Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Çin’in İki Kademeli Liderlik Stratejisi: Bölgesel Hakimiyetten Küresel Etkiye

Günümüzde Çin’in uluslararası ilişkilerde oynadığı rolü tek bir tanımla açıklamak oldukça zordur. Bir yandan kendisini gelişmekte olan dünyanın lideri olarak konumlandırmakta ve belirli bölgelere yönelik olağanüstü bir ilgi göstermekteyken, diğer yandan Çin’in küresel liderlik iddialarına dair argümanlar giderek daha sık dile getirilmektedir. Çin, dünya siyasetinde ve uluslararası ilişkilerde hem bölgesel hem de küresel düzeyde kilit rol oynayan önemli aktörlerden biri olduğundan, politikasında hem bölgesel liderlik ve bu bağlamda Çin’in misyonuna hem de küresel liderliğe yönelik belirli yaklaşımlar bulunmaktadır.

1990’ların sonlarından itibaren Çin, bölgesinde lider rolüne aktif bir şekilde talip olmuş, bölgedeki ve genel olarak uluslararası arenadaki konumunu güçlendirmek için ekonomik ve siyasi sermayesini hızla artırmış, ancak küresel liderliğe karşı daha isteksiz bir tutum sergilemiştir.

Çin’in bölgesel ve küresel liderlik yaklaşımları arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Bölgesel liderlik stratejisinin önemli bileşenleri şunlardır:

  • Çok kutupluluğa ve bölge devletleriyle ilişkilerin geliştirilmesine dayanan barışçıl kalkınma
  • Aktif ekonomik gelişme
  • Ortak çıkarların ve esnekliğin araştırılmasına dayanan karşılıklı kabul edilebilir uzlaşmalar bulma becerisi ve pragmatizm
  • Karşılıklı yarara dayalı iş birliğinin önemi
  • Güç dengesinin korunmasıyla ulusal çıkarların savunulması ve gerçekleştirilmesi
  • Ülkenin binlerce yıllık tarihine, kültürüne ve büyüklüğüne dayanarak Çin’in bölgedeki benzersizliğinin ve öneminin tanınması

Modern Çin dış politikasının ayırt edici özelliği, bireysel devletlerle ikili ilişkilere vurgu yapılmasıdır. Bölgesel stratejisinde Çin, güç politikası, büyük güçlerin hakimiyeti, Batı demokrasisinin ve liberal değerlerin önceliği gibi fikirlere dayanan Batılı doktrinlerden uzaklaşmaya ve geleneksel Çin tarihi-kültürel ve felsefi öğretilerine dayanan Çin değerlerini yansıtan bir yaklaşım geliştirmeye çalışmaktadır. Pekin’in görüşüne göre modern gerçekliklere daha uygun olan yeni kavramlarla Batı modellerinin yer değiştirmesi söz konusudur. Bu kavramlar arasında “barışçıl kalkınma ve iş birliği kavramı”, “uyumlu dünya kavramı”, “iyi komşuluk kavramı” vb. sayılabilir.

Çin, bölgesel liderlik çerçevesinde aşağıdaki stratejilere başvurmaktadır:

  • Bloksuz statünün korunması
  • Çok sayıda ikili anlaşmadan oluşan bir ağ oluşturulması
  • Öncelikle Çin’in iş çıkarlarının lobi faaliyetleri
  • Bölgesel altyapının geliştirilmesi
  • Bölgesel sorunların çözümüne katılım
  • İnsani yardım sağlanması
  • Bölgesel örgütlere katılım ve onlarla iş birliği
  • Geniş çaplı yatırımlar

Çin’in ekonomik çıkarları onu bölgesel entegrasyona itmektedir. Daha yapıcı bir iş birliği için bölgedeki toprak anlaşmazlıklarının çözülmesi de önemli bir bileşendir. Çin için en zorlu görev, bölgesel entegrasyonun ilerletilmesi için kurumsal çerçevelerin geliştirilmesine yardımcı olmaktır. Çin, alt bölgesel ekonomik işbirliğini aktif olarak teşvik etmekte, bu bağlamda özel ilgi Büyük Mekong alt bölgesinin gelişimine, Güneydoğu Asya bölgesine entegrasyonun bir yolu olarak gösterilmektedir. Söz konusu bölgedeki ülkelerde etkinin geniş ölçekli yayılması, hem bölgesel hem de küresel jeopolitik açısından büyüyen Çin için gereklidir. Alt bölgesel girişimler, bölgenin büyük güçlerinden daha az direnişle karşılaştıkları için liderlik için daha fazla fırsat yaratmaktadır.

Günümüzde küresel liderliğin temel mekanizmaları arasında uluslararası örgütlere katılım, ekonomik potansiyel ve yumuşak güç mekanizmalarıyla çekici bir imaj oluşturma ve kendi çok taraflı kurumlarını ve organizasyonlarını tesis etme yer almaktadır. Çin, siyasi, ekonomik, çevresel, ideolojik, kültürel, insani ve diğer birçok alandaki meydan okumalara ve tehditlere karşı koymak için bölgesel ve uluslararası arenada liderlik pozisyonunu korumasını sağlayacak kapsamlı mekanizmalar ve araçlar geliştirmektedir. Dünya politikasındaki yeni olumsuz eğilimler nedeniyle Pekin yönetimi, küresel stratejisini yeniden değerlendirme gerekliliğini kavramaya başlamıştır.

Çin, politik, ekonomik, sosyal, kültürel, ideolojik, enformasyonel ve diğer alanlarda elindeki tüm mekanizmaları ve araçları kullanmaktadır. Başlıca araçlar arasında yumuşak güç mekanizmaları, ticari, yatırım ve kredi araçları, insani yardım, çok taraflı diplomasi, uluslararası hükümetlerarası ve sivil toplum örgütlerindeki faaliyetler, çevre diplomasisinin geliştirilmesi, komşuluk politikası, yeni kurumlar oluşturma ve tanıtma, ortaklık ilişkilerini güçlendirme, serbest ekonomik bölgeler kurma, ordunun modernizasyonu ve ekonomik diplomasi bulunmaktadır. Tüm bu mekanizmalar ve araçlar, ülkenin olumlu imajını şekillendirmeye, tüm alanlarda kapasite artırmaya, iş birliğini ve karşılıklı faydaya dayalı ortaklıkları geliştirmeye yardımcı olmaktadır.

Bu nedenle, Çin liderliği kavramını incelerken, iki temel düzeyi, yani bölgesel ve küresel liderliği ayırmak önemlidir. Bölgesel liderlik, tarihi deneyim, ekonomik, jeopolitik ve jeostratejik, ayrıca ülkenin kültürel potansiyeli açısından, Çin Halk Cumhuriyeti’nin dış politikasında kendiliğinden bir sonuç olarak ele alınmaktadır; oysa küresel liderlik kavramı, yalnızca XXI. yüzyılda aktif olarak kullanılmaya başlanmıştır. Çin’in hem bölgesel lider olarak rol oynama isteğini hem de bu rolü üstlenme kapasitesini gösterdiğini görmekteyiz; bu durum, hem ülkenin tarihi deneyimi hem de mevcut kaynaklarıyla açıklanmaktadır. Bölgesel liderlik bağlamında önemli olan ekonomik ilişkiler ve ayrıca bölgesel güvenlik konularıdır. Küresel liderlik söz konusu olduğunda ise Pekin, küresel yönetişimde daha aktif bir rol üstlenerek, mevcut kurumlara ve normlara meydan okuyabilecek potansiyelini göstermiştir. Çin, gücünü dört temel yolla artırmaktadır: uluslararası kuruluşlarda daha büyük bir rol üstlendi, artan etkisini teşvik etti, bazı kendi kuruluşlarının temellerini attı ve küresel yönetişim kurallarının reforme edilmesi gerekliliğini sorguladı.

 

Uluslararası Diplomatik İlişkiler Akademik Araştırmalar ve Eğitim Derneği

Hakkımızda

Uluslararası Diplomatik İlişkiler Akademik Araştırmalar ve Eğitim Derneği, diplomasi ve uluslararası ilişkiler alanında derinlemesine bilgi edinmek, sosyal bilimlerin çeşitli alanlarında araştırmalar yapmak, bilgiyi işlevsel hale getirerek akademik yayınlar yapmak, seminer, konferans ve eğitim faaliyetleri düzenlemek amacıyla kurulmuş bir sivil toplum kuruluşudur.

This Pop-up Is Included in the Theme
Best Choice for Creatives
Purchase Now