Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Arap Birliği’nin Gazze Planı Uygulanabilir Görünüyor mu?

Yazar: Ahmet MEMİŞ

Arap Birliği, Orta Doğu’daki siyasi, ekonomik ve sosyal meselelerde önemli bir rol oynamaktadır. Arap Birliği, özellikle Filistin ve Gazze’ye yönelik birçok barış ve çözüm önerisi sunmuştur. Bu çalışmada, Arap Birliği’nin Gazze’ye yönelik sunduğu planı ve bu planın bölgedeki siyasi etkileri incelenecektir. Gazze’deki insani kriz ve siyasi gerilimlerin ışığında, Arap Birliği’nin çözüm önerileri ne kadar etkili olabilir?

Arap Birliği ve Gazze’ye Yönelik Politikaları

Arap Birliği, 1945 yılında kurulduğundan bu yana, Orta Doğu’da barışı sağlamak ve Arap devletlerinin iş birliğini teşvik etmek için çeşitli planlar ve girişimlerde bulunmuştur. Filistin meselesi, Arap Birliği’nin kuruluş aşamasında belirleyici bir etken olmuştur ve İsrail’e karşı Arap devletleri ayaklanması diyebileceğimiz bir oluşuma gitmiştir. 7 Ekim 2023 tarihinde düzenlenen saldırı sonucunda fitili ateşlenen Hamas-İsrail Savaşı’nın neticesi Batı Şeria ve Gazze’de büyük bir insani krize yol açmıştır. Bu durum, Arap Birliği’nin bölgeye yönelik müdahale ve çözüm önerilerini daha da önemli hale getirmiştir.

Gazze Planı, Arap Birliği’nin 2002 yılında kabul ettiği Arap Barış İnisiyatifi çerçevesinde şekillenen bir girişimdir. Bu girişim, Gazze’nin yeniden inşası ve bölgedeki barış sürecine katkı sağlamak amacıyla oluşturulmuştur. Arap Birliği, Gazze’yi yeniden inşa etmek için siyasi ve insani yardımlar sunmayı amaçlayan planlar geliştirmiştir. Dolayısıyla Arap Birliği, 4 Mart Salı günü olağanüstü Arap Zirvesi toplantısı gerçekleştirerek Gazze planını açıkladı. Mısır’da (Kahire) bir araya gelen Arap ülkelerinin liderleri, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine Batı Şeria ve Gazze’de uluslararası barış gücü konuşlandırılması çağrısında bulunarak insani krizin önüne geçmeyi amaçlamaktadır.

Arap Birliği’nin Gazze Planı’nın temel hedefleri arasında, Gazze’deki yaşam koşullarının iyileştirilmesi, ekonomik kalkınmanın desteklenmesi, insani yardımların ulaştırılması ve Gazze’nin yeniden yapılandırılması yer almıştır.  Kahire’deki Arap Birliği Zirvesi’nde, en dikkat çekici karar Mısır’ın 53 milyar dolarlık (yaklaşık 1,93 trilyon TL) planı olmuştur ve bu plan Arap Birliği Zirvesi tarafından onaylanmıştır. Mısır’ın sunmuş olduğu bu plan onaylanırken, ABD Başkanı Donald Trump’ın 2 milyon Filistinlinin yerinden edilmesini içeren ‘‘vizyonu’’ reddedilmiştir. ABD bu karara olumsuz bir tepki göstermemiştir, ancak Hamas’ın Gazze yönetiminde yeri olmadığının altını çizmiştir.

Bu gelişmelere karşı İsrail’in tepkisi de gecikmemiştir. İsrail Dışişleri Bakanlığı’ndan, Olağanüstü Arap Zirvesi’nin sonuç bildirisine yönelik yapılan açıklamada, Gazze’nin yeniden imar planına karşı çıkılarak, ABD Başkanı Donald Trump’ın Filistinlileri Gazze’den sürme planının teşvik edilmesi gerektiği savunuldu. Bu açıklamalar doğrultusunda, İsrail’in barışçıl bir tutum sergilemediği ve Gazze’ye yönelik belirli stratejik hedefler doğrultusunda hareket ettiği değerlendirilebilir. Ancak, Arap Ligi’nin bu duruma yönelik somut ve etkili adımlar atıp atmayacağı zamanla görülecektir.

Bölgede İsrail Karşıtı Cephe Mümkün mü?

Arap Ligi Devletleri, 4 Mart’ta düzenledikleri ve ‘‘Olağanüstü Filistin Zirvesi’’ olarak adlandırdıkları toplantıyla bölgesel düzeyde siyasi bir duruş sergilemişlerdir. Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt’ın zirve kapsamında yaptığı açıklamalar umut verici olmakla birlikte, bu beyanların sahadaki etkilerinin ne ölçüde gerçekleşeceği zamanla görülecektir.

Ebu Gayt, zirvede Gazze için yeni bir siyasi çözüm yolunun belirlendiğini ve barış sürecinin iki devletli bir strateji temelinde ilerlemesi gerektiğini vurgulamıştır. Ayrıca Genel Sekreter, ‘‘Arap Birliği, Filistinlilerin zorla göç ettirilmesini reddediyor ve Gazze Şeridi’nin yeniden inşasını destekliyor’’ ifadelerini kullanarak Trump’ın dayatmaya çalışmış olduğu vizyonunu reddetmiştir. Bu açıklamalar, Arap Birliği’nin, ABD yönetimi tarafından ortaya konan siyasi yaklaşımlara mesafeli durduğunu ve alternatif bir çözüm önerisi geliştirme çabasında olduğunu göstermektedir.

Özellikle Filistinlilerin zorla göç ettirilmesine karşı alınan tutum, bölgede Türkiye dışında da İsrail’e yönelik siyasi bir karşıtlığın oluştuğuna işaret etmektedir. Arap Birliği’nin, Mısır’ın başkanlığında daha aktif ve etkin bir rol üstlenmesi durumunda, İsrail’e yönelik uluslararası kamuoyu baskısını artırma potansiyeline sahip olduğu söylenebilir.

Zirvede İsrail’e yönelik bir diğer eleştiri ise Suriye’nin yeni lideri Ahmed eş-Şara tarafından dile getirilmiştir. Eş-Şara, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının yalnızca bu bölge ile sınırlı kalmayacağını, uluslararası toplumun gerekli adımları atmaması halinde bu ihlallerin diğer Arap ülkelerine de sıçrayabileceğini belirtmiştir. Bu çerçevede, zirve sonunda İsrail’in saldırılarına karşı ortak bir bildiri yayımlanmış ve bölgesel güvenliğin korunması adına önlemler alınması gerektiği vurgulanmıştır.

Mısır’ın Planı

Arap Birliği tarafından onaylanan plan, Mısır’ın girişimleri doğrultusunda şekillendirilmiş ve birliğin değerlendirmesine sunulmuştur. Planın finansmanı ve organizasyonuna ilişkin tüm detaylar ve taslaklar hazırlanarak kamuoyuyla paylaşılmıştır. Söz konusu plan, 2030 yılına kadar Gazze’nin yeniden inşa edilmesini ve yaklaşık 2 milyon kişinin yerinde kalmasını hedeflemektedir. Planın uygulanma sürecinde Mısır ve Katar’ın öncü rol üstleneceği belirtilmiştir.

Planın ilk aşaması, İsrail bombardımanı nedeniyle oluşan yıkıntıların kaldırılmasını içermektedir. Bildirgeye göre, Mısır, Gazze’nin yeniden inşası sürecinde Birleşmiş Milletler (BM) ile iş birliği içinde uluslararası bir konferansa ev sahipliği yapacak ve bu süreçte Dünya Bankası tarafından denetlenecek bir fon oluşturulacaktır. Bu finansal mekanizma çerçevesinde, Gazze’nin yeniden inşasının sağlanması hedeflenmektedir.

Plan, önümüzdeki yıllarda Gazze’yi çevre dostu bir kente dönüştürmeyi, yaya dostu alanlar oluşturmayı ve sürdürülebilir sanayi bölgeleri kurmayı öngörmektedir. Ayrıca, Gazze’de bir liman ve havaalanı inşa edilmesi de planın temel unsurları arasında yer almaktadır.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sisi, bu plan kapsamında uluslararası toplumdan gelecek her türlü desteğe ve iş birliğine açık olduklarını ifade ederek, küresel aktörlere iş birliği çağrısında bulunmuştur.

Arap Devletleri Ligi’nin Gazze’nin Geleceğine İlişkin Planı Uygulanabilir Görünüyor mu?

Arap Zirvesi, beklendiği üzere Mısır’ın Gazze Şeridi’nin yeniden inşasına yönelik planının kabul edilmesiyle sonuçlanmıştır. Ancak birçok gözlemci, Kahire’de düzenlenen Filistin Zirvesi’nin, yeniden inşa planının detayları bağlamında yeterince açık olmadığı görüşünü dile getirmektedir.

Eleştirmenler, zirvede kabul edilen planın, Hamas’ın gelecekteki rolüne ilişkin net bir çerçeve sunmadığını ve Gazze Şeridi’nin yönetiminde örgütün nasıl bir konumda olacağının belirsiz olduğunu vurgulamaktadır. Ayrıca, yeniden inşa sürecinin finansman kaynaklarına dair yeterli açıklık bulunmadığı da eleştirilen noktalar arasındadır.

BBC Arapça’nın haberine göre, Gazze için düzenlenen Arap Zirvesi’nde kabul edilen Mısır planında, İsrail’in en önemli taleplerinden biri olan Hamas’ın Gazze Şeridi’ni yönetme sürecine dahil edilmemesi dikkate alınmış, ancak Hamas ve diğer grupların silahsızlandırılması ve askeri yapılanmalarının dağıtılmasına ilişkin herhangi bir açık atıfta bulunulmamıştır.

Gözlemciler, Arap Birliği’nin aldığı kararların tüm tarafları tatmin edecek şekilde ele alınmaya çalışıldığını, ancak bu çabanın net bir siyasi duruş sergileme noktasında yetersiz kaldığını savunmaktadır. Bir diğer eleştiri ise, Arap Birliği’nin, hem ABD’yi hem de Arap toplumunu rahatsız etmemek adına Hamas’ın statüsü konusunda belirgin bir pozisyon almaktan kaçındığı yönündedir. Bu yaklaşımın bölgedeki siyasi dengeler üzerindeki etkileri ise zamanla daha net bir şekilde ortaya çıkacaktır.

Sonuç

Gazze Planı’nın başarısı, İsrail ile yapılan müzakerelere ve Gazze’deki çatışmaların sona erdirilmesine bağlıdır. Arap Birliği’nin sunduğu çözüm önerileri, İsrail’in Gazze’ye yönelik abluka ve askeri operasyonlarını sonlandırmasına yönelik somut adımlar atılmasını öngörmektedir.

Arap Birliği’nin Gazze Planı, Gazze’nin insani ve siyasi krizini çözmeye yönelik bir adım olarak önemli bir yer tutmaktadır. Ancak, bu planın başarısı, sadece Arap ülkelerinin değil, aynı zamanda uluslararası toplumun da aktif rol alması ve bölgedeki siyasi uzlaşının sağlanmasına bağlıdır. Gazze’nin yeniden inşası ve Filistin halkının yaşam koşullarının iyileştirilmesine yönelik atılacak adımlar, barış sürecinin kalıcı olup olmayacağını belirleyen temel unsurlar arasında yer almaktadır. Bu bağlamda, uluslararası aktörlerin sürece sağlayacağı destek, planın sürdürülebilirliği açısından kritik öneme sahiptir.

 

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve UDİAD’ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

 

 

 

Uluslararası Diplomatik İlişkiler Akademik Araştırmalar ve Eğitim Derneği

Hakkımızda

Uluslararası Diplomatik İlişkiler Akademik Araştırmalar ve Eğitim Derneği, diplomasi ve uluslararası ilişkiler alanında derinlemesine bilgi edinmek, sosyal bilimlerin çeşitli alanlarında araştırmalar yapmak, bilgiyi işlevsel hale getirerek akademik yayınlar yapmak, seminer, konferans ve eğitim faaliyetleri düzenlemek amacıyla kurulmuş bir sivil toplum kuruluşudur.

This Pop-up Is Included in the Theme
Best Choice for Creatives
Purchase Now