Yazar: Hamza ERGÜL
Giriş
Yapay zekâ, uzun yıllardır bilimsel ve teknolojik çevrelerde tartışılan ve üzerine yoğun şekilde çalışılan bir alan olmasına rağmen, özellikle son beş yılda olağanüstü bir ivme kazanarak küresel siyasetin, ekonominin ve toplumsal düzenin merkezinde yer almaya başlamıştır. Büyük değişimlerin öncüsü gibi tanımlamalarla anılan bu teknoloji, yalnızca mevcut dengeleri değiştirmekle kalmamakta, aynı zamanda jeopolitik ve ekonomik düzeylerde yığılımlı dönüşümlere yol açmaktadır. Bu nedenle, devletler, uluslararası kuruluşlar, özel sektör ve araştırma merkezleri, yapay zekânın stratejik potansiyelini değerlendirmek ve bu teknolojiyi ulusal güvenlikten sağlığa, ekonomiden eğitime, hukuktan kamu yönetimine kadar geniş bir çerçeveye entegre edebilmek adına yoğun Ar-Ge faaliyetleri yürütmektedir. Amerika Birleşik Devletleri, Çin Halk Cumhuriyeti, Avrupa Birliği ve BRICS ülkeleri gibi küresel ve bölgesel aktörler, yalnızca ulusal düzeyde yapay zekâ kapasitesi oluşturmakla yetinmeyip, aynı zamanda bu alanın standartlarını belirleyerek uluslararası düzlemde hegemonik üstünlük kurmayı hedeflemektedir. Bu bağlamda, 23 Temmuz 2025 tarihinde ABD başkanı Donald J. Trump hükümeti tarafından sunulan Winning the AI Race America’s AI Action Plan, yalnızca teknik değil, aynı zamanda stratejik ve jeopolitik bir yönelim belgesi olarak öne çıkmaktadır. Söz konusu plan ile Amerika Birleşik Devletleri’nin küresel teknolojik hegemonyasını pekiştirmek üzere altyapının güçlendirilmesi, müttefik ülkelerle teknoloji paylaşımı stratejilerinin geliştirilmesi ve Çin Halk Cumhuriyeti gibi rakip devletlerin uluslararası yapay zekâ yönetişimi üzerindeki etkisinin sınırlandırılması hedeflenmektedir. Bu çalışmada, Trump yönetiminin Yapay Zekâ Eylem Planı’nın ortaya koyduğu stratejik öncelikler, bu planın iç ve dış politika üzerindeki etkileri ile birlikte değerlendirilerek, Amerika Birleşik Devletleri’nin küresel yapay zekâ mimarisindeki rolü kapsamlı bir biçimde analiz edilecektir.
ABD’nin Yapay Zeka ve Teknolojik Donanım Politikaları
ABD, uzun yıllardır özel sektör ve akademi iş birlikleri aracılığıyla yapay zekâ alanındaki gelişmelere öncülük eden devletlerden biri olmuştur. Ancak yapay zekânın geniş çalışma alanı ve büyük ölçüde güç ve tehdit yaratabilecek potansiyeli göz önüne alındığında, kamu destekli çalışmalar ve hükümetin oluşturduğu kapsamlı politikalar geliştirilmiştir.
2016 yılında Obama hükümeti tarafından yayımlanan “Ulusal Yapay Zekâ Ar-Ge Stratejik Planı” ile başlayan yapay zekâ politikaları ve raporlar; yapay zekânın etkilerini inceleme, ABD’nin özel sektör ve federal düzeydeki yapay zeka vizyonunu belirleme ve bu alanda izlenecek stratejiler için kamu-özel sektör-akademi iş birliğine yol gösterme amacı taşımıştır.
2016 yılında Obama hükümeti’nin yayınladığı “Ulusal Yapay Zeka Ar-Ge Stratejik Planı” ile başlayan yapay zeka politikaları ve yayımlanan raporlar, genellikle yapay zekanın etkilerini inceleme, ABD’nin özel sektör ve federal boyutta AI vizyonunu belirleme ve bu alanda izlenecek stratejiler için kamu-özel sektör-akademi iş birliğine yol gösterme amacı taşımıştır. [1]
Trump’ın ilk döneminde yapay zekâ kavramı hızla sistematik bir çerçeveye oturtulmaya çalışılmış, bu alanda çalışacak bir yapı oluşturulmuştur. 2018–2019 yıllarında Ulusal Yapay Zekâ Güvenlik Komisyonu ve Ortak Yapay Zekâ Merkezi gibi kurumlar kurulmuş; Şubat 2019’da yayımlanan “Amerikan AI Girişimi” başlıklı yürütme emriyle yapay zekâ alanında liderliği sürdürme hedefi ulusal bir politika haline getirilmiştir. [2] 2020 yılında ABD Kongresi’nde kabul edilen Ulusal Yapay Zekâ Girişimi Yasası ile yapay zekâ geliştirme faaliyetlerinin hızlandırılması kanunlaştırılmıştır. [3]
Bu girişimler; askeri alanda yapay zekâ kullanımı, nitelikli iş gücü oluşturulması ve yapay zekânın yasal düzenlemeler çerçevesine alınması gibi hedeflerle çeşitli düzenlemelerin yürürlüğe girmesine neden olmuştur.
Tüm bu çabaların yanında ABD, yapay zekâ alanındaki teknolojik üstünlüğünü, bu teknolojilere ilişkin araç ve donanımların diğer ülkelere ve yabancı şirketlere aktarımını denetleyerek de korumaya çalışmıştır. Bu kapsamda 2018 yılında yürürlüğe giren Export Control Reform Act (ECRA), Amerika Birleşik Devletleri’nin belirlediği gelişmekte olan teknolojilerin ihracatının kontrol altına alınmasına olanak tanımıştır.
ECRA sayesinde yapay zekâ, yarı iletken çipler ve diğer stratejik öneme sahip teknolojilerin, izinsiz şekilde kara listeye alınan ülkelere aktarımı sınırlandırılmıştır. Bu yasa, özellikle Çin Halk Cumhuriyeti gibi rakiplerin Amerikan menşeli ileri teknolojilere erişimini engelleme aracı hâline gelmiştir. [4] Huawei gibi birçok şirketin ABD Ticaret Bakanlığı’nın kara listesine alınarak Amerikan ürünlerini ithal etmesinin yasaklanmasında da ECRA hükümleri uygulanmıştır.[5] Böylece yapay zekâ, yalnızca bilimsel bir ilerleme alanı değil, aynı zamanda ulusal güvenlik kapsamında değerlendirilen stratejik bir mesele hâline gelmiştir.
Biden dönemine gelindiğinde ise 1990’larda küresel yarı iletken çip üretiminin %40’ını karşılayan ABD’nin, 2020’li yıllarda bu payının %12’ye düştüğü tespit edilmiştir. Bu düşüşün sürmesi halinde ABD’nin küresel pazardaki teknolojik hakimiyetini kaybetme riski ortaya çıkmıştır. Bu doğrultuda, Biden yönetimi 2022 yılında, ABD’nin teknoloji üretimindeki payının azalması ve Çin gibi rakip ülkelerin ABD’nin küresel teknolojik üstünlüğünü tehdit etmeye başlaması nedeniyle CHIPS and Science Act (Çip ve Bilim Yasası) girişimini başlatmıştır. Söz konusu yasa ile ABD’li teknoloji üreticilerine toplam 280 milyar dolarlık destek sağlanması hedeflenmiştir. Bu destek aracılığıyla, teknolojik üretimin yeniden ABD merkezli hale getirilmesi ve küresel teknolojik pazarda ABD’nin liderliğinin güçlendirilmesi amaçlanmıştır.[6]
30 Ekim 2023’te yayımlanan “Yürütme Emri 14110” ve devamında getirilen düzenlemeler ile yapay zekânın küresel ölçekte etik, hukuk, güvenlik, insan hakları ve mahremiyet gibi konular çerçevesinde sınırları çizilmiş; yapay zekânın potansiyel riskleri dikkate alınarak geliştirilen sistemlerin denetime tabi olması öngörülmüştür.[7]
Biden döneminde yalnızca yapay zekâ yazılımı değil, bu teknolojilerin geliştirilebilmesi ve çalıştırılabilmesi için gerekli donanımlar da dışa aktarım kısıtlamaları kapsamına alınmıştır. Örneğin, 1 Eylül 2022’de ABD Ticaret Bakanlığı tarafından ECRA kapsamında ve 7 Ekim 2022’de getirilen ek düzenlemelerle, Nvidia’nın yüksek performanslı H100 ve A100 GPU’larının kara listeye alınmış ülkelerden biri olan Çin’e satışı yasaklanmıştır.[8] Nvidia, Çin pazarındaki konumunu korumak için H800 ve A800 modellerini geliştirse de, 17 Ekim 2023’te yayımlanan ek düzenlemelerle bu modellerin de Çin’e ihracatı engellenmiştir.[9]
Donanım ihracatına ilişkin bu türden kısıtlamalar, yalnızca Biden dönemine özgü olmayıp Trump’ın ikinci başkanlık döneminde de sürdürülmüştür.
2024 yılının sonunda yapılan seçimler sonucunda Donald Trump yeniden başkanlık koltuğuna oturmuş ve yapay zekâ Ar-Ge çalışmaları için büyük ölçekli projeler başlatılmıştır. Trump yönetimi, ABD’li teknoloji şirketlerinin kara listeye alınmış ülkelere yüksek performanslı teknolojiler ihraç etmesini önlemek amacıyla çeşitli yeni düzenlemeler getirmiştir.
Trump’ın ikinci döneminde, ABD’li şirketlerin uzun yıllardır edindiği deneyim sayesinde büyük bir teknolojik ekosistem oluşturdukları görülmektedir. Örneğin, OpenAI yapay zekâ geliştirme çalışmalarını Microsoft’un Azure platformunda yürütmektedir. Microsoft ise bu platformlarda yapay zekâ uygulamalarını çalıştırmak için Nvidia’nın H100, A100 ve H200 gibi gelişmiş GPU’larını entegre etmektedir.[10] Nvidia bu GPU’ların tasarımını üstlenirken, üretimi Tayvan merkezli yarı iletken üreticisi Taiwan Semiconductor Manufacturing Company (TSMC) ile gerçekleştirmektedir.[11] TSMC, bu çipleri üretirken EUV litografi makineleri ve EDA araçları gibi ileri üretim teknolojilerini, ABD’li ya da ABD müttefiki olan şirketlerden temin etmektedir.[12]
Ayrıca, OpenAI’nin Broadcom ve TSMC ile birlikte özel yapay zekâ çipleri tasarlamak üzere alternatif üretim stratejileri geliştirmeye başladığı da rapor edilmiştir.[13] Tüm bu etkileşimler, yapay zekâ temelli yüksek teknoloji üretiminde büyük ölçekli iş birliklerinin ve politik olarak yönlendirilmiş bir tedarik zinciri yapısının oluştuğunu ortaya koymaktadır.
Ocak 2025’te geliştirilen Stargate Projesi kapsamında SoftBank, OpenAI, Oracle, Nvidia, MGX, ARM ve Microsoft gibi şirketler; yapay zekâ ve teknolojik donanım liderliğini pekiştirme amacıyla 500 milyar dolarlık ortak bir yatırım planı açıklamıştır. Trump hükümeti, bu proje kapsamında yürütülecek çalışmaların önünü açmak adına 23 Ocak 2025’te yayımladığı Executive Order 14179 (“Yapay Zekâda Amerikan Liderliğine Engelleri Kaldırma”) ile Biden döneminde yürürlüğe giren ve yapay zekâ gelişimine dair çeşitli kısıtlama ve yasal sınırlar içeren önceki yürütme emrini iptal etmiştir.[14]
Buna ek olarak Trump, projenin ihtiyaç duyduğu enerji altyapısını sağlamak amacıyla “acil durum / olağanüstü hâl ilanı” yetkilerini kullanacağını beyan etmiş ve bu sayede özel sektör odaklı gelişimlerin daha hızlı ilerlemesini hedeflemiştir. [15]
Trump’ın ikinci döneminde, Nvidia gibi büyük teknoloji şirketlerine yönelik ihracat kısıtlamaları devam etmekte olup, bu örnekler ABD yönetiminin yapay zekâ ve teknolojik hegemonya rekabetine verdiği önemi açıkça ortaya koymaktadır.
Yapay Zeka Yarışını Kazanmak İçin Yapay Zeka Eylem Planı
Trump hükümeti, her iki döneminde de yapay zekâ üzerindeki hâkimiyeti sağlamak adına kapsamlı ve stratejik çabalar yürütmüştür. Bu doğrultuda, 23 Temmuz 2025’te açıklanan “Winning the Race: America’s AI Action Plan” (Yarışı Kazanmak: Amerika’nın Yapay Zekâ Eylem Planı) ile, söz konusu hedefe ulaşmak adına etkili ve dönüştürücü bir adım atılmıştır.
“Yapay Zekâ Yarışını Kazanmak” planı, Amerika Birleşik Devletleri’nin refahını ve ulusal güvenliğini artırmayı; Amerikan halkını ise yeni bir altın çağa taşımayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda, yapay zekâ teknolojilerinin yeni bilimsel keşiflerin önünü açması, eğitim, iletişim ve medya gibi temel alanlarda köklü dönüşümlere yol açması; ayrıca insanlığın çözmekte zorlandığı sorunlara yenilikçi yöntemlerle yaklaşarak derin etkiler yaratacak bir devrim süreci başlatması hedeflenmektedir.
Bu vizyonun hayata geçirilmesi için üç temel ilke belirlenmiş ve bu ilkeler çerçevesinde kapsamlı bir dönüşüm sürecine girileceği vurgulanmıştır.[16]
İlke I – Yapay Zekâ İnovasyonunu Hızlandırmak
Bu ilke doğrultusunda, yapay zekâ inovasyonunun hızlandırılması amacıyla federal hükümetin denetleyici ve düzenleyici yetkileri etkin biçimde kullanılarak özel sektörle olan iş birliğinin güçlendirilmesi hedeflenmektedir. Kamu-özel sektör iş birliklerinin stratejik olarak yapılandırılması, yapay zekâ teknolojilerinin geliştirilme sürecini destekleyerek, ulusal ölçekte rekabet gücünü artırmayı amaçlamaktadır.[17]
Remove Red Tape and Onerous Regulation [18]
Bu başlık, yapay zekâ inovasyonunun kolay, hızlı ve işlevsel bir şekilde gerçekleştirilebilmesinin önündeki tüm engellerin ortadan kaldırılmasını hedeflemektedir. “Removing the Red Tape” başlığı altında ifade edilen bu yaklaşım, yapay zekâ alanında karar alma ve uygulama süreçlerini yavaşlatan, ağırlaştıran ve sınırlayan tüm bürokratik engellerin ve regülasyonların sistemden açık ve kesin biçimde çıkarılmasını öngörmektedir.
Bu çerçevede, Trump yönetiminin yeni başkanlık döneminin başında Biden döneminden kalma 14110 sayılı yürütme emrini iptal etmesi gibi adımların benzerlerinin devam edeceği açıkça belirtilmektedir.
Eyaletlerin kendi iç sistemleri çerçevesinde yapay zekâya ilişkin düzenleme yapma yetkisi korunmakla birlikte, yapay zekâ inovasyonunu sınırlayıcı nitelikte yasa veya düzenleme getiren eyaletlerin, federal finansman programlarından dışlanacağı da net bir şekilde vurgulanmaktadır. Ayrıca 50 farklı eyalette birbirinden kopuk ve çelişkili yapay zekâ uygulamaları yerine, tek bir federal çerçeveye uygun şekilde bütüncül hareket edilmesi gerektiği belirtilmektedir.
Bu doğrultuda, ABD Yönetim ve Bütçe Denetim Ofisi (OMB), Federal İletişim Komisyonu (FCC) ve Federal Ticaret Komisyonu (FTC) gibi kurumlara geniş yetkiler verilerek; yapay zekâ inovasyonunu engelleyebilecek her türlü yasa, regülasyon, yürütme emri veya önceki yönetimlerden kalma uygulamaların tespiti ve sistemden çıkarılması öngörülmektedir.
Bu başlık, yalnızca teknik bir düzenleme değil, aynı zamanda tüm yapay zekâ eylem planının ideolojik temelini ve vizyonunu temsil eden bir yaklaşım olarak konumlandırılmaktadır.
Ensure that Frontier AI Protects Free Speech and American Values [19]
Bu başlık kapsamında, yapay zekâ sistemlerinin ideolojik etkilerden ve yönlendirmelerden bağımsız olarak çalışması hedeflenmektedir. Yapay zekânın doğruluk temelli, ifade özgürlüğünü destekleyen ve sosyal mühendislik girişimlerinden uzak bir biçimde geliştirilmesi ve işletilmesi öncelikli bir hedef olarak belirlenmiştir.
Bu doğrultuda, Ticaret Bakanlığı ile Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü (NIST) aracılığıyla, misinformasyon, çeşitlilik, eşitlik, kapsayıcılık ve iklim değişikliği gibi “ideolojik gündemler”den arındırılmış standartların oluşturulması öngörülmektedir. Ayrıca, federal hükümetin özel şirketlerle gerçekleştireceği tüm yapay zekâ projelerinde, söz konusu sistemlerin ideolojik yönlendirmelerden bağımsız, tarafsız bilgi üretme yükümlülüğü taşıması şart koşulacaktır.
Buna ek olarak, Çin Halk Cumhuriyeti menşeli yapay zekâ modellerine yönelik yapılacak teknik incelemelerle, Çin Komünist Partisi söylemleri taşıyan ya da doğrudan parti propagandası içeren sistemlerin tespiti ve denetlenmesi amaçlanmaktadır.
Bu başlık, Trump yönetiminin ideolojik yaklaşımını doğrudan yansıtan bir temel olarak değerlendirilebilir. Nitekim, seçim kampanyası sürecinde ve sıklıkla dile getirilen MAGA (Make America Great Again) söylemleri doğrultusunda; iklim değişikliği, sosyal eşitlik, kapsayıcılık ve çeşitlilik gibi konular, “ideolojik gündem” maddeleri olarak tanımlanmakta ve yapay zekâ sistemlerinin bu tür ön kabullerden arındırılması gerektiği vurgulanmaktadır.
Encourage Open-Source and Open-Weight AI [20]
Bu başlık kapsamında, Amerika Birleşik Devletleri’nin açık kaynaklı yapay zekâ modelleri alanında küresel liderliği sağlaması hedeflenmektedir. Bu doğrultuda, yapay zekâ modellerinin mimarisinin ve altyapısının kamuya açık şekilde sunulması, yapay zekâ geliştirme süreçlerinin şeffaflaştırılması ve toplumun bu teknolojilere daha kolay erişebilmesi amaçlanmaktadır.
ABD Ulusal Bilim Vakfı, Beyaz Saray Bilim ve Teknoloji Politikaları Ofisi, Ticaret Bakanlığı ve Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü iş birliğinde; girişimciler, akademisyenler ve araştırmacılar için büyük ölçekli hesaplama gücüne sahip güçlü açık kaynak modellerin geliştirilmesi planlanmaktadır. Aynı zamanda, özel sektörle kurulacak stratejik iş birlikleri sayesinde, küçük ve orta ölçekli işletmelerin de bu gelişmiş yapay zekâ altyapılarına erişiminin kolaylaştırılması hedeflenmektedir.
Bu kapsamda, Beyaz Saray Bilim ve Teknoloji Politikaları Ofisi tarafından yeni bir Ulusal Yapay Zekâ Ar-Ge Stratejik Planı oluşturulması da gündeme gelmiştir. Bu plan ile yapay zekâ çalışmalarının ulusal ölçekte hızlandırılması, Amerikan halkının günlük yaşamında yapay zekâ ile daha entegre bir yaşam sürebilmesi ve inovasyon ortamının daha kapsayıcı hâle getirilmesi beklenmektedir.
Bu strateji, aynı zamanda küçük ve orta ölçekli şirketlerin yalnızca büyük teknoloji şirketlerinin (özellikle kapalı kaynak yapısıyla çalışan Silikon Vadisi merkezli şirketlerin) sunduğu yapay zekâ modellerine bağımlı kalmaksızın, kendi Ar-Ge süreçlerini yürütebilmelerine imkân tanımaktadır. Bu durum, teknolojik rekabetin daha dengeli dağılmasını ve yapay zekâ ekosisteminin daha demokratikleşmesini teşvik etmektedir.
Bu başlığa farklı bir perspektiften bakıldığında ise, açık kaynak modellerin yaygınlaştırılması; Amerikan değerleri ve ideolojisiyle şekillendirilmiş yapay zekâ mimarilerinin küresel ölçekte kullanılmasına zemin hazırlamaktadır. Dolayısıyla, başka ülkelerde bu modellerin benimsenmesiyle birlikte, ABD’nin ideolojik merkezli yapay zekâ çerçevesinin yaygınlaşması ve küresel teknolojik hegemonya hedefi doğrultusunda daha güçlü ve kalıcı adımlar atması mümkün hâle gelmektedir.
Invest in AI Interpretability, Control, and Robustness Breakthroughs [21]
Bu başlık kapsamında, yapay zekâ sistemlerinin özellikle yüksek risk taşıyan alanlarda (enerji, savunma ve sağlık) kontrol edilebilirliğinin artırılması hedeflenmektedir. Bu alanlarda kullanılacak yapay zekâ modellerinin, hesap verebilirlik, şeffaflık ve güvenlik ilkeleri doğrultusunda çalışması zorunlu tutulmakta; karar mekanizması olarak görev alacak yapay zekâ sistemlerinin oluşturabileceği risklerin etkin biçimde denetlenmesi önceliklendirilmektedir.
Bu doğrultuda, şeffaflık, öngörülebilirlik ve kontrol edilebilirlik gibi temel ilkelerin, yeni Ulusal Yapay Zekâ Ar-Ge Stratejisi içerisinde merkezi bir konumda yer alması öngörülmektedir. Bu ilkeleri uygulamaya geçirmek adına; İleri Savunma Araştırma Projeleri Ajansı (DARPA), Ulusal Bilim Vakfı (NSF), Savunma Bakanlığı (DoD), Enerji Bakanlığı ve İç Güvenlik Bakanlığı gibi çeşitli federal kurumların iş birliğiyle yapay zekâ teknolojilerinin risk profillerini tespit etmeye yönelik programlar ve araştırma projeleri geliştirilmesi planlanmaktadır.
Yapay zekâ sistemlerinin savunma, nükleer enerji, istihbarat ve sağlık gibi stratejik sektörlerde kullanılmasının ulusal güvenlik riskleri doğurabileceği ve bu sistemlerin dış müdahalelere açık olabileceği yönündeki değerlendirmeler, bu ilkenin temel gerekçesini oluşturmaktadır.
Bu nedenle, geliştirme–test etme–güvenli hâle getirme şeklinde çok aşamalı ve denetimli bir süreç tasarlanarak, yapay zekâ teknolojilerinin riskli alanlarda sorumlu ve güvenli bir şekilde uygulanması sağlanmak istenmektedir.
Drive Adoption of AI within the Department of Defense [22]
Bu başlık, yapay zekânın ABD Savunma Bakanlığı bünyesindeki stratejik rolünü ortaya koymakta ve mevcut küresel konjonktürde yapay zekânın askerî teknolojilere entegrasyonunun kaçınılmaz olduğunu vurgulamaktadır. ABD’nin küresel askerî üstünlüğünü sürdürmesi için yapay zekânın ordu modernizasyonunun temel unsurlarından biri hâline getirilmesi gerektiği açıkça ifade edilmektedir.
Bu kapsamda, Savunma İnovasyon Birliği (DIU) ve ABD Savunma Bakanlığı (DoD) iş birliğinde; operasyonel düzeyde çözüm üretebilecek yapay zekâ sistemlerinin geliştirilmesi, bu sistemlerin askerî lojistik, istihbarat, hedef tanıma, saha uygulamaları ve savaş simülasyonlarına hızlı biçimde entegre edilmesi hedeflenmektedir.
Yapay zekânın savunma altyapısındaki rolünü güçlendirmek amacıyla, özel sektörle iş birlikleri kurularak özel laboratuvarlar ve dijital test alanları oluşturulması ve bu alanlarda gerçek zamanlı simülasyonlar aracılığıyla yapay zekâ teknolojilerinin test edilmesi planlanmaktadır.
Bu süreçte öne çıkan önemli bir hassasiyet, yapay zekânın neden olabileceği risklerdir. Özellikle otonom silah sistemlerinin kontrolsüz biçimde kullanımıyla ortaya çıkabilecek kitlesel yıkım riski nedeniyle, emir-komuta zincirinin net bir şekilde tanımlanması ve nihai karar yetkisinin her koşulda insanlarda kalması gerektiği vurgulanmaktadır. Yapay zekânın, yalnızca destekleyici ve rehberlik edici bir araç olarak konumlandırılması gerektiği ifade edilmektedir.
Yapay zekâ teknolojilerinin istihbarattan gözetlemeye, hedef tanımadan savaş alanı yönetimine kadar tüm askerî süreçlerde entegre biçimde kullanılması; ABD’ye operasyonel anlamda karar alma üstünlüğü sağlama hedefini de beraberinde getirmektedir. Bu yönüyle başlık, sadece savunma politikası açısından değil, jeopolitik güç dengeleri açısından da ABD’nin teknoloji temelli liderlik stratejisinin önemli bir parçası olarak değerlendirilmektedir.
Diğer Başlıklar
Bu plan kapsamında, Amerika Birleşik Devletleri’nin yapay zekâ alanındaki liderliğini sürdürebilmesi için yalnızca stratejik ve savunma odaklı politikalar geliştirmesinin yeterli olmayacağı; bunun ötesinde kamu kurumlarının, özel sektörün, üniversitelerin ve bireylerin bu teknolojik dönüşüme entegre olmasını sağlayacak çok katmanlı bir altyapının da inşa edilmesi gerektiği savunulmaktadır.
“Enable AI Adoption” başlığı, yapay zekâ destekli modellerin enerji, tarım ve ulaştırma gibi alanlara entegre edilerek ekonomik kalkınma ve üretim süreçlerinde teknolojik dönüşümün güçlendirilmesini ve bu alanlardan daha yüksek verim elde edilmesini hedeflemektedir. [23]
Benzer şekilde, “Empower American Workers in the Age of AI” başlığı, yapay zekânın küresel ve ulusal ölçekte birçok iş alanını ortadan kaldıracağı ve binlerce insanın işsiz kalacağı yönündeki hipotezleri dikkate alarak bir sosyal politika mekanizması kurulmasını amaçlamaktadır. Bu kapsamda, Amerikan halkının gelişmekte olan teknolojilere adapte olabilmesi için yeniden beceri kazandırma ve mesleki dönüşüm programları geliştirilmesi hedeflenmektedir. Söz konusu girişimin hayata geçirilmesinde çeşitli eğitim kurumlarının ve eyalet bazındaki yerel yönetimlerin çabalarının bir araya getirilmesi öngörülmektedir. [24]
Bu planın sanayi politikası perspektifinden ele alındığında ise “Support Next-Generation Manufacturing” başlığı öne çıkmaktadır. Bu başlık, üretim süreçlerinde yapay zekâ tabanlı çözümlerin kullanımını teşvik ederek ulaşım araçlarından robotik sistemlere, lojistik süreçlerden fabrikalara kadar geniş bir yelpazede fiziksel tabanlı teknolojilerin geliştirilmesi ve üretiminde yapay zekâ modellerinin kullanımını ön plana çıkarmaktadır. [25]
“Invest in AI-Enabled Science” ve “Advance the Science of AI” başlıkları ise uzun vadeli bilimsel ve akademik araştırma odaklı stratejileri yansıtmaktadır. Yapay zekânın güçlü işlem kapasitesi ve etkileyici performansının bilimsel keşiflerde ve teorik çalışmalarda kullanılmasını sağlamayı amaçlayan bu girişimler, kısa vadeli stratejik kazanımların ötesine geçerek bilgi birikiminin ve entelektüel sermayenin artırılmasını hedeflemektedir.[26]
“Build World-Class Scientific Datasets” başlığı, etik ilkelere dayalı yüksek kaliteli veri setlerinin oluşturulmasını hedefleyerek araştırmacılar, girişimciler ve kamu kurumları için sağlam bir temel inşa etmeyi amaçlamaktadır. [27] Öte yandan, “Build an AI Evaluations Ecosystem” başlığıyla, yapay zekâ sistemlerinin güvenilirlik, şeffaflık ve doğruluk kriterlerine göre test edileceği bir değerlendirme altyapısının kurulması hedeflenmektedir.[28] Bu iki başlık kapsamında, yapay zekânın temeline güçlü bir etik altyapı yerleştirilmesi ve bu altyapının araştırmacılar, girişimciler ve kamu kurumları tarafından kullanılarak küresel ölçekteki dönüşümlere hızlı bir şekilde adapte olunabilecek bir ekosistem oluşturulması amaçlanmaktadır.
“Protect Commercial and Government AI Innovations” başlığı ile Amerika Birleşik Devletleri’nin yapay zekâ alanındaki küresel liderliğini sürdürebilmesi için gelişmiş yapay zekâ teknolojilerinin korunması, özel sektörle yakın iş birliği içinde güvenlik risklerine karşı savunulması ve bilgi varlıklarının sistematik olarak güvence altına alınması hedeflenmektedir.[29]
“Accelerate AI Adoption in Government” başlığı ise kamu kurumlarında yapay zekâ tabanlı sistemlerin kullanımını artırmaya odaklanmaktadır. Bu sayede federal kurumlar düzeyinde etkinlik ve verimliliğin artırılması ve daha güçlü bir kamu-halk ilişkisi oluşturulması amaçlanmaktadır.
Bu ilke çerçevesindeki son başlık olan “Combat Synthetic Media in the Legal System,” yapay içeriklerin (deepfake, sahte belgeler) hukuki sistem tarafından tanınması, denetlenmesi ve sorumlu tutulmasına ilişkin temel çerçevenin oluşturulmasını hedeflemektedir. Bu yaklaşımın, yapay zekâya yönelik önyargıların giderilmesine ve toplum nezdinde bir güven ortamının tesis edilmesine katkı sağlaması beklenmektedir.
İlke II – Amerika’nın AI Altyapısını Kurmak
Bu ilke kapsamında, yapay zekâ ile birlikte artan enerji talebinin önemi vurgulanmaktadır. Yapay zekâ sistemlerinin çalışabilmesi için gerekli olan donanımsal altyapıların kurulması ve işletilmesi, yalnızca büyük finansal kaynaklar değil, aynı zamanda yüksek düzeyde enerji arzı gerektirmektedir. Bu ilkede yer alan başlıklar çerçevesinde, enerji altyapılarının güçlendirilmesi ve yapay zekâ sistemlerinin ihtiyaç duyduğu kesintisiz enerji arzının sağlanmasına yönelik çalışmalar ön plana çıkmaktadır.[30]
Create Streamlined Permitting for Data Centers, Semiconductor Manufacturing Facilities, and Energy Infrastructure while Guaranteeing Security [31]
Bu ilke dâhilinde, ilk başlıkta yapay zekânın yeni altyapılar gerektireceği vurgulanmaktadır. Bu gereklilikler çerçevesinde, yapay zekâ sistemleri için gerekli olan yarı iletken çiplerin üretileceği fabrikaların inşası, bu çiplerin çalışmasını sağlayacak veri merkezlerinin kurulması ve tüm sistemin ihtiyaç duyduğu yüksek enerji talebini karşılayacak yeni enerji kaynaklarının oluşturulması gerekliliği öne çıkmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki mevcut yasal düzenlemeler kapsamında bu süreçlerin hızlı bir biçimde hayata geçirilmesinin önünde çeşitli kısıtlar bulunduğu; Donald J. Trump yönetiminin ise bu kısıtları ortadan kaldırmak amacıyla çok sayıda politika geliştirdiği belirtilmektedir.
Bu bağlamda, Clean Water Act ve Clean Air Act gibi düzenlemelerin getirdiği çevresel sınırların hafifletilmesi, FAST-41 gibi yasal prosedürler aracılığıyla veri merkezleri ve altyapı projeleri için gerekli izin süreçlerinin kolaylaştırılması, federal toprakların veri merkezleri ve çip üretim tesislerinin inşasına uygun hâle getirilmesi, PermitAI gibi federal düzeyde yapay zekâ destekli sistemlerin yaygınlaştırılması sayesinde bu tesislerin çevresel etkilerinin daha hızlı analiz edilmesi ve izin süreçlerinin hızlandırılması, ayrıca rakip veya düşman olarak konumlandırılan ülkelerin bu donanımsal altyapılara erişiminin engellenmesi ve üretim süreçlerinin tamamen Amerika Birleşik Devletleri’nin yerli kapasitesiyle, yabancı denetimden bağımsız şekilde gerçekleştirilmesi gibi hedefler ön plana çıkmaktadır.
Bu doğrultuda, yapay zekânın yüksek performanslı çiplerle geliştirilmesi ve bu çiplerin çalışması için gerekli olan hassasiyet ve güç altyapısına sahip veri merkezlerinin inşası ile birlikte, tüm bu süreci destekleyecek düzeyde enerji arzını sağlayacak altyapıların kurulması, ayrıca tüm bu aşamaların bürokratik engellerden arındırılmış biçimde hızlandırılması gibi çok boyutlu bir plan çerçevesinde, Amerika Birleşik Devletleri hükümetinin federal kurumlar ile özel sektör arasında yapay zekâ geliştirme amacı doğrultusunda kapsamlı, iş birlikçi bir ekosistem inşa etmeyi hedeflediği görülmektedir.
Develop a Grid to Match the Pace of AI Innovation [32]
Bu başlık kapsamında, yapay zekânın geliştirilmesi ve etkin biçimde kullanılabilmesi için gerekli olan yüksek düzeyde enerji ihtiyacının, yalnızca mevcut kaynaklarla değil, aynı zamanda elektrik şebekelerinin modernize edilip geliştirilmesiyle karşılanabileceği belirtilmektedir. Mevcut altyapının, artan enerji talebini yüksek hacimde ve kesintisiz bir şekilde karşılayamayacağı ifade edilmektedir.
Bu doğrultuda izlenecek yol haritası kapsamında, her bölgenin enerji talebine karşılık yeterli arz kapasitesine sahip olup olmadığını belirlemek amacıyla kapsamlı analiz çalışmaları yapılması, mevcut şebekelerin modernize edilerek verimliliklerinin artırılması ve hâlihazırda kullanımda olan sistemlerin kapatılmak yerine tam kapasiteyle işletilmesi hedeflenmektedir. Ayrıca, beklenmedik kriz durumlarında enerji arzında aksama yaşanmaması adına yedek enerji altyapılarının kurulması gerektiği vurgulanmaktadır.
Enerji şebekelerinin yenilenmesi ve modernize edilmesi sürecine özel bir önem verilmiş; bu bağlamda, yalnızca mevcut altyapının güçlendirilmesi değil, aynı zamanda yeni nesil enerji yönetim teknolojilerinin geliştirilmesi hedeflenmiştir. Bu noktada, yalnızca mevcut kaynakların verimliliği artırılmaya çalışılmamış; aynı zamanda nükleer enerji ve jeotermal enerji gibi yeni enerji kaynaklarının da kullanıma sunulması öngörülmüştür. Ayrıca, yapılacak ekonomik reformlarla birlikte enerji sektörüne yönelik yatırımların artırılması da gündeme getirilmiştir. Tüm bu sürecin etkin ve sürdürülebilir biçimde yönetilebilmesi adına, kapsamlı ve güncel bir ulusal stratejik enerji planının oluşturulması temel hedeflerden biri olarak belirlenmiştir.
Restore American Semiconductor Manufacturing [33]
Bu başlık, Amerika Birleşik Devletleri’nin modern teknolojilerin temelini oluşturan yarı iletkenlerin mucidi olduğunun vurgulanmasıyla başlamaktadır. Ancak günümüzde Amerika Birleşik Devletleri’nin çip üretiminde küresel rekabette geri plana düşmesi dikkate alındığında, yarı iletken üretim potansiyelinin yeniden Amerika Birleşik Devletleri topraklarında toplanması hedeflenmektedir. Bu sayede, binlerce yeni iş alanının oluşturulması, teknolojik liderliğin pekiştirilmesi ve kritik teknolojik ürünlerin tedarikinde yabancı güçlerin uygulayabileceği olası engellemelerden kaçınılması gibi stratejik avantajların elde edilmesi amaçlanmaktadır.
Bu hedefler doğrultusunda, CHIPS and Science Act kapsamında sunulan teşviklerin etkinliğinin artırılması, yarı iletken üretim süreçlerini yavaşlatan tüm engellerin ortadan kaldırılması ve düzenleyici çerçevenin sadeleştirilmesi öngörülmektedir. Ayrıca, üretim verimliliğini yükseltmek amacıyla yapay zekâ modellerinin üretim tesislerine entegre edilmesi hedeflenmektedir.
Bu başlıkta belirlenen hedeflerin gerçekleştirilmesiyle birlikte, Amerika Birleşik Devletleri’nin yapay zekâ alanındaki stratejik bağımsızlığının güçlendirilmesi, yarı iletken üretiminin yeniden yerlileştirilerek dış ülkelere olan ticari bağımlılığın azaltılması ve bu bağımlılığın uluslararası ilişkilerde bir koz olarak kullanılmasının önüne geçilmesi öngörülmektedir. Aynı zamanda, yarı iletken sektöründe yaratılacak binlerce yeni istihdam fırsatıyla işsizlik oranlarının azaltılması ve Amerikan halkının yapay zekâ ile etkileşimli biçimde çalışmasının artırılması sayesinde yapay zekânın toplumsal düzeyde benimsenmesinin kolaylaştırılması hedeflenmektedir.
Build High-Security Data Centers for Military and Intelligence Community Usage [34]
Bu başlık, yapay zekânın askerî ve istihbarat alanlarında kullanımının verimliliği önemli ölçüde artıracağına dikkat çekmekle birlikte, bu teknolojinin federal kurumlar ve savunma sektörü gibi kritik alanlarda da yaygınlaştırılmasını öngörmektedir. Bu doğrultuda, yüksek güvenlik standartlarına sahip özel veri merkezlerinin kurulması ve bu merkezlerin hassas bilgilerin korunmasını sağlayacak şekilde yapılandırılması temel hedeflerden biri olarak ortaya konmaktadır.
Savunma Bakanlığı (Department of Defense) ve Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü (National Institute of Standards and Technology) gibi kurumların iş birliğinde, yeni teknik standartların belirlenmesi ve bu standartlar kapsamında siber güvenlik, fiziksel erişim kontrolü ve şifreleme sistemleri gibi alanlarda kapsamlı güvenlik önlemleri geliştirilmesi planlanmaktadır.
Bu çerçevede, yapay zekâ modellerinin eğitileceği ve hassas veri analizlerinin gerçekleştirileceği ortamların, “classified compute environment” olarak hem fiziksel hem de dijital düzeyde yüksek güvenlik protokolleriyle donatılması gerektiği vurgulanmaktadır.
Söz konusu çalışmaların nihai hedefi, modern savaş teorilerinde stratejik öneme sahip olduğu kabul edilen veri güvenliğinin sağlanması ve olası tehdit senaryolarında Amerika Birleşik Devletleri’nin en kritik kurumlarının dış müdahalelere karşı korunmasıdır. Bu yaklaşım, aynı zamanda yeni nesil bir savunma mimarisinin inşasına yönelik temel bir adım olarak değerlendirilmektedir.
Diğer Başlıklar
“Train a Skilled Workforce for AI Infrastructure” başlığı, yapay zekâ altyapısının yalnızca donanım ve enerji sistemlerinden ibaret olmadığı; aynı zamanda güçlü bir insan sermayesine de ihtiyaç duyduğu gerçeğini vurgulamaktadır. Bu bağlamda, federal hükümet, eyalet yönetimleri ve özel sektör arasında iş birliğine dayalı olarak yeni eğitim programları, staj sistemleri ve beceri kazandırma projeleri geliştirilmesi hedeflenmektedir. Böylece yapay zekâ alanında uzmanlaşmış nitelikli iş gücünün istihdamı teşvik edilmektedir.[35]
“Bolster Critical Infrastructure Cybersecurity” başlığı, yapay zekânın kamu altyapısında ve veri merkezlerinde yaygınlaşmasıyla birlikte artan siber güvenlik tehditlerine karşı güçlü bir savunma mekanizması oluşturulmasını amaçlamaktadır. Bu kapsamda, yapay zekâya özgü güvenlik açıklarının raporlanması, federal güvenlik rehberlerinin güncellenmesi ve enerji ile ulaşım gibi stratejik sektörlerde kullanılan sistemlerin daha dirençli hâle getirilmesi hedeflenmektedir.[36]
“Promote Secure-By-Design AI Technologies and Applications” başlığı ise, yapay zekâ sistemlerinin daha tasarım aşamasından itibaren güvenlik ve etik ilkeler temelinde inşa edilmesini teşvik etmektedir. Özellikle data poisoning (veri zehirleme) ve mahremiyet ihlalleri gibi tehditlere karşı savunma mekanizmalarının doğrudan algoritmalara entegre edilmesi amaçlanmaktadır. Bu sayede, kritik altyapılarda yapay zekâ sistemlerinin güvenli biçimde kullanılması için sağlam bir zemin oluşturulması hedeflenmektedir.[37]
“Promote Mature Federal Capacity for AI Incident Response” başlığı ise, yapay zekâ tabanlı sistemlerin arızalanması, hatalı kararlar üretmesi veya kötüye kullanılması gibi durumlara karşı federal kurumların kurumsal kapasitesini güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Bu kapsamda, kurumlar arası koordinasyonun artırılması, olay müdahale rehberlerinin hazırlanması ve yapay zekâya özgü kaza ve hata senaryolarına yönelik özel prosedürlerin geliştirilmesi öngörülmektedir.[38]
İlke III – Uluslararası AI Diplomasisi ve Güvenliğinde Liderlik
Bu ilke dâhilinde, Amerika Birleşik Devletleri’nin küresel teknolojik hegemonyasını koruması ve pekiştirmesi için atılması gereken adımlara yer verilmektedir. Bu bağlamda, küresel liderliğin güçlendirilmesi amacıyla, yapay zekâ ve yapay zekâya bağlı donanım alanlarında uluslararası düzeyde standartların, ilkelerin ve yönelimlerin Amerika Birleşik Devletleri tarafından belirlenmesi hedeflenmektedir. Aynı zamanda, Amerika Birleşik Devletleri menşeli ideolojik yaklaşımların yapay zekâ aracılığıyla küresel ölçekte yaygınlaştırılması ve norm haline getirilmesi temel stratejik amaçlar arasında yer almaktadır.[39]
Strengthen AI Compute Export Control Enforcement [40]
Bu başlık kapsamında, gelişmiş donanımsal sistemlerin yapay zekânın gücü, dinamizmi ve etkisi üzerinde doğrudan belirleyici olduğu vurgulanmakta; dolayısıyla bu sistemlerin rakip veya düşman aktörlerin eline geçmesinin, yalnızca Amerika Birleşik Devletleri’nin çıkarlarına aykırı olmakla kalmayıp, aynı zamanda ulusal güvenliğe ve teknolojik üstünlüğe yönelik ciddi bir tehdit oluşturduğu belirtilmektedir. Bu çerçevede, söz konusu sistemlerin yabancı güçlerin eline geçmesini önlemek amacıyla ihracat kontrol mekanizmalarının güçlendirilmesi hedeflenmektedir.
Ticaret Bakanlığı, Bilim ve Teknoloji Politikaları Kurulu, Ulusal Güvenlik Konseyi ve İstihbarat Komitesi’nin koordinasyonunda özel sektörle iş birliği artırılarak; bu teknolojilerin mevcut konum doğrulama sistemleriyle donatılması ve ihracatı yapılan cihazların kullanım yerleri ile kullanıcılarının end-use monitoring sistemleri aracılığıyla izlenmesi amaçlanmaktadır. Bu sistem sayesinde, cihazların nihai kullanıcıya kadar kimlerle temas ettiği ve nasıl bir kullanım rotasına tabi tutulduğu tespit edilebilecektir.
Bu başlık doğrultusunda, Amerika Birleşik Devletleri’nin Biden ve Trump yönetimlerinde olduğu gibi, yüksek performanslı yarı iletken modelleri ve diğer ileri teknoloji ürünlerinin rakip ülkelere satışını sınırlamaya yönelik ihracat kısıtlamaları getirmesi öngörülmektedir. Ayrıca, bu cihazların yasa dışı yollarla yabancı güçlerin eline geçmesini engellemek adına, konum doğrulama ve nihai kullanıcı takibi gibi sistemlerle ürünlerin kim tarafından, nerede ve ne zaman kullanıldığının izlenmesi hedeflenmektedir.
Bu önlemler, yabancı alıcılar açısından söz konusu cihazlara kill switch benzeri uzaktan erişimle devre dışı bırakma mekanizmalarının entegre edilmesi olasılığına dair endişeleri artırabilir ve bu durum, uluslararası pazarlarda Amerikan menşeli teknolojilere duyulan güveni sarsma potansiyeli taşıyabilir. Bununla birlikte, stratejik teknolojilerin askerî ya da kritik altyapılarda yabancı ülkelerce kullanılmasının önlenmesi açısından bu riskin göze alınabilir olduğu değerlendirilmektedir.
Plug Loopholes in Existing Semiconductor Manufacturing Export Controls [41]
Bu başlık, mevcut ve gelecekte uygulanacak ihracat kısıtlamalarının etkisini azaltabilecek yöntemlerin engellenmesini hedeflemektedir. Bu doğrultuda, kara listeye alınmış ülkelere doğrudan yarı iletken çip tedarikine yönelik kısıtlamalar mevcut olsa da, bu çiplerin üretiminde kullanılan yüksek teknolojili ekipmanların denetimi görece daha zayıf kalmıştır. Bu nedenle, yalnızca nihai ürünlerin değil, aynı zamanda bu ürünlerin üretim süreçlerinde rol oynayan cihaz ve bileşenlerin de sıkı denetime tabi tutulması amaçlanmaktadır.
Amerika Birleşik Devletleri Ticaret Bakanlığı öncülüğünde, yalnızca yarı iletken çipler ve bu çiplerin üretiminde kullanılan ana ekipmanlar değil, aynı zamanda üretim zincirindeki en alt seviye bileşenlere kadar kapsamlı bir kontrol ve gözetim mekanizması oluşturulması planlanmaktadır. Bu sayede, özellikle kara listeye alınmış ülkelerin (başta Çin Halk Cumhuriyeti olmak üzere) tersine mühendislik faaliyetleri yoluyla bu teknolojilere erişimi ve üretimi gerçekleştirme potansiyellerinin sınırlandırılması hedeflenmektedir.
Bu politika çerçevesinde, Çin Halk Cumhuriyeti gibi stratejik rakiplerin gelişmiş yarı iletken teknolojilerine erişiminin önünün kesilmesi temel önceliklerden biri olarak öne çıkmaktadır. Ancak bu tür ihracat kısıtlamalarının potansiyel yan etkilerinden biri, Amerika Birleşik Devletleri menşeli ya da Amerika Birleşik Devletleri’nin müttefiki konumundaki ülkelerde faaliyet gösteren özel sektör şirketlerinin küresel tedarik zincirlerindeki ticari faaliyetlerinin ciddi biçimde zarar görebilme ihtimalidir. Bu durum, yalnızca ekonomik kayıplara yol açmakla kalmayıp, aynı zamanda operasyonel süreçlerin aksamasına ve pazar paylarının düşmesine de neden olabilecektir.
Ensure that the U.S. Government is at the Forefront of Evaluating National Security Risks in Frontier Models [42]
Bu başlık kapsamında, yapay zekâ sistemlerinin taşıdığı büyük potansiyel vurgulanırken, aynı ölçüde bu potansiyelin beraberinde getirdiği ciddi risklere de dikkat çekilmektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nin yapay zekâ alanında bugüne dek kat ettiği mesafe ve gelecekte ulaşmayı hedeflediği noktalar, aslında bu teknolojinin yabancı devletlerin eline geçmesi durumunda Amerika’nın karşı karşıya kalabileceği ulusal güvenlik tehditlerine dair bir ön gösterim niteliğindedir. Bu çerçevede, yapay zekâ teknolojisinin kötü niyetli aktörler tarafından siber güvenlik, kimyasal, biyolojik ya da nükleer silah sistemleri gibi alanlarda Amerika Birleşik Devletleri’ne karşı kullanılması riski önem taşımaktadır.
Bu nedenle, yapay zekâ kaynaklı potansiyel tehditlerin istikrarlı biçimde tespit edilmesi, analiz edilmesi ve sınıflandırılması hedeflenmektedir. Bu kapsamda, ulusal güvenliğe yönelik tehditlerin analizi, güvenlik açıklarının sistematik biçimde belirlenmesi, düşman devletler tarafından yapay zekâ sistemlerine yerleştirilebilecek arka kapılar ve diğer tehdit oluşturabilecek unsurların tespiti ile hem Amerika Birleşik Devletleri’ne ait hem de düşman ülkelere ait yapay zekâ sistemlerinin özelliklerinin analiz edilmesi ve buna uygun stratejilerin geliştirilmesi amaçlanmaktadır.
Bu doğrultuda, yabancı kaynaklı yapay zekâ sistemlerinin Amerika Birleşik Devletleri’ne karşı oluşturabileceği tehditlerin erken aşamada tespit edilerek gerekli önleyici tedbirlerin alınması, yeni ve beklenmedik tehditlere karşı hızlı çözüm mekanizmalarının devreye sokulması ve aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri menşeli yapay zekâ sistemlerinde ortaya çıkabilecek kontrolsüz kullanım veya yönlendirme hatalarının önüne geçilmesi hedeflenmektedir. Bu stratejik yaklaşım, yalnızca dış kaynaklı tehditleri bertaraf etmeyi değil, aynı zamanda iç sistemlerdeki güvenlik risklerini minimize etmeyi de amaçlamaktadır.
Diğer Başlıklar
Amerika Birleşik Devletleri’nin yalnızca kendi sınırları içerisinde yapay zekâ üretip uygulayan bir güç olmanın ötesine geçerek, bu teknolojiyi küresel düzeyde ihraç eden bir aktör hâline gelmesi hedeflenmektedir.
Bu doğrultuda “Export American AI to Allies and Partners” başlığı altında, donanım, yazılım ve uygulama süreçlerinin tamamının Amerika Birleşik Devletleri menşeli olduğu full-stack yapay zekâ çözümlerinin müttefik ülkelere sunulması planlanmakta; böylece, stratejik bir jeoteknolojik ittifak ağı oluşturulması amaçlanmaktadır.[43]
Bununla bağlantılı olarak, “Counter Chinese Influence in International Governance Bodies” başlığı, Birleşmiş Milletler, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ve Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU) gibi çok taraflı kurumlarda Çin Halk Cumhuriyeti destekli politikalar ve söylemlerin benimsenmesini engellemeyi hedeflemektedir.
Diğer yandan, Amerika Birleşik Devletleri’nin uyguladığı ileri düzey yapay zekâ sistemleri ve çiplere yönelik ihracat kontrollerinin etkinliği, yalnızca iç hukuk mekanizmalarıyla sınırlı kalmayıp, müttefik ülkelerce de benimsenmesini gerektirmektedir.[44]
Bu kapsamda “Align Protection Measures Globally” başlığı altında teknoloji diplomasisinin stratejik bir araç olarak öne çıktığı görülmekte; ikili ve çok taraflı platformlar aracılığıyla kontrol rejimi uyumunun sağlanması amaçlanmaktadır.[45]
Son olarak, “Invest in Biosecurity” başlığı, biyoteknoloji ile yapay zekâ kesişiminde ortaya çıkabilecek yüksek riskli durumları (sentetik virüs üretimi ve biyolojik silahlar) önleyici bir yaklaşımla ele almakta; sentez araçlarının sıkı denetime tabi tutulması, kullanıcı kimliklerinin doğrulanması ve uluslararası bilgi paylaşım mekanizmalarının kurulması gibi önlemler bu kapsamda öne çıkmaktadır.[46]
Sonuç
Yapay zekâ, yalnızca teknolojik bir yenilik olmanın ötesinde, küresel güç mücadelesinin merkezinde konumlanmış stratejik bir unsur hâline gelmiştir. Amerika Birleşik Devletleri, bu dönüşümün farkında olarak, yapay zekâyı yalnızca kendi ulusal sınırları içerisinde geliştirilen ve uygulanan bir kapasite olarak değil, aynı zamanda uluslararası düzeni şekillendirme aracı olarak konumlamaktadır. Bu doğrultuda geliştirilen Yapay Zekâ Eylem Planı, iç politikada Ar-Ge yatırımları ve güvenlik önlemleriyle teknolojik üstünlüğün sürdürülmesini amaçlarken; dış politikada ise full-stack yapay zekâ çözümlerinin müttefik ülkelere ihraç edilmesini, teknoloji diplomatisi aracılığıyla ihracat kontrollerinin küresel düzeyde benimsetilmesini ve çok taraflı yönetişim kurumlarında Çin Halk Cumhuriyeti’nin poltikalarına karşı anlayışın yerleştirilmesini hedeflemektedir. Özellikle “Export American AI to Allies and Partners”, “Counter Chinese Influence in International Governance Bodies”, “Align Protection Measures Globally” ve “Invest in Biosecurity” gibi başlıklar, Amerika Birleşik Devletleri’nin yapay zekâyı yalnızca bir üretim aracı değil, aynı zamanda jeopolitik bir güç olarak gördüğünü açıkça ortaya koymaktadır.
Bu bağlamda değerlendirildiğinde, yapay zekâ alanında süregelen rekabetin yalnızca teknolojik üstünlükle sınırlı kalmadığı; aynı zamanda değerler, yönetişim modelleri ve uluslararası düzen dengeleri etrafında şekillendiği görülmektedir. Amerika Birleşik Devletleri, teknolojik liderliğini pekiştirmenin ötesinde, bu alandaki küresel standartları da kendi demokratik değerleri doğrultusunda inşa etme iddiasındadır. Ancak bu çaba, yalnızca teknik kapasiteyle değil; aynı zamanda müttefiklerle kurulan stratejik ortaklıkların sürdürülebilirliği, çok taraflı platformlarda elde edilen meşruiyet ve alternatif süreçlere karşı geliştirilen esneklikle doğrudan ilişkilidir. Dolayısıyla, Yapay Zekâ Eylem Planı’nın başarısı, sadece Amerika Birleşik Devletleri’nin iç politikasındaki uygulamalarla değil; aynı zamanda dış politikadaki uyum kapasitesi ve liderliğiyle de şekillenecektir. Bu çerçevede yapay zekâ, önümüzdeki yıllarda yalnızca bir teknolojik devrim değil, aynı zamanda küresel düzeyde yeni bir düzen kurucu unsur olarak da tartışılmaya devam edecektir.
Kaynakça
[1] Yapay Zekanın Küresel Etkileri, Uluslararası Diplomatik İlişkiler, Akademik Araştırmalar ve Eğitim Derneği, https://udiad.org/yapay-zekanin-kuresel-etkileri/, 07.08.2025
[2] Summary of Executive Order 13859 – Maintaining American Leadership in Artificial Intelligence, United States Environment Protection Agency, https://www.epa.gov/laws-regulations/summary-executive-order-13859-maintaining-american-leadership-artificial, Son Erişim Tarihi: 07.08.2025
[3] H.R. 6216, the National Artificial Intelligence Initiative Act of 2020, The House Science, Space, and Technology Committee, https://science.house.gov/about, Son Erişim Tarihi: 07.08.2025
[4]United States: Export Control Reform Act (ECRA), European Union Think Tank, https://www.europarl.europa.eu/thinktank/en/document/EPRS_BRI(2019)644187, Son Erişim Tarihi: 07.08.2025
[5]China’s Huawei restricted from using U.S. suppliers, Reuters, https://www.reuters.com/article/us-usa-huawei-tech-commerce/chinas-huawei-restricted-from-using-us-suppliers-idUSKCN1SM2MG/, Son Erişim Tarihi: 07.08.2025
[6] What Is the CHIPS Act?, Council on Foreign Relations, https://www.cfr.org/in-brief/what-chips-act, Son Erişim Tarihi: 07.08.2025
[7] FACT SHEET: President Biden Issues Executive Order on Safe, Secure, and Trustworthy Artificial Intelligence, The White House, https://bidenwhitehouse.archives.gov/briefing-room/statements-releases/2023/10/30/fact-sheet-president-biden-issues-executive-order-on-safe-secure-and-trustworthy-artificial-intelligence/#:~:text=As%20AI%E2%80%99s%20capabilities%20grow%2C%20so,taken%C2%A0to%20protect%20Americans%20from%C2%A0the%20potential%C2%A0risks%C2%A0of%C2%A0AI%C2%A0systems, Son Erişim Tarihi: 07.08.2025
[8] U.S. officials order Nvidia to halt sales of top AI chips to China, Reuters, https://www.reuters.com/technology/nvidia-says-us-has-imposed-new-license-requirement-future-exports-china-2022-08-31/, Son Erişim Tarihi: 07.08.2025
[9]U.S. curbs export of more AI chips, including Nvidia H800, to China, CNBC, https://www.cnbc.com/2023/10/17/us-bans-export-of-more-ai-chips-including-nvidia-h800-to-china.html, Son Erişim Tarihi: 07.08.2025
[10] NVIDIA H100 Tensor Core GPU Used on New Microsoft Azure Virtual Machine Series Now Generally Available, Nvidia Blog, https://blogs.nvidia.com/blog/microsoft-azure-nd-h100-v5-instance/, Son Erişim Tarihi: 07.08.2025
[11] Demystifying the AI Chip Supply Chain, Wccftech, https://wccftech.com/demystifying-the-ai-chip-supply-chain-heres-how-nvidia-others-rely-on-a-complex-web-of-companies-to-make-their-chips/, Son Erişim Tarihi: 07.08.2025
[12] The Geopolitical Rivalry behind US Chip Export Controls and Its Implications for Canada’s Semiconductor Autonomy, Balsillie Papers, https://balsilliepapers.ca/bsia-paper/the-geopolitical-rivalry-behind-us-chip-export-controls-and-its-implications-for-canadas-semiconductor-autonomy/, Son Erişim Tarihi: 08.08.2025
[13]Exclusive: OpenAI builds first chip with Broadcom and TSMC, scales back foundry ambition, Reuters, https://www.reuters.com/technology/artificial-intelligence/openai-builds-first-chip-with-broadcom-tsmc-scales-back-foundry-ambition-2024-10-29/, Son Erişim Tarihi: 08.08.2025
[14]Executive Order 14179—Removing Barriers to American Leadership in Artificial Intelligence, The American Presidency Project, https://www.presidency.ucsb.edu/documents/executive-order-14179-removing-barriers-american-leadership-artificial-intelligence, Son Erişim Tarihi: 08.08.2025
[15]Trump unveils $500bn Stargate AI project between OpenAI, Oracle and SoftBank, TheGuardian, https://www.theguardian.com/us-news/2025/jan/21/trump-ai-joint-venture-openai-oracle-softbank, Son Erişim Tarihi:08.08.2025
[16] Winning the Race AMERICA’S AI ACTION PLAN, The White House, https://www.whitehouse.gov/articles/2025/07/white-house-unveils-americas-ai-action-plan/ Sf. 1
[17] Winning the Race AMERICA’S AI ACTION PLAN, The White House, https://www.whitehouse.gov/articles/2025/07/white-house-unveils-americas-ai-action-plan/ Sf. 3
[18] Winning the Race AMERICA’S AI ACTION PLAN, The White House, https://www.whitehouse.gov/articles/2025/07/white-house-unveils-americas-ai-action-plan/ Sf. 3-4
[19] Winning the Race AMERICA’S AI ACTION PLAN, The White House, https://www.whitehouse.gov/articles/2025/07/white-house-unveils-americas-ai-action-plan/ Sf. 4
[20] Winning the Race AMERICA’S AI ACTION PLAN, The White House, https://www.whitehouse.gov/articles/2025/07/white-house-unveils-americas-ai-action-plan/ Sf. 4-5
[21] Winning the Race AMERICA’S AI ACTION PLAN, The White House, https://www.whitehouse.gov/articles/2025/07/white-house-unveils-americas-ai-action-plan/ Sf. 8
[22] Winning the Race AMERICA’S AI ACTION PLAN, The White House, https://www.whitehouse.gov/articles/2025/07/white-house-unveils-americas-ai-action-plan/ Sf. 11-12
[23] Winning the Race AMERICA’S AI ACTION PLAN, The White House, https://www.whitehouse.gov/articles/2025/07/white-house-unveils-americas-ai-action-plan/ Sf. 5-6
[24] Winning the Race AMERICA’S AI ACTION PLAN, The White House, https://www.whitehouse.gov/articles/2025/07/white-house-unveils-americas-ai-action-plan/ Sf. 6-7
[25] Winning the Race AMERICA’S AI ACTION PLAN, The White House, https://www.whitehouse.gov/articles/2025/07/white-house-unveils-americas-ai-action-plan/ Sf. 7
[26] Winning the Race AMERICA’S AI ACTION PLAN, The White House, https://www.whitehouse.gov/articles/2025/07/white-house-unveils-americas-ai-action-plan/ Sf. 8
[27] Winning the Race AMERICA’S AI ACTION PLAN, The White House, https://www.whitehouse.gov/articles/2025/07/white-house-unveils-americas-ai-action-plan/ Sf. 8-9
[28] Winning the Race AMERICA’S AI ACTION PLAN, The White House, https://www.whitehouse.gov/articles/2025/07/white-house-unveils-americas-ai-action-plan/ Sf. 10
[29] Winning the Race AMERICA’S AI ACTION PLAN, The White House, https://www.whitehouse.gov/articles/2025/07/white-house-unveils-americas-ai-action-plan/ Sf. 12
[30] Winning the Race AMERICA’S AI ACTION PLAN, The White House, https://www.whitehouse.gov/articles/2025/07/white-house-unveils-americas-ai-action-plan/ Sf. 14
[31] Winning the Race AMERICA’S AI ACTION PLAN, The White House, https://www.whitehouse.gov/articles/2025/07/white-house-unveils-americas-ai-action-plan/ Sf. 14-15
[32] Winning the Race AMERICA’S AI ACTION PLAN, The White House, https://www.whitehouse.gov/articles/2025/07/white-house-unveils-americas-ai-action-plan/ Sf. 15-16
[33] Winning the Race AMERICA’S AI ACTION PLAN, The White House, https://www.whitehouse.gov/articles/2025/07/white-house-unveils-americas-ai-action-plan/ Sf. 16
[34] Winning the Race AMERICA’S AI ACTION PLAN, The White House, https://www.whitehouse.gov/articles/2025/07/white-house-unveils-americas-ai-action-plan/ Sf. 16
[35] Winning the Race AMERICA’S AI ACTION PLAN, The White House, https://www.whitehouse.gov/articles/2025/07/white-house-unveils-americas-ai-action-plan/ Sf. 17-18
[36] Winning the Race AMERICA’S AI ACTION PLAN, The White House, https://www.whitehouse.gov/articles/2025/07/white-house-unveils-americas-ai-action-plan/ Sf. 18
[37] Winning the Race AMERICA’S AI ACTION PLAN, The White House, https://www.whitehouse.gov/articles/2025/07/white-house-unveils-americas-ai-action-plan/ Sf. 18
[38] Winning the Race AMERICA’S AI ACTION PLAN, The White House, https://www.whitehouse.gov/articles/2025/07/white-house-unveils-americas-ai-action-plan/ Sf. 19
[39] Winning the Race AMERICA’S AI ACTION PLAN, The White House, https://www.whitehouse.gov/articles/2025/07/white-house-unveils-americas-ai-action-plan/ Sf. 20
[40] Winning the Race AMERICA’S AI ACTION PLAN, The White House, https://www.whitehouse.gov/articles/2025/07/white-house-unveils-americas-ai-action-plan/ Sf. 21
[41] Winning the Race AMERICA’S AI ACTION PLAN, The White House, https://www.whitehouse.gov/articles/2025/07/white-house-unveils-americas-ai-action-plan/ Sf. 21
[42] Winning the Race AMERICA’S AI ACTION PLAN, The White House, https://www.whitehouse.gov/articles/2025/07/white-house-unveils-americas-ai-action-plan/ Sf. 22
[43] Winning the Race AMERICA’S AI ACTION PLAN, The White House, https://www.whitehouse.gov/articles/2025/07/white-house-unveils-americas-ai-action-plan/ Sf. 20
[44] Winning the Race AMERICA’S AI ACTION PLAN, The White House, https://www.whitehouse.gov/articles/2025/07/white-house-unveils-americas-ai-action-plan/ Sf. 20
[45] Winning the Race AMERICA’S AI ACTION PLAN, The White House, https://www.whitehouse.gov/articles/2025/07/white-house-unveils-americas-ai-action-plan/ Sf. 21-22
[46] Winning the Race AMERICA’S AI ACTION PLAN, The White House, https://www.whitehouse.gov/articles/2025/07/white-house-unveils-americas-ai-action-plan/ Sf. 23