Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Hibrit Savaşın Yeni Cephesi Baltık Denizi: NATO ve Güvenlik Riskleri

Tarihi Arka Plan

Baltık bölgesi, tarih boyunca büyük güçlerin rekabet alanı olmuş ve jeopolitik konumu nedeniyle sürekli değişen siyasi ve askeri stratejilere sahne olmuştur. Estonya, Letonya ve Litvanya, tarihsel süreçte farklı imparatorlukların egemenliği altında kalmış, bağımsızlık mücadeleleri vermiş ve modern dönemde uluslararası güvenlik sistemlerine entegre olmuştur.

Baltık bölgesi, 13. yüzyıldan itibaren Alman Tarikatları ve Haçlı Seferleri’nin etkisi altına girmiştir. Livonya Tarikatı, bölgedeki ilk büyük siyasi oluşumlardan biri olarak ortaya çıkmış ve Baltık kıyılarında Hristiyanlaştırma faaliyetleri yürütmüştür. 16. yüzyılda Polonya-Litvanya Birliği, Baltık bölgesinde önemli bir güç haline gelmiş ve bölgenin siyasi yapısını şekillendirmiştir. Bu dönemde İsveç Krallığı da Baltık bölgesinde genişleme politikası izlemiş ve 17. yüzyılda Estonya ve Letonya’nın büyük bir kısmını kontrol altına almıştır. Ancak 18. yüzyılda Rusya İmparatorluğu, Baltık bölgesine yönelik stratejik hamleler yaparak İsveç’i mağlup etmiş ve bölgeyi kendi egemenliği altına almıştır.

Baltık Üzerinde Çarlık Gölgesi: Rusya İmparatorluğu’nun Yüzyıllık Etkisi

Baltık ülkeleri, 1700-1721 Büyük Kuzey Savaşı sonucunda Rusya’nın kontrolüne girmiştir. Çar I. Petro’nun Baltık Denizi’ne açılma stratejisi, bölgenin Rusya için kritik bir jeopolitik alan haline gelmesine neden olmuştur. 19. yüzyılda Baltık bölgesi, Rusya’nın sanayileşme ve modernleşme politikalarının bir parçası olarak ekonomik ve askeri açıdan güçlendirilmiştir.

Ancak Baltık halkları, Rusya yönetimine karşı çeşitli direniş hareketleri geliştirmiştir. 1905 Devrimi, Baltık bölgesinde ulusal kimliklerin güçlenmesine ve bağımsızlık taleplerinin artmasına neden olmuştur. Bu süreç, 20. yüzyılın başlarında Baltık ülkelerinin bağımsızlık mücadelelerine zemin hazırlamıştır.

I. Dünya Savaşı’nın ardından Baltık ülkeleri, Rusya’daki Bolşevik Devrimi ve Almanya’nın bölgedeki etkisinin azalmasıyla bağımsızlıklarını ilan etmiştir. 1918-1920 Baltık Bağımsızlık Savaşları, Estonya, Letonya ve Litvanya’nın ulusal devletlerini kurmalarını sağlamıştır. Bu ülkeler, bağımsızlıklarını pekiştirmek için Batı Avrupa ile diplomatik ilişkiler geliştirmiş ve uluslararası tanınma sürecine girmiştir. Ancak Baltık ülkelerinin bağımsızlığı kısa süreli olmuştur. 1939 Molotov-Ribbentrop Paktı, Nazi Almanya’sı ve Sovyetler Birliği arasında Baltık bölgesinin paylaşılmasını öngörmüş ve 1940 yılında Sovyetler Birliği Baltık ülkelerini ilhak etmiştir.

Baltık ülkeleri, II. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası ve Sovyetler Birliği arasında stratejik bir mücadele alanı haline gelmiştir. 1941-1944 yılları arasında Nazi Almanyası Baltık bölgesini işgal etmiş, ancak 1944’te Sovyetler Birliği bölgeyi yeniden kontrol altına almıştır. Sovyet yönetimi altında Baltık ülkeleri, zorunlu kolektivizasyon, siyasi baskılar ve kitlesel sürgünlerle karşı karşıya kalmıştır.

Baltık halkları, Sovyet yönetimine karşı “Orman Kardeşleri” adı verilen silahlı direniş hareketleriyle mücadele etmiş ancak bu direnişler 1950’lerin başında Sovyetler tarafından bastırılmıştır. Soğuk Savaş boyunca Baltık ülkeleri Sovyetler Birliği’nin bir parçası olarak kalmıştır ancak 1980’lerin sonunda glasnost ve perestroyka reformları, Baltık halklarının bağımsızlık taleplerini yeniden gündeme getirmiştir. 1989 Baltık Zinciri, üç ülkenin halklarının el ele tutuşarak 600 kilometrelik bir insan zinciri oluşturduğu barışçıl bir protesto olarak tarihe geçmiştir.

Sovyetler Birliği’nin iç siyasi ve ekonomik krizleri, 1991 yılında ülkenin çöküşüne yol açmıştır. Bu süreçte Baltık ülkeleri, bağımsızlıklarını ilan etmiş ve uluslararası tanınma sürecine girmiştir. Estonya, Letonya ve Litvanya, 1991 yılında Sovyetler Birliği’nden ayrılarak bağımsız devletler olarak uluslararası arenada yerlerini almıştır. Batılı ülkeler, Baltık ülkelerinin bağımsızlığını hızla tanımış ve bu ülkeler kısa süre içinde Birleşmiş Milletlere üye olmuştur.

Bağımsızlık Sonrası Güvenlik Kaygıları ve NATO Üyelik Süreci

Baltık ülkeleri, bağımsızlıklarını kazandıktan sonra Rusya’nın bölgesel etkisini dengelemek ve ulusal güvenliklerini sağlamak amacıyla NATO üyeliğini stratejik bir hedef olarak belirlemiştir. 1994 yılında NATO’nun Barış İçin Ortaklık programına katılan Baltık ülkeleri, ittifak ile askeri iş birliklerini geliştirmeye başlamışlardır. Bu süreçte, NATO ile ortak tatbikatlar düzenlenmiş, askeri reformlar gerçekleştirilmiş ve savunma kapasiteleri artırılmıştır.

Baltık ülkelerinin NATO’ya tam üyelik süreci, 1999 Washington Zirvesi’nde genişleme politikalarının gündeme gelmesiyle hız kazanmıştır. 2002 Prag Zirvesi’nde Baltık ülkeleri NATO’ya davet edilmiş ve 29 Mart 2004’te resmi olarak NATO üyesi olmuşlardır. NATO üyeliği, Baltık ülkelerinin kolektif savunma mekanizmasına dahil olmalarını sağlamış ve Rusya’nın bölgedeki etkisine karşı caydırıcılık unsuru olarak değerlendirilmiştir.

NATO, Baltık ülkelerinin Rusya’dan gelebilecek olası tehditlere karşı korunmasını sağlamak amacıyla bölgedeki askeri varlığını artırmıştır. 2014’te Kırım’ın Rusya tarafından ilhak edilmesi, Baltık ülkelerinde güvenlik kaygılarını derinleştirmiş ve NATO’nun Baltık Savunma Planı’nı devreye sokmasına neden olmuştur. Bu kapsamda, Çok Uluslu NATO Muharebe Grupları Estonya, Letonya ve Litvanya’da konuşlandırılmıştır. Diğer yandan ABD ve Avrupa ülkeleri, Baltık bölgesinde askeri tatbikatlar düzenleyerek caydırıcılığı artırmıştır. Ve Baltık hava sahasında NATO’nun hava devriye operasyonları genişletilmiştir.

Avrupa Birliği Üyelik Süreci ve Ekonomik Entegrasyon

Baltık ülkeleri, NATO üyeliği ile eş zamanlı olarak Avrupa Birliği’ne katılım sürecini de yürütmüşlerdir. AB üyeliği, Baltık ülkelerinin ekonomik kalkınmalarını hızlandırmak, demokratik reformları pekiştirmek ve Batı ile siyasi entegrasyonlarını güçlendirmek amacıyla stratejik bir hedef olarak belirlenmiştir. 1995 yılında AB ile Avrupa Anlaşmalarını imzalayarak üyelik sürecini başlatmışlardır. 1997 yılında AB genişleme sürecine dahil edilen Baltık ülkeleri, Kopenhag Kriterleri doğrultusunda siyasi, ekonomik ve hukuki reformlar gerçekleştirmiştir. 2002 yılında AB ile müzakereleri tamamlayarak 1 Mayıs 2004’te resmi olarak Avrupa Birliği’ne üye olmuşlardır.

AB üyeliği, Baltık ülkelerinin ekonomik büyümelerini hızlandırmış, dış yatırımları artırmış ve demokratik kurumlarını güçlendirmiştir. Bununla birlikte, AB üyeliği Baltık ülkelerinin Rusya ile olan ekonomik ilişkilerini yeniden şekillendirmiş ve enerji bağımsızlığı gibi stratejik konuların ön plana çıkmasına neden olmuştur.

Baltık’ta Enerji Krizi: Avrupa’nın Jeopolitik Stratejisi ve Rusya’dan Ayrışma

Baltık bölgesi, jeopolitik konumu ve enerji kaynakları açısından sınırlı kapasitesi nedeniyle tarih boyunca enerji güvenliği konusunda çeşitli zorluklarla karşı karşıya kalmıştır. Estonya, Letonya ve Litvanya, Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından Rusya’ya bağımlı enerji altyapısını dönüştürme sürecine girmiştir. Bu bağlamda Avrupa Birliği, Baltık ülkelerinin enerji bağımsızlığını sağlamak ve Rusya’nın bölgedeki etkisini azaltmak amacıyla çeşitli stratejik girişimlerde bulunmuştur. Bunlara baktığımızda:

  1. Baltık Enerji Piyasası Ara Bağlantı Planı (BEMIP) ve Elektrik Şebekesi Entegrasyonu

Baltık ülkeleri, Sovyetler Birliği döneminde kurulan BRELL enerji şebekesi aracılığıyla Rusya’ya bağlıydı. AB’nin 2009 yılında başlattığı Baltık Enerji Piyasası Ara Bağlantı Planı (BEMIP), Baltık ülkelerinin Avrupa elektrik şebekesine entegrasyonunu hedeflemiştir. Bu plan kapsamında: Litvanya, Letonya ve Estonya’nın elektrik şebekeleri Rusya’dan ayrılarak Avrupa şebekesine bağlanmıştır, Polonya ile Baltık ülkeleri arasında enerji bağlantıları güçlendirilmiş, böylece AB içindeki enerji akışı artırılmıştır, yenilenebilir enerji projeleri teşvik edilerek Baltık Denizi’nde rüzgâr enerjisi yatırımları genişletilmiştir.

2. Doğalgaz Bağımsızlığı ve LNG Terminalleri

Baltık ülkeleri, Rusya’dan doğalgaz ithalatını azaltmak amacıyla sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) terminalleri inşa etmiştir. AB, bu projeleri milyarlarca euro yatırım ile desteklemiştir. Böylelikle Litvanya’nın Klaipeda LNG terminali, Baltık bölgesinin Rus gazına bağımlılığını büyük ölçüde azaltmıştır. Diğer yandan Estonya ve Finlandiya arasında Balticonnector doğalgaz boru hattı inşa edilerek AB içindeki gaz akışı güçlendirilmiştir.

3. Yenilenebilir Enerji ve Yeşil Dönüşüm

Baltık ülkeleri, yenilenebilir enerji yatırımlarını artırarak enerji krizine karşı uzun vadeli çözümler üretmeye çalışmıştır. Baltık Açık Deniz Şebeke Girişimi (BOGI) kapsamında, 2030’a kadar 26,7 GW, 2040’a kadar ise 45 GW açık deniz rüzgâr kapasitesine ulaşılması hedeflenmiştir. Bu projeler, Baltık Denizi’ndeki rüzgâr enerjisi potansiyelini kullanarak AB’nin enerji bağımsızlığı stratejisini desteklemektedir. Ancak denizaltı kablolarının güvenliği ve altyapı maliyetleri, Baltık ülkelerinin karşılaştığı en büyük zorluklardan biri olmuştur.

4. Siber Güvenlik ve Enerji Altyapısının Korunması

Baltık bölgesi, Rusya’nın siber saldırılarına karşı savunma mekanizmalarını güçlendirmek için AB’den destek almıştır. Bu kapsamda enerji altyapısına yönelik siber güvenlik önlemleri artırılmış ve AB, Baltık ülkelerine enerji sistemlerini korumak için teknik ve finansal destek sağlamıştır.

Baltık’ta Üçlü Strateji: NATO, AB ve Rusya Arasındaki Jeopolitik Savaş

Baltık Denizi, Rusya Ukrayna Savaşı’ndan sonra altyapıya yönelik saldırıların arttığı bir bölge olarak dikkat çekmektedir. Baltık Denizi’nde yaşanan sabotaj vakaları, kritik altyapının korunması ve bölgesel güvenlik politikalarının güçlendirilmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır. Kasım 2024’te, Finlandiya ile Almanya arasındaki C-Lion1 veri kablosu ve Litvanya ile İsveç arasındaki denizaltı bağlantıları kesintiye uğramıştır. Bu olay, denizaltı iletişim hatlarının korunması konusunda yeni güvenlik önlemlerinin alınmasını gündeme getirmiştir. Ekim 2024’te, bir Çin kargo gemisinin demir atması sonucu Finlandiya-Estonya denizaltı doğalgaz boru hattı zarar görmüştür. Yetkililer, olayın kasıtlı olup olmadığını araştırmaktadır. Bu tür vakalar, deniz taşımacılığı ve altyapı güvenliği arasındaki ilişkiyi gözler önüne sermektedir. Eylül 2022’de ise, Kuzey Akım doğal gaz boru hattı sualtı patlamaları nedeniyle hasar görmüş ve yetkililer olayın sabotaj olduğundan şüphelenmiştir. Bu olay, Avrupa’nın enerji güvenliği açısından kritik bir dönüm noktası olarak değerlendirilmiştir.

2022’den bu yana denizaltı kabloları ve enerji boru hatlarında meydana gelen hasarlar, bölge ülkelerini alarma geçirmiştir. Özellikle Finlandiya ve Almanya arasındaki veri kabloları ile Litvanya ve İsveç arasındaki bağlantılarda yaşanan kesintiler, Baltık Denizi’ndeki altyapının güvenliği konusunda ciddi endişeler doğurmuştur Avrupa Birliği ve NATO yetkilileri, bu olayın Baltık bölgesinde yürütülen hibrit savaş stratejilerinin bir parçası olabileceğini değerlendirmiştir.

Finlandiya ve Estonya arasındaki Estlink 2 enerji nakil hattının 26 Aralık 2024’te kesintiye uğraması, Baltık ülkelerinde enerji krizine yol açmış ve bölgedeki kritik altyapının korunmasına yönelik yeni güvenlik önlemlerinin alınmasını zorunlu kılmıştır. Finlandiya ulusal elektrik iletim şebekesi operatörü Fingrid, kesintinin yerel saatle 12:26’da meydana geldiğini açıklamıştır. Estonya tarafında ise Elering, ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak için yeterli yedek kapasitenin bulunduğunu belirtmiştir. Finlandiya Başbakanı Petteri Orpo, olayın ardından yaptığı açıklamada, yetkililerin durumu araştırdığını ve sabotaj ihtimalinin göz ardı edilemeyeceğini ifade etmiştir. Finlandiya hükümeti, olayın ardından bölgedeki askeri varlığını artırmış ve NATO’dan ek güvenlik desteği talep etmiştir. Baltık Denizi’nde yaşanan kriz, Rusya’nın bölgedeki stratejik hamleleriyle doğrudan bağlantılı olarak değerlendirilmektedir. Finlandiya ve Estonya arasındaki kablo kesintisi sırasında bölgede bulunan Cook Adaları bandıralı Eagle S adlı gemi, olayın baş şüphelisi olarak gösterilmiş ve Finlandiya yetkilileri tarafından el konulmuştur. Finlandiya polisi, geminin kablo kesintisi sırasında belirgin şekilde yavaşladığını ve şüpheli manevralar yaptığını tespit etmiştir.

Baltık krizinin en önemli sonuçlarından biri, NATO’nun bölgedeki askeri varlığını artırma yönünde aldığı stratejik kararlar olmuştur. Baltık ülkeleri Estonya, Letonya ve Litvanya Rusya’nın bölgedeki askeri hareketliliğine karşı NATO’nun doğu kanadında kritik bir rol üstlenmektedir. Özellikle Finlandiya ve Estonya arasındaki enerji ve iletişim kablolarına yönelik sabotaj girişimleri, NATO’nun bölgedeki askeri varlığını artırmasını zorunlu kılmıştır. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Baltık bölgesindeki askeri varlığın artırılacağını ve Estonya ile Finlandiya’nın güvenlik taleplerinin karşılanacağını açıklamıştır.

Baltık krizinin ardından Avrupa Birliği ise, kritik altyapıyı koruma yönünde yeni politikalar geliştirmiş ve enerji bağımsızlığına yönelik yatırımları hızlandırmıştır. Avrupa Komisyonu, Baltık Denizi’nde yaşanan olayları kritik altyapıya yönelik sistematik saldırılar olarak nitelendirmiş ve Rusya’nın gölge filosunun bu tür sabotajlarda rol oynadığı yönünde değerlendirmelerde bulunmuştur. Bu bağlamda, Avrupa Birliği ülkeleri, Baltık bölgesindeki enerji güvenliğini sağlamak amacıyla alternatif enerji kaynaklarına yönelmiş ve Rusya’dan gelen enerji bağımlılığını azaltma stratejileri geliştirmiştir.

Baltık’ta Soğuk Rüzgarlar: Tatbikatlar, Siber Tehditler ve NATO’nun Yanıtı

Rusya, Baltık Denizi’ndeki sabotaj iddialarına doğrudan yanıt vermek yerine, bölgedeki askeri varlığını artırarak Baltık Filosu ile geniş çaplı bir tatbikat başlatmıştır. Tatbikata 20’den fazla savaş gemisi, 25 uçak ve helikopter, 70 askeri teçhizat ve yaklaşık 3 bin asker katılmıştır. Rusya Savunma Bakanlığı, bu tatbikatın savunma potansiyelini güçlendirme amacı taşıdığını belirtmiştir. Bu tatbikatın, Almanya’nın Litvanya’da asker konuşlandırma kararının ardından gerçekleştiği ifade edilmektedir. NATO ve Avrupa Birliği, Baltık Denizi’ndeki altyapı kesintilerinden Rusya’yı sorumlu tutarak ek yaptırımlar hazırlamayı değerlendirmektedir. Finlandiya, sabotaj şüphesiyle Rus petrolü taşıyan bir gemiye el koyduğunu açıklamıştır. Kremlin ise bu gelişmenin kendileri için büyük bir endişe teşkil etmediğini belirtmiştir.

NATO’nun Caydırıcılık Stratejisi

Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılımıyla İttifakın Baltık Denizi’ndeki varlığı önemli ölçüde genişlemiş ve bölge bir ‘‘NATO gölü’’ olarak adlandırılmıştır. NATO, “inkâr yoluyla caydırıcılık” stratejisini benimseyerek, olası saldırıları önceden bertaraf etmeye odaklanmaktadır. 2022 Madrid Zirvesi ile NATO, Rusya’yı doğrudan bir tehdit olarak tanımlamış ve doğu sınırlarını güçlendirme politikası benimsemiştir. Baltık Denizi’ndeki güvenlik ortamı değişkenlik göstermektedir. Siber saldırılar, düşman devletlerin “gölge filoları”, denizaltı iletişim kablolarına yönelik sabotajlar ve bilgi savaşları bölgeyi istikrarsızlaştırmaktadır. NATO, 2024 Dijital Dönüşüm Uygulama Stratejisi kapsamında denizaltı altyapısını koruma önlemleri geliştirmiştir. Bunun yanında, Baltic Sentry operasyonu başlatılarak deniz gözetleme faaliyetleri ve hızlı müdahale mekanizmaları güçlendirilmiştir.

Bunun bölgesel katkılarına baktığımızda ise Polonya, Baltık Denizi’nde önemli bir lojistik ve savunma merkezi konumundadır. Savunma harcamalarını GSYİH’nin %4’üne çıkararak askeri modernizasyon çalışmalarına hız vermiştir. Almanya ile Baltık Denizi’nde deniz komuta iş birliği kapsamında ortak savunma projeleri geliştirmektedir.

İskandinav ülkeleri, NATO’nun bölgedeki varlığını pekiştiren diğer kritik aktörlerdir. Finlandiya’nın enerji dayanıklılığı ve siber güvenlik altyapısı ile İsveç’in yenilenebilir enerji kaynaklarını artıran politikaları bölgenin güvenlik stratejisine entegre edilmiştir. Danimarka ve Norveç ise deniz altı altyapısının korunmasında kritik roller üstlenmektedir.

Baltık ülkeleri Estonya, Letonya ve Litvanya, siber güvenlik ve stratejik iletişim alanlarında NATO’nun hibrit savunma çabalarına önemli katkılar sağlamaktadır. NATO Siber Savunma İş birliği Mükemmeliyet Merkezi ve Stratejik İletişim Mükemmeliyet Merkezi, bölgenin siber direncini artırmaktadır.

Sonuç

Baltık Bölgesi, enerji kaynakları açısından sınırlı olan ve büyük ölçüde dışa bağımlı bir coğrafyadır. Bu bölgede enerji güvenliği, bölge ülkeleri tarafından son yıllarda öncelikli politika haline getirilmiştir. Özellikle Estonya, Letonya ve Litvanya’nın Rusya bağlantılı enerji sistemlerinden tamamen ayrılması, bölgenin enerji bağımsızlığını artırırken, kısa vadede fiyat dalgalanmalarına ve teknik zorluklara yol açmıştır.

Baltık Denizi’ndeki enerji altyapısı açısından Finlandiya ve Estonya arasındaki elektrik kablo kesintisi, Avrupa’nın enerji güvenliği üzerindeki etkileri nedeniyle dikkat çekmektedir. Avrupa Birliği yetkilileri, Rusya’nın enerji hatlarına müdahalelerde bulunabileceğini ifade ederken, bölge ülkeleri olası kesintilere karşı önlemler almaktadır.

Baltık ülkeleri yenilenebilir enerjiye geçiş sürecini hızlandırarak fosil yakıtlara bağımlılığı azaltmaya çalışmaktadır. Litvanya, elektrik ithalatçısı konumundan çıkıp yenilenebilir enerji üreticisi olmayı hedeflerken, Baltık Denizi’nde rüzgâr enerjisi projeleri öne çıkmaktadır. Ancak, bu geçiş süreci yüksek maliyetler ve fiyat artışları gibi zorlukları beraberinde getirmektedir. Bununla birlikte Rusya faktörü, bölgenin enerji krizinde belirleyici bir rol oynamaktadır. Rusya’nın Avrupa’ya gaz sevkiyatını kısıtlaması ve Baltık ülkelerine yönelik enerji politikaları, bölgedeki enerji güvenliğini doğrudan etkilemektedir. Kuzey Akım boru hatlarının durdurulması ve Kaliningrad eksklav bölgesindeki jeopolitik gerilimler, Baltık Denizi çevresindeki enerji krizinin temel unsurları arasında yer almaktadır. Bölge ülkeleri Avrupa enerji ağına entegrasyonlarını güçlendirirken, yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımları artırmaktadır. Ancak Rusya’nın bölgedeki enerji politikalarına karşı uyguladığı stratejik hamleler, Baltık ülkeleri için yeni enerji riskleri ve ekonomik dalgalanmalar doğurmaktadır.

Baltık Bölgesi’nin enerji geleceği, sürdürülebilir yatırımlara ve Avrupa ile entegre enerji politikalarına bağlı olarak şekillenecektir. Bölge ülkeleri, enerji krizine karşı dirençlerini artırarak uzun vadede bağımsız ve sürdürülebilir bir enerji sistemi oluşturmayı hedeflemektedir.

Son dönemlerde yaşanan Baltık Krizi, NATO ve Rusya arasındaki stratejik rekabetin en belirgin örneklerinden biri olarak değerlendirilmektedir. NATO’nun bölgedeki askeri varlığını artırması, Rusya’nın karşı hamleleriyle dengelenmekte ve Baltık Denizi, iki taraf arasındaki güç mücadelesinin kritik bir sahnesi hâline gelmektedir. NATO’nun askeri tatbikatlar, teknoloji yatırımları ve siber güvenlik girişimleri aracılığıyla bölgedeki etkinliğini artırması, Baltık Denizi’ni hibrit tehditlere karşı daha dayanıklı hâle getirme amacını taşımaktadır.

Baltık Krizi yalnızca askeri değil, aynı zamanda diplomatik ve teknolojik boyutlarıyla da ele alınması gereken çok katmanlı bir güvenlik sorunudur. NATO’nun bölgesel müttefikleriyle uyumlu ve kapsamlı bir savunma stratejisi benimsemesi, Baltık Denizi’nde istikrarı sağlamak ve hibrit tehditleri minimize etmek açısından hayati önem taşımaktadır. Önümüzdeki süreçte, NATO ve Rusya arasındaki askeri ve diplomatik hamleler, bölgedeki güvenlik mimarisini şekillendirecek temel unsurlar olarak görülmektedir.

Kaynakça

BALTIK ÜLKELERİ: 25 YILLIK BAŞARI VE ENDİŞE, Avim, BALTIK ÜLKELERİ: 25 YILLIK BAŞARI VE ENDİŞE, Son Erişim: 01.06.2025.

Omer, Ö., & Özbek, T. (2024). Eski Sovyet Baltık Ülkeleri Estonya, Letonya ve Litvanya’nın Güvenlik Politikaları. Bayterek Uluslararası Akademik Araştırmalar Dergisi, 7(1), 1-22. https://doi.org/10.48174/buaad.1314069, Son Erişim: 01.06.2025.

Elveda Rusya, Elveda Lenin: ‘Enerji bağımsızlığı’ Baltık ülkelerine ne getirdi?, Harici, Elveda Rusya, Elveda Lenin: ‘Enerji bağımsızlığı’ Baltık ülkelerine ne getirdi? – Harici, Son Erişim: 01.06.2025.

Baltık bölgesindeki gelişmelere Ekonomik ve enerji politik bir yaklaşım, Euronews, Baltık bölgesindeki gelişmelere Ekonomik ve enerji politik bir yaklaşım – Euronewsport İş dünyasından haberler, Son Erişim: 01.06.2025.

Rusya-Ukrayna Krizleri: AB Enerji Politikalarının Dönüşümü, Stratejik Ortak, Rusya-Ukrayna Krizleri: AB Enerji Politikalarının Dönüşümü – Stratejik Ortak, Son Erişim: 02.06.2025.

Yılmaz, Dilek. “İskandinav Ülkelerinin Enerji Politikalarının Baltık Ülkelerinin Dış Politikaları Üzerindeki Etkileri”. Cappadocia Journal of Area Studies 6, sy. 1 (Haziran 2024): 56-73, Son Erişim: 02.06.2025.

Baltık ülkeleri, açık deniz rüzgârı için sınır ötesi enerji iş birliğini güçlendiriyor, Temiz Enerji, Baltık ülkeleri, açık deniz rüzgârı için sınır ötesi enerji iş birliğini güçlendiriyor – Temiz Enerji, Son Erişim: 02.06.2025.

Türkeş, İ. (2021). Baltık Bölgesi’nin Rusya İçin Önemi ve Rusya’nın Baltık Ülkelerine Yönelik Siyasi, Askeri ve Ekonomik Stratejileri. EURO Politika(7), 19-32, Son Erişim: 02.06.2025.

NATO’nun Baltık Planı Hangi Şartlarda Devreye Girebilir?, Tasam, TASAM | NATO’nun Baltık Planı Hangi Şartlarda Devreye Girebilir?, Son Erişim: 03.06.2025.

Türkiye ve NATO’nun Baltık Jeopolitiği, Strasam, Türkiye ve NATO’nun Baltık Jeopolitiği | Stratejik Araştırmalar Merkezi – STRASAM.ORG ®, Son Erişm: 03.06.2025.

Rusya’dan gözdağı gibi tatbikat! Baltık Denizi’nde sular ısınıyor, Son Dakika, Rusya’dan gözdağı gibi tatbikat! Baltık Denizi’nde sular ısınıyor – Son Dakika, Son Erişim: 04.06.2025.

Baltık Denizi’ni güçlendirmek – NATO’nun hibrit tehditlere karşı savunma ve caydırıcılık stratejisi, NATO Revıew, NATO DERGİSİ – Baltık Denizi’ni güçlendirmek – NATO’nun hibrit tehditlere karşı savunma ve caydırıcılık stratejisi, Son Erişim: 04.06.2025.

Finlandiya ve Estonya’yı birbirine bağlayan Baltık Denizi’ndeki denizaltı elektrik kablosu hasar gördü, Euronews, Finlandiya ve Estonya’yı birbirine bağlayan Baltık Denizi’ndeki denizaltı elektrik kablosu hasar gördü | Euronews, Son Erişim: 04.06.2025.

Baltık Denizi’nde sabotaj şüphesi: Finlandiya-Estonya elektrik hattında kesinti, Medyascope, Baltık Denizi’nde Finlandiya-Estonya elektrik hattında kesinti – Medyascope, Son Erişim: 05.06.2025.

NATO, NATO officially launches new Maritime Centre for Security of Critical Undersea Infrastructure, NATO Otan, Allied Maritime Command – NATO officially launches new Maritime Centre for Security of Critical Undersea Infrastructure, Son Erişim: 05.06.2025.

Dünya Enerji Görünümü Raporu 2024, ANKASAM, Dünya Enerji Görünümü 2024 Raporu — ANKASAM | Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi, Son Erişim: 06.06.2025.

Baltık Denizi’nde kablo krizi: AB, Rusya’yı sorumlu tutarken, Rus petrolü taşıyan gemiye el kondu, Euronews, Baltık Denizi’nde kablo krizi: AB, Rusya’yı sorumlu tutarken, Rus petrolü taşıyan gemiye el kondu | Euronews, Son Erişim: 06.06.2025.

Baltık Denizi’nde Sabotaj: Yeni Savaş Sahası Deniz Altı mı?, EkoAvrasya, Baltık Denizi’nde Sabotaj: Yeni Savaş Sahası Deniz Altı mı? | EkoAvrasya Vakfı, Son Erişim: 06.06.2025.

Rusya’dan Baltık Denizinde Askeri Tatbikat, İLKHA, Rusya’dan Baltık Denizi’nde askeri tatbikat – [İLKHA] İlke Haber Ajansı, Son Erişim: 07.06.2025.

Avrupa’nın enerji sınavı: Kriz nereye gidiyor?, TRT Haber, Avrupa’nın enerji sınavı: Kriz nereye gidiyor? – Son Dakika Haberleri, Son Erişim: 07.06.2025.

Baltık Denizi’ndeki telekomünikasyon kablolarında hasar meydana geldi, Anadolu Ajansı, Baltık Denizi’ndeki telekomünikasyon kablolarında hasar meydana geldi, Son Erişim: 07.06.2025.

Hibrit savaşın ayak sesleri: Baltık Denizi’nde iki denizaltı kablosu kesildi, TRT Haber, Hibrit savaşın ayak sesleri: Baltık Denizi’nde iki denizaltı kablosu kesildi – Son Dakika Haberleri, Son Erişim: 07.06.2025.

Baltık Denizi’nde hibrit savaş ihtimali: İki internet kablosu kesildi, Diken, Baltık Denizi’nde hibrit savaş ihtimali: İki internet kablosu kesildi – Diken, Son Erişim: 07.06.2025.

Rusya ile Batı arasındaki yeni kriz alanı: Kaliningrad, Anadolu Ajansı, Rusya ile Batı arasındaki yeni kriz alanı: Kaliningrad, Son Erişim: 08.06.2025.

NATO, Baltık Denizi’nde operasyon başlatıyor: ‘Rus gölge filosu tehdit oluşturuyor, BBC News, Rusya: NATO Baltık Denizi’ndeki operasyonla ne hedefliyor? – BBC News Türkçe, Son Erişim: 08.06.2025.

Baltık Denizi’nde sabotaj sonrası hibrit savaş alarmı verildi! Olağan şüpheli Rusya!, TGRT Haber, Baltık Denizi’nde sabotaj sonrası hibrit savaş alarmı verildi! Olağan şüpheli Rusya! | TGRT Haber, Son Erişim: 08.06.2025.

Baltıklar Rusya tehdidi altında, Anadolu Ajansı, Baltıklar Rusya tehdidi altında, Son Erişim: 08.06.2025.

NATO’nun Baltık Denizi’nde etkisi artıyor mu?, TRT Haber, NATO’nun Baltık Denizi’nde etkisi artıyor mu? – Son Dakika Haberleri, Son Erişim: 08.06.2025.

Patruşev: NATO Baltık Denizi’ndeki Rus limanlarının faaliyetlerini engellemeye çalışıyor, Spunık, Patruşev: NATO Baltık Denizi’ndeki Rus limanlarının faaliyetlerini engellemeye çalışıyor – 06.02.2025, Sputnik Türkiye, Son Erişim: 08.06.2025.

Rusya’nın Baltık ülkeleri üzerindeki baskısı, Anadolu Ajansı, Rusya’nın Baltık ülkeleri üzerindeki baskısı, Son Erişim: 08.06.2025.

Litvanya, Rusya’nın ‘Baltık Denizi’nin sınırlarıyla ilgili sinyali’ sonrası AB ve NATO’nun desteğini arıyor, HaberTürk, Litvanya, Rusya’nın ‘Baltık Denizi’nin sınırlarıyla ilgili sinyali’ sonrası AB ve NATO’nun desteğini arıyor | Dış Haberler, Son Erişim: 08.06.2025.

NATO, Baltık Denizi’ndeki telekomünikasyon kablolarını korumak için misyon başlatıyor, Anadolu Ajansı, NATO, Baltık Denizi’ndeki telekomünikasyon kablolarını korumak için misyon başlatıyor, Son Erişim: 08.06.2025.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Uluslararası Diplomatik İlişkiler Akademik Araştırmalar ve Eğitim Derneği

Hakkımızda

Uluslararası Diplomatik İlişkiler Akademik Araştırmalar ve Eğitim Derneği, diplomasi ve uluslararası ilişkiler alanında derinlemesine bilgi edinmek, sosyal bilimlerin çeşitli alanlarında araştırmalar yapmak, bilgiyi işlevsel hale getirerek akademik yayınlar yapmak, seminer, konferans ve eğitim faaliyetleri düzenlemek amacıyla kurulmuş bir sivil toplum kuruluşudur.

This Pop-up Is Included in the Theme
Best Choice for Creatives
Purchase Now