Giriş
Suudi Arabistan’ın ekonomik dönüşüm programı olan ‘‘Vizyon 2030’’ reformları, Veliaht Prens Muhammed bin Selman tarafından 2016 yılında başlatılmıştır. Bu programın temel amacı, ülkenin ekonomisini petrole olan aşırı bağımlılıktan kurtarmak, ekonomik çeşitliliği artırmak ve yeni iş alanları yaratarak ekonomiyi güçlendirmektir. Vizyon 2030, eğitimden sağlığa, enerjiden turizme kadar birçok sektörde köklü değişiklikler yaparak Suudi Arabistan’ı 21. yüzyılın küresel ekonomisinde rekabet edebilir bir konuma getirmeyi hedeflemektedir.
Vizyon 2030 sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel alanlarda da dönüşümü amaçlamaktadır. Kadınların toplumsal hayata daha fazla katılımını teşvik etmekten, genç nüfusun eğitim ve istihdam olanaklarını geliştirmeye kadar geniş bir yelpazede reformlar planlanmıştır. Ayrıca, yabancı yatırımları çekmek ve uluslararası işbirliklerini artırmak için yasal ve kurumsal düzenlemeler yapılmaktadır.
Bu analiz, Vizyon 2030 reformlarının temel hedeflerini ayrıntılı bir şekilde inceleyerek uygulama süreçleri ve bu süreçlerde elde edilen başarıları değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Ayrıca, programın karşılaştığı zorluklar ve maruz kaldığı eleştiriler ele alınarak gelecekteki potansiyel ve beklentilere yönelik bir perspektif sunulacaktır. Bu sayede, Suudi Arabistan’ın bu iddialı dönüşüm programının ülkenin geleceği üzerindeki olası etkileri ve küresel ekonomideki konumu daha net bir şekilde anlaşılabileceği değerlendirilmektedir.
- Vizyon 2030’un Amacı ve Arka Planı
Suudi Arabistan, tarihsel olarak dünyanın en büyük petrol üreticilerinden biri olmuş ve ekonomisi büyük ölçüde bu kaynağa bağımlı hale gelmiştir. Petrol, ülke bütçesinin yaklaşık %70’ini oluştururken Suudi ekonomisinin yaklaşık %40’ını oluşturmaktadır. Ancak bu, ekonomik dengesizliklere yol açarak ülkenin dış etkilerden, özellikle de petrol fiyatlarındaki dalgalanmalardan ciddi şekilde etkilenmesine neden olmuştur. 2014-2016 yılları arasında petrol fiyatlarında yaşanan sert düşüşler, Suudi Arabistan gibi petrol ihracatçısı ülkeler üzerinde büyük baskı yaratmış ve bu ülkelere ekonomik olarak yeni yollar arama zorunluluğu getirmiştir. Bu bağlamda, 2016 yılında Veliaht Prens Muhammed bin Selman tarafından başlatılan Vizyon 2030 reformları, petrol dışı sektörleri geliştirmeyi ve küresel ekonomide daha bağımsız bir ekonomik yapıya geçmeyi hedeflemiştir.
Tarihsel arka plana bakıldığında Suudi Arabistan, 20. yüzyılın başlarından itibaren keşfedilen zengin petrol rezervleri sayesinde dünya enerji piyasalarında kritik bir aktör haline gelmiştir. 1938 yılında ilk ticari petrol üretiminin başlamasıyla birlikte, ülkenin ekonomik ve sosyal yapısı derin bir dönüşüm geçirmiştir. Petrol gelirleri, Suudi Arabistan’ın hızlı ekonomik büyümesinin temelini oluşturmuş, altyapı yatırımlarından sağlık ve eğitim hizmetlerine kadar geniş bir yelpazede kalkınmayı finanse etmiştir. Petrol sektörü, ülkenin gayri safi yurt içi hasılasının (GSYİH) yaklaşık %40’ını oluştururken devlet bütçesinin yaklaşık %70’ini finanse etmektedir. Bu durum, Suudi Arabistan ekonomisinin büyük ölçüde tek bir kaynağa yani petrole, bağımlı olduğunu göstermektedir.
Ancak, ekonominin bu denli petrole bağımlı olması, Suudi Arabistan’ı küresel enerji piyasalarındaki dalgalanmalara ve petrol fiyatlarındaki ani değişimlere karşı savunmasız hale getirmiştir. Özellikle 2014-2016 yılları arasında petrol fiyatlarında yaşanan sert düşüşler, ülke ekonomisini ciddi şekilde etkilemiş ve mali dengesizliklere yol açmıştır. Brent petrolün varil fiyatı 2014’te 115 dolar seviyelerinden 2016’da 30 doların altına düşmüştür; bu durum Suudi Arabistan’ın petrol gelirlerinde dramatik bir azalmaya neden olmuştur. Bu süreçte, bütçe açıkları artmış, kamu harcamalarında kısıtlamalara gidilmiş ve ekonomik büyüme yavaşlamıştır.
Petrol fiyatlarındaki bu dalgalanmalar, Suudi Arabistan’ın ekonomik yapısının sürdürülebilirliği konusunda ciddi soru işaretleri yaratmıştır. Küresel enerji piyasalarında yenilenebilir enerji kaynaklarının ve teknolojik yeniliklerin yükselişi, fosil yakıtlara olan talebin uzun vadede azalabileceği endişelerini artırmıştır. Ayrıca, dünya genelinde iklim değişikliğiyle mücadele çabaları ve karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik politikalar, petrol üreticisi ülkelerin stratejik planlarını yeniden değerlendirmesini gerektirmiştir.
- Vizyon 2030’un Ana Hedefleri
Suudi Arabistan, ekonomisini çeşitlendirmek ve sürdürülebilir bir büyüme modeli oluşturmak amacıyla, petrole olan bağımlılığını azaltmayı hedefleyen kapsamlı bir reform programına girişmiştir. Bu bağlamda, 2016 yılında Veliaht Prens Muhammed bin Selman tarafından ilan edilen ‘‘Vizyon 2030’’, ülkenin uzun vadeli stratejik planı olarak ortaya çıkmıştır. Vizyon 2030’un temel hedefleri incelendiği zaman şu hususlar söylenebilir:
- Ekonomik Çeşitlendirme: Petrol dışı sektörlerin geliştirilmesi, ekonominin farklı alanlarda büyümesini sağlamak ve istihdam olanaklarını artırmak için kritik öneme sahiptir. Bu doğrultuda, turizm, eğlence, yenilenebilir enerji, bilgi teknolojileri, madencilik, finansal hizmetler ve üretim gibi sektörlere büyük yatırımlar yapılması planlanmaktadır. Özellikle turizm sektöründe, Kızıldeniz kıyısında inşa edilen Neom ve diğer mega projeler, Suudi Arabistan’ı uluslararası bir turizm destinasyonu haline getirmeyi amaçlamaktadır.
- İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi: Ülkenin genç ve dinamik nüfusu, ekonomik büyüme ve kalkınma için büyük bir potansiyel sunmaktadır. Vizyon 2030, eğitim sisteminin iyileştirilmesi, mesleki eğitimin geliştirilmesi ve inovasyon kültürünün teşvik edilmesi yoluyla insan sermayesinin kalitesini artırmayı hedeflemektedir. Ayrıca, kadınların işgücüne katılımının artırılması ve toplumda daha aktif bir rol üstlenmeleri için yasal ve sosyal reformlar yapılmaktadır.
- Yabancı Yatırımların Çekilmesi: Ekonomik çeşitlendirme hedeflerine ulaşmak için yabancı sermayenin ülkeye çekilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu amaçla, yatırım ortamının iyileştirilmesi, bürokratik engellerin azaltılması ve yasal düzenlemelerin uluslararası standartlara uyumlu hale getirilmesi için adımlar atılmaktadır. Ayrıca, Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu (PIF), stratejik yatırımlar yaparak ekonominin farklı sektörlerine destek olmaktadır.
- Sürdürülebilirlik ve Çevresel Duyarlılık: Küresel çevre politikalarında yer alan yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yaparak enerji sektörünün çevresel etkilerini azaltmak ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkıda bulunmak, Vizyon 2030’un önemli bileşenlerinden biridir.
Vizyon 2030’un arka planında, genç nüfusun işgücüne katılımıyla oluşan demografik baskılar, küresel ekonomik trendler, jeopolitik faktörler ve ekonomik sürdürülebilirlik gibi önemli unsurlar yer almaktadır. Suudi Arabistan’da genç nüfusa istihdam yaratmak ve ekonomik büyümeyi sürdürmek için yeni sektörlerin geliştirilmesi gerekmekte, teknolojik ilerlemeler ve dijital dönüşüm gibi küresel trendler ise ülkenin ekonomik stratejilerinin yeniden şekillenmesini zorunlu kılmaktadır. Orta Doğu’daki siyasi istikrarsızlıklar ve bölgesel çatışmalar da ülkenin güvenlik ve ekonomik politikalarını etkilemekte olup Vizyon 2030, ekonomik bağımsızlığı artırarak ve uluslararası iş birliklerini güçlendirerek Suudi Arabistan’ı jeopolitik risklere karşı daha dirençli hale getirmeyi hedeflemektedir. Öte yandan petrol gelirlerine dayalı bir ekonominin uzun vadede sürdürülebilir olmaması ve fosil yakıtlara olan talebin azalması gibi faktörler, ülkenin ekonomik çeşitlilik sağlayarak sürdürülebilir bir büyüme modeli oluşturmasını zorunlu kılmaktadır.
Vizyon 2030 dönüşüm süreci, hem ülke içinde hem de uluslararası arenada büyük ilgi ve merak uyandırmaktadır. Vizyon 2030’un başarısı, Suudi Arabistan’ın gelecekteki ekonomik ve sosyal yapısını belirleyeceği, bölgesel ve küresel konumunu güçlendireceği değerlendirilmektedir. Ancak bu hedeflere ulaşmak, uzun vadeli ve kararlı bir çaba gerektirmektedir. Ekonomik çeşitlendirme, sosyal reformlar ve uluslararası işbirliklerinin başarılı bir şekilde hayata geçirilmesi, Vizyon 2030’un anahtar unsurları olacağı değerlendirilmektedir.
Vizyon 2030 kapsamında Suudi Arabistan, ekonomisini çeşitlendirmek amacıyla büyük ölçekli yatırımlar ve projeler başlatmıştır. Bu projeler, ülkenin altyapısını geliştirmeyi, yeni iş alanları yaratmayı ve yabancı yatırımcıları çekmeyi hedeflemektedir. Örneğin, Kızıldeniz kıyısında yapay zekâ, yenilenebilir enerji ve ileri teknoloji alanlarında bir inovasyon merkezi olarak tasarlanan ve 500 milyar dolarlık bir yatırımı temsil eden Neom Projesi, bölgenin ekonomik ve teknolojik kalkınmasına önemli katkılar sağlamayı amaçlamaktadır. Kızıldeniz Turizm Projesi ise kıyıda lüks turizm tesisleri ve tatil köyleri inşa ederek Suudi Arabistan’ı uluslararası bir turizm destinasyonu yapmayı hedeflerken, doğal güzelliklerin korunmasına ve sürdürülebilir turizm ilkelerine uygun olarak tasarlanmıştır. Ayrıca, Riyad yakınlarında inşa edilen Qiddiya Eğlence Şehri, tema parkları, spor tesisleri ve kültürel etkinlik alanları ile hem yerel halkın hem de turistlerin ilgisini çekmeyi amaçlayan kapsamlı bir eğlence ve kültür kompleksi olarak öne çıkmaktadır.
Suudi Arabistan, enerji sektörünü dönüştürmek ve çevresel sürdürülebilirliği sağlamak için yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğine yönelik önemli adımlar atmıştır. Bu kapsamda güneş ve rüzgar enerjisine büyük yatırımlar yapılmış, Sakaka Güneş Enerjisi Projesi gibi dünyanın en büyük güneş enerjisi santrallerinden biri hayata geçirilmiştir. Ayrıca, enerji verimliliğini artırmak amacıyla bina standartlarında ve endüstriyel süreçlerde iyileştirmeler yapılmıştır. Turizm sektörü de ekonomik çeşitlendirme stratejisinin önemli bir parçası olarak desteklenmiştir; 2019 yılında turist vizesi uygulaması başlatılmış ve 49 ülkenin vatandaşlarına elektronik vize kolaylığı sağlanmıştır. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Al-Ula ve Diriyah gibi kültürel ve tarihi miras alanlarının restorasyonu gerçekleştirilmiş ve turizme açılmıştır. Ek olarak, ekonominin dinamik yapıya kavuşması için küçük ve orta ölçekli işletmelere (KOBİ) destek verilmiş, finansman olanakları artırılarak girişimcilik ekosistemi güçlendirilmiş ve KOBİ’lerin dijital dönüşümü teşvik edilerek e-ticaret ile dijital pazarlama alanlarında eğitim ve destek programları sunulmuştur.
Diğer yandan 2030 Vizyon programının sosyal reformlar ve kadınların toplumsal hayata katılımı konusunda katkıları da olmuştur. Program, sosyal alanda da önemli reformların gerçekleştirilmesine öncülük etmiştir. 2018 yılında kadınlara sürücü belgesi alma hakkı tanınmıştır. Bu adım, kadınların hareket özgürlüğünü artırmış ve işgücüne katılımlarını kolaylaştırmıştır. Kadınların çalışma hayatına daha aktif katılabilmesi için yasal ve sosyal engeller kaldırılmış, kadın istihdam oranı artırılmıştır. Eğitim, sağlık ve finans gibi sektörlerde kadınların istihdamı teşvik edilmiştir. Eğlence ve kültür sektörlerinde yapılan düzenlemelerle konserler, tiyatro gösterileri ve spor etkinlikleri düzenlenmeye başlanmıştır. Bu gelişmeler, ülkenin sosyal yaşamını canlandırmıştır.
Suudi Arabistan’ın Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) büyüme oranları, Vizyon 2030’un uygulanmaya başlandığı 2016 yılından itibaren dalgalı bir seyir izlemiştir. Örneğin, 2023 yılında GSYİH büyüme oranı %0,8 olarak gerçekleşmiştir. İşsizlik oranlarında da belirgin bir iyileşme gözlenmiştir. 2024 yılının ikinci çeyreğinde işsizlik oranı %3,3’e düşerek, 1999’dan bu yana en düşük seviyesine ulaşmıştır. Doğrudan yabancı yatırımlar (FDI) da artış göstermiştir. 2024 yılında Suudi Arabistan’a giren FDI miktarı 2.015 milyon ABD doları olarak kaydedilmiştir.
Vizyon 2030, Suudi Arabistan’ın geleceğini şekillendirecek ve ülkenin bölgesel ve küresel konumunu belirleyecek stratejik bir girişimdir. Ekonomik çeşitliliğin sağlanması, insan kaynaklarının geliştirilmesi ve sosyal reformların hayata geçirilmesi, ülkenin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmasını mümkün kılabilir. Programın başarılı ve istikrarlı bir şekilde uygulanması halinde gelecek planında Suudi Arabistan’ın daha güçlü bir ekonomi, daha dinamik bir toplum ve daha etkili bir uluslararası aktör olarak konumlanması beklenmektedir.
Suudi Arabistan’da gerçekleştirilen reformlar, ekonomi ve toplumsal yapıda önemli gelişmeler sağlamıştır. Petrol dışı sektörlerdeki büyüme hızlanmış özellikle turizm, eğlence ve hizmet sektörlerinde canlanma gözlenmiştir. Yeni projeler ve yatırımlar istihdam olanaklarını artırarak işsizlik oranlarını düşürmüştür. Kadınların işgücüne katılım oranı yükselmiş, kadın istihdamı 2016’dan bu yana kayda değer bir artış göstermiştir. Ancak, belirlenen bu hedeflere ulaşmak için karşılaşılan zorlukların ve engellerin aşılması gerekmektedir. Reformların sürdürülebilirliği, toplumsal katılımın sağlanması ve uluslararası standartlara uyum, Vizyon 2030’un başarısı için hayati öneme sahiptir. Suudi Arabistan, bu iddialı vizyonunu gerçekleştirebilirse, hem kendi halkının refahını artırabileceği hem de bölgesel ve küresel barış ve istikrara katkıda bulunabileceği değerlendirilmektedir.
Sonuç
Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 programı, ülkenin ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda kapsamlı bir dönüşüm geçirmesini hedefleyen iddialı ve stratejik bir girişimdir. Petrol bağımlılığını azaltarak ekonomiyi çeşitlendirme, insan kaynağını geliştirme ve uluslararası rekabet gücünü artırma çabaları, ülkenin uzun vadeli sürdürülebilir kalkınması için kritik öneme sahiptir.
Gerçekleştirilen reformlar ve başlatılan mega projeler, Suudi Arabistan’ın ekonomik büyümesine ve toplumsal modernleşmesine önemli katkılar sağlamıştır. Kadınların işgücüne katılımının artması, eğitim ve sağlık hizmetlerinde yapılan iyileştirmeler ve kültürel etkinliklerin yaygınlaşması, toplumun dinamizmini ve yaşam kalitesini yükseltmiştir. Ayrıca, yabancı yatırımların çekilmesi ve teknolojik yeniliklerin teşvik edilmesi, ülkenin küresel ekonomideki konumunu güçlendirmeye yönelik olumlu adımlardır.
Ancak, bu büyük dönüşüm süreci çeşitli zorluklarla karşı karşıyadır. Ekonominin petrole olan bağımlılığının kırılması ve yeni sektörlerin geliştirilmesi zaman alıcı ve maliyetli bir süreçtir. Toplumsal direnç ve geleneksel değerlerin reformlarla uyumlaştırılması, dikkatli ve kapsayıcı politikalar gerektirmektedir. Yabancı yatırımcıların çekilmesi için insan hakları ve hukukun üstünlüğü alanlarında ilerlemeler kaydedilmesi önemlidir. Ayrıca, bölgesel istikrarın sağlanması ve jeopolitik risklerin yönetilmesi, Vizyon 2030’un başarısı için kritik faktörlerdir.
Vizyon 2030, Suudi Arabistan için bir dönüm noktası niteliğindedir. Bu iddialı programın başarısı, ülkenin ekonomik refahını artırarak halkının yaşam kalitesini yükseltebilir ve bölgesel barış ve istikrara olumlu katkılarda bulunabilir. Karşılaşılan zorluklara rağmen Suudi Arabistan’ın bu vizyonu gerçekleştirme yönündeki kararlı çabaları, ülkenin geleceğini şekillendirecek ve küresel ekonomideki yerini belirleyecektir. Reformların sürdürülebilirliği ve toplumun tüm kesimlerinin bu sürece aktif katılımı, Vizyon 2030’un hedeflerine ulaşmasında belirleyici olacağı değerlendirilmektedir.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve UDİAD’ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.