olduğunu öne sürmektedir. 2018 senesindeki seçimlerde KYB meclisteki 111 sandalyenin 21’ini kazanarak yarışı ikinci sıradan takip etmiştir.
Goran Hareketi olarak tanınan siyasi topluluğun ayrılıkçıları başta olmak üzere, KDP ve KYB’ye muhalefet olmak isteyenlerin buluştuğu nokta Yeni Nesil Hareketi olarak görülmektedir. İki büyük parti ile de koalisyon kurmayı reddeden bu yapı, IKBY seçmenine üçüncü bir yolun var olduğunu kanıtlama amacı gütmektedir. Genel olarak popülizm eğilimleri olduğu analizine rahatça varılabilmektedir.
2018 seçimlerinin sonuçları neticesinde ortaya çıkan gergin toplum atmosferi siyaset meydanı da elbette derinden etkilemiştir. Yeni seçim, normal şartlarda 2022 yılında yeniden gerçekleştirilmesi gerekirken birçok kez ortaya çıkan ertelemeler nedeniyle 6 yılın ardından 20 Ekim 2024’te yapılabilmiştir. Seçim sonuçları istatistiksel olarak şu şekildedir: KDP 809 bin 197, KYB 408 bin 141, Yeni Nesil Hareketi 290 bin 991, Kürdistan İslami Birlik Partisi (Yekgirtu) 116 bin 981, Kürdistan Adalet Toplumu Partisi (Komel) 64 bin 710, Halwest (Duruş) Hareketi 55 bin 775, Halk Cephesi 33 bin 365 ve Goran 11 bin 621 oy aldı.
Bu sonuçlara göre hiçbir parti salt çoğunluğu sağlayamadı. IKBY siyasetinin ilerleyen günlerde hükümet kurmak için çeşitli strateji arayışlarına girmesi beklenmektedir. Bu stratejiler arasında iki büyük partinin birbirlerinden vekil çekmeye çalışmaları, kamuoyunda en olası görünen seçeneklerden birisi olarak görülmektedir. Yeni Nesil Hareketi’nin iki büyük partiden birisine destek vermesi opsiyonu da hükümetin kurulmasını direkt olarak etkileyebilecek faktörler arasında yer almaktadır. Lakin, halihazırda Goran Hareketi’ni tarafsız olmadıkları ve kendilerini temsil etmedikleri için terk edenlerin partisi olarak görülen bu oluşumun iki büyük partiden herhangi birisine destek vermesi pek olası görünmemektedir. Mevcut şartlar doğrultusunda KYB, halihazırda iktidarda olan KDP’nin hükümet kurmasına yalnızca başbakanlık makamının kendilerine verilmesi yolu ile ulaşılabileceğini savunmaktadır. KDP ise böyle bir taviz vermek istememekle beraber, oyların yüzdesel oranlarına göre porsiyonel bir dağılımı savunmaktadır. KDP’nin bu “demokratik” ilkelere yakın görünen politikası KYB tarafını memnun etmemektedir. KYB, bu şartlar altında Bağdat yönetiminden destek arayıp bir nevi ayrılıkçılık mesajları vermekten de çekinmemektedir.
Değerlendirme ve Politika Önerileri:
Siyaset meydanında hiçbir zaman olasılıksızlık durumu mevcut değildir. Kesinlikle olmaz, gerçekleşemez denilen olguların nadiren de olsa gerçekleşebildiğini görmek, bu disiplinlerde araştırmacı rolünü üstlenen bireylerin elini oldukça zorlaştırmaktadır. Goran Hareketi ayrılıkçılarının çoğunluk oluşturduğu Yeni Nesil Hareketi’nin herhangi bir büyük partiye destek vermesi beklenmedik bir durum olmasına karşın, imkânsız değildir. Bu olasılık, en çok da bu seçimde tekrar KDP’nin arkasında kalan KYB tarafını endişelendirmektedir. Halihazırda agresif bir siyaset eğiliminde olan KYB, bu olasılığın var oluşu sebebiyle daha da agresif bir atmosfere sürüklenmeye müsait görünmektedir. Bağdat yönetimine zaman zaman “göz kırpıyor” olmaları da akıllarda KYB’nin kullanabileceği çeşitli stratejiler adına ciddi soru işaretleri yaratmaktadır. Bölgede otorite sağlamanın en önemli etkenlerinden birisinin çevredeki güçlü ülkelerin desteğini almak olduğunun farkında olan KYB, İran desteğini kullanmayı da esirgemeyecektir. Lakin, aynı şekilde bu etkenin farkında olup Türkiye ile yakın temaslarda bulunan KDP tarafı da elini oldukça güçlü tutmaktadır. Barzani ile Erdoğan’ın 2024 Ekim ayı içerisinde gerçekleştirdiği görüşmeyi ve yapılan açıklamaları da hesaba katarak, Türkiye-IKBY ilişkilerinin siyasi ve ekonomik olarak başarılı bir safhada olduğunu söyleyebilmekteyiz. Bu şartlar altında beklentimiz, KDP’nin bölge siyasetinde mutlak otorite rolünü devam ettirip, müttefiklerinin gücünü ve kredibilitesini de kullanarak kendi şartlarına uygun bir hükümet kurması yönündedir.
Ateş çemberi haline gelmiş Orta Doğu bölgesinde yeni bir çatışmanın ve anlaşmazlığın çıkmasından endişe duymak ile beraber, tarafların gerekli önlemler için ellerini taşın altına koymaları gerektiğini öne sürmekteyiz. Daha yaşanılabilir bir dünya ve Orta Doğu için, demokratik ilkelerin filizlendiği IKBY’de, hükümet kurma aşamasının da yine demokratik ilkeler ışığında adil bir çerçevede tamamlanması beklenilmektedir.