Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Sahel Devletlerı Konfederasyonu: Türkiye-Sahel İlişkileri

Sahel Devletleri Konfederasyonu, Batı Afrika’nın siyasi ve askeri atmosferindeki birtakım değişimlerin bir ürünü olarak İbrahim Traore yönetimindeki Burkina Faso, Goita yönetimindeki Mali ve General Tiani yönetimindeki Nijer’in üye olduğu bir ittifaktır. Bölgenin stratejik önemi, yeraltı zenginlikleri, göç rotasında oluşu ve çeşitli güvenlik problemleri küresel güçlerin ve özellikle Batı’nın ilgisini çekmiş, bu durum Sahel ülkelerini kendi bağımsız politikalarını uygulama arayışına yöneltmiştir. Batı’nın bölgedeki azalan etkisi ve artan terör gibi güvenlik tehditleri, Sahel Devletleri Konfederasyonu’nun kurulmasına zemin hazırlarken, bu ittifakın jeopolitik hedefleri neticesinde Batı’ya alternatif güçlere yönelim ortaya çıkmıştır. İş birliği arayışındaki ülkelerin Türkiye ile iş birliğine gitmesi ve Türkiye’nin bölgedeki rolü, bu yeni ittifakla olan ilişkilerde önemli bir unsur olarak öne çıkmaktadır.

Sahel Bölgesinin Jeopolitik Önemi

Sahel bölgesi, Afrika kıtasının kuzeyinde, Büyük Sahra Çölü ile tropikal ormanlar arasında yer alan bir geçiş alanıdır. Atlas Okyanusu’ndan Kızıldeniz’e kadar uzanan bu bölge, hem stratejik konumu hem de yeraltı kaynakları açısından büyük bir öneme sahiptir. Sudan’dan Moritanya’ya kadar uzanan bu geniş coğrafya, petrol, altın ve diğer değerli madenler açısından zengin bir yapıya sahiptir. Ayrıca, Sahel bölgesi, Afrika’dan Avrupa’ya göçün kontrol altına alınması açısından da kritik bir rol oynamaktadır.

Bölgedeki terör örgütleri, özellikle El-Kaide, Boko Haram ve Irak-Şam İslam Devleti gibi yapılar, Sahel bölgesinin güvenliğini tehdit eden unsurlar arasında yer almaktadır. Dolayısıyla, bölgenin jeopolitik önemi, sadece yeraltı kaynaklarıyla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda terörle mücadele ve göç yönetimi gibi konularda da kendini göstermektedir. Hem doğal zenginlik hem de göçle mücadele veren Batılı devletler bölgeye olan ilgisini artırmış, ancak son yıllarda bu devletlerin etkisi azalmış ve Rusya, Çin, Türkiye gibi ülkelerin bölgedeki etkisi artışa geçmiştir.

Sahel Devletleri Konfederasyonu’nun Kuruluşu

Burkina Faso, Mali ve Nijer’in bir araya gelerek 6 Temmuz 2024 tarihinde oluşturduğu Sahel Devletleri Konfederasyonu, Batı Afrika’daki mevcut jeopolitik karışıklıkların bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Bu üç devlet, Batı’nın bölgedeki etkisine karşı bir tutum ile bir araya gelmiştir. Konfederasyonun kuruluşunda, özellikle Fransa’nın bölgedeki etkinliğinin azalmasının ardından Rusya, Çin ve Türkiye gibi yükselen güçlerin bölgeye olan ilgisiyle ve Burkina Faso, Mali ve Nijer’in alternatif ülkeler arayışında olması da etkili olmuştur.

Sahel Devletleri Konfederasyonu’nun temel amaçlarından biri, batıdan bağımsızlıklarını sağlamaktır denilebilir. Bu üç devlet, Batı’nın, daha net ifadeyle Amerika Birleşik Devletleri ve Fransa’nın bölgedeki varlığını ve ekonomik müdahalelerini reddederek, kendi bağımsızlıklarını sağlama yolunda önemli bir adım atmışlardır. Ayrıca konfederasyon, bölgenin güvenliğini tehdit eden terörle mücadele çabalarının koordinesini sağlamak ve ortak bir savunma hedefi oluşturma gibi bir hedefe de sahiptir.

Sahel Devletleri Konfederasyonu’nun kuruluş süreci, Mali’nin başkenti Bamako’da 16 Eylül 2023 tarihinde resmen ilan edilmiştir. Fransızca adıyla ‘‘L’Alliance des États du Sahel’’ olarak bilinen bu ittifak, Liptako-Gourma bölgesinde yapılan bir zirve sonucunda hayata geçmiştir. 28 Ocak 2024 tarihinde bu ülkeler ECOWAS’tan ayrıldıklarını bildirmişlerdir. Liptako-Gourma Sözleşmesi ittifakın kuruluş belgesi olmuş ve NATO’nun 5. Maddesine benzer bir hüküme bu sözleşmede yer verilmektedir. Bu hüküm uyarınca, herhangi bir üye devletin toprak bütünlüğüne yönelik bir saldırı, tüm üye devletlere yapılmış bir saldırı olarak kabul edilmektedir:

“Any violation of the sovereignty and territorial integrity of one or more Contracting Parties shall be considered as an aggression against the other Parties and shall give rise to a duty of assistance and relief by all the Parties, individually or collectively, including the use of armed force, to restore and ensure security within the area covered by the Alliance.”

(Bir veya daha fazla tarafın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne yönelik herhangi bir ihlal, diğer taraflara karşı bir saldırı olarak değerlendirilecek ve İttifakın kapsadığı alanda güvenliğin yeniden sağlanması ve güvence altına alınması için, tüm tarafların, tek tek veya topluca, silahlı kuvvet kullanımı da dahil olmak üzere, yardım ve destek yükümlülüğünü doğuracaktır.)

Sahel Devletleri Konfederasyonu’nun amacını, Mali Geçiş Dönemi Cumhurbaşkanı Assimi Goita’nın ‘‘insanların ve malların serbest dolaşımı’’ ile başlayan ve ardından 72 milyon kişiyi bir araya getirecek bir konfederasyon düşüncesinden anlamak mümkündür. Düşünüldüğünde, hem askeri hem ekonomik bir ortaklık, günün sonunda üye devletleri tek çatı altında birleşmeye de itebilecektir.

ECOWAS’tan Ayrılıklar

Ülkelerde gerçekleşen darbelerin ardından birçok devlet ECOWAS’tan ayrıldı ya da yaptırımlar uygulandı. Bu ülkelerin ilki için Moritanya ismini verebiliriz. 1975’te ECOWAS’ın kurucu ülkelerinden biri olmasına karşın 2000 yılında resmi bir sebep olmaksızın ayrıldı. Belirtmek gerekir ki, bazı analistler Moritanya’nın bu hareketini bölgesel olan bu birliğin gümrük ve ekonomik birliğe doğru genişlemesinden memnun olmamasına bağladılar. Moritanya, 2017 yılında birliğe yeniden dönmek için bazı anlaşmalar imzaladı.

2020 yılından itibaren Sahel bölgesindeki darbeler ve karışıklıklar sebebiyle Mali, Nijer, Burkina Faso gibi ülkelerin üyelikleri belirli süreliğine askıya alınmıştır. Halihazırda Nijer, Burkina Faso ve Mali ECOWAS’tan ayrılma niyetlerini dile getirmiştir. ECOWAS’a karşı tavır alınmasının sebebi ise ECOWAS’ın askeri müdahale yapabilme yetkisi de denilebilir. Sahel Devletleri Konfederasyonu’nun üye ülkesi Nijer’e karşı Bazum’un yeniden göreve gelmemesi sonucunda ECOWAS’ın güç kullanabileceği şeklinde yapılan açıklamalar da Nijer’i ve müttefikleri Burkina Faso ve Mali’yi ECOWAS’tan ayrılmaya itmiştir denilebilir. Zira, Liberya’daki 1990 iç savaşında, Sierra Leone ve Gine Bissau2da ECOWAS’ın askeri müdahalelerini görmek mümkün olmuştur. 2017’de Gambiya’daki seçimlerde Jammeh’in seçim sonuçlarını tanımamasının ardından da ECOWAS sahnede görülmüştür.

ECOWAS’ın Mali, Nijer ve Burkina Faso özelinde değerlendirilmesine geldiğimizde, özellikle Nijer’in devrik lideri Muhammed Bazum’un göreve iadesi önemli bir şart olarak gündeme gelmiştir. Nisan 2024 tarihli Avrupa Parlamentosu açıklamasında, Sahel Devletleri’nde ECOWAS ve Batı’dan ayrışmanın yaptırımların etkisini hafifletmeyeceği, savunmanın kırılganlaşacağını ve göç anlamında ECOWAS’ın üye ülkeler üzerindeki gücünün yüksek olması gibi konulardan bahsederek endişelerini dile getirmişti. Görünen o ki, Batı durumdan oldukça rahatsızdır denilebilir.

Türkiye’nin Sahel Bölgesindeki Rolü

Türkiye, son yıllarda Afrika kıtasıyla olan ilişkilerini geliştirmeye yönelik önemli adımlar atmıştır. Bu kapsamda, Sahel bölgesi de Türkiye’nin Afrika politikasında önemli bir yer tutmaktadır. Türkiye, özellikle askeri iş birliği alanında bu üç devletle yakın ilişkiler kurmuş ve bölgedeki Türkiye lehine olabilecek senaryoları yakın takipte olmuştur.

Bu bağlamda somut bir örnek olarak Dışişleri Bakanı Hakan FİDAN, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim KALIN, Milli Savunma Bakanı Yaşar GÜLER, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan BAYRAKTAR, Savunma Sanayii Başkanı Haluk GÖRGÜN ve Ticaret Bakan Yardımcısı Özgür Volkan AĞAR’ın 17 Temmuz 2024 tarihli Nijer ziyaretini verebiliriz. Bu ziyaret, Sahel Devletleri Konfederasyonu’nun kuruluş tarihi olan 6 Temmuz tarihinden çok uzun süre geçmeden gerçekleşmesiyle basında ve araştırmacılar tarafından Batı’ya karşı Afrika’nın alternatifi olarak Türkiye şeklinde de algılandı. Batı karşıtlığı kelimesi burada somut olarak karşımıza çıkmaktadır. Buna bir örnek olarak, Nijer’de Abdurrahmane Tchiani hükümetinin Eylül 2024’ten sonra ülkedeki Amerikan varlığını yasa dışı ilan edeceğini söylemesinden Sahel Devletleri Konfederasyonu’nun kuruluşunda ifade edilen sözcüklere dek verilebilir.

Türkiy’nin Sahel bölgesindeki rolü, savunma, ticaret, maden gibi alanlarda kendini göstermekte olup bu işbirlikleri 2024’ten önce başlamıştır. Türkiye, bu üç devletle askeri işbirliğinde bulunarak bölgeye modern güvenlik araçlarının sağlanmasına yönelik ithalatlar gibi çeşitli şekillerde varlığını göstermiştir. Bu işbirliği, Batı’nın bölgedeki askeri varlığının azalmasıyla birlikte daha da önem kazanmıştır. Modern silahların sağlanması, bölgedeki el-Kaide, el-Murabitun, Boko Haram, Mali’deki Katibat Macina; Mali, Senegal ve Moritanya gibi ülkelerdeki Ensar el-Din gibi örgütlere karşı mücadelede önem arz etmektedir.

Türkiye’nin Sahel bölgesindeki rolü, sadece askeri alanda değil, aynı zamanda ekonomik ve diplomatik alanlarda da kendini göstermektedir. Türkiye, Sahel Devletleri Konfederasyonu üyesi ülkeler ile ekonomik iş birliği alanında da çeşitli projeler geliştirmiştir. Bu projeler, özellikle altyapı, sağlık ve eğitim alanlarında yoğunlaşmıştır. Türkiye’nin bu bölgede artan etkisi, Batı’nın bölgedeki azalan etkisiyle paralel olarak gelişmiştir.

Sahel Devletleri Konfederasyonu ve Batı’nın Tepkisi

Sahel Devletleri Konfederasyonu’nun kurulması, Batılı devletler tarafından endişeyle karşılanmıştır. Bu durum, Batılı devletlerin bölgedeki varlığını ve politikalarını yeniden gözden geçirmelerine yol açmıştır. Ancak, bu devletlerin Sahel bölgesindeki etkisinin azalması, Rusya, Çin ve Türkiye gibi ülkelerin bölgeye olan ilgisinin artmasına neden olmuştur.

Batı’nın Sahel Devletleri Konfederasyonu’na yönelik tepkisi, özellikle ekonomik ve diplomatik alanda yaptırımlar uygulama şeklinde olmuştur. ECOWAS (Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu) gibi bölgesel örgütler, bu üç devlete yönelik bir dönem yaptırımlar uygulamıştır. Ancak, Sahel Devletleri Konfederasyonu bu baskılara direnmiş ve Batı karşıtı duruşunu sürdürmüştür. Alternatif arayışları halen devam etmektedir.

Sonuç

Sahel Devletleri Konfederasyonu, Burkino Faso, Mali ve Nijer’in Batı’ya karşı ortak bir duruş sergilemek amacıyla kurduğu bir ittifak olarak ortaya çıkmıştır. Bu ittifak, Batı Afrika’daki mevcut jeopolitik dengeleri sarsmış ve bölgedeki Batı karşıtı hareketleri desteklemiştir. Türkiye, bu süreçte Sahel Devletleri Konfederasyonu ile yakın ilişkiler kurarak, bölgedeki etkisini artırmıştır. Türkiye’nin Sahel bölgesindeki rolü, özellikle askeri, ekonomik ve diplomatik alanlarda kendini göstermektedir. Sahel Devletleri Konfederasyonu’nun geleceği, Batı Afrika’daki jeopolitik gelişmelere ve küresel güçlerin bu bölgedeki müdahil olma derecesine bağlı olarak şekillenecektir. Bu ittifak, sadece Batı Afrika ve Sahel’i etkileyebilecek potansiyelle yeterli kalmayıp, aynı zamanda küresel güç dengelerini de etkileyecek potansiyele sahiptir.

Sahel Devletleri Konfederasyonu için söylenebilecek kesin bir şey varsa o da Batı’nın bölgedeki etkisini sınırlandırırken, Rusya, Çin, Türkiye gibi yükselen güçlerin etkisini artırmakta olduğunu söylemek olur. Sahel Devletleri Konfederasyonu, sadece Batı Afrika’da değil, tüm Afrika kıtasında bağımsızlık ve egemenlik mücadelesi veren diğer devletler için de bir örnek teşkil edebilir. Özellikle, bölgede kendine yetebilen bir hakimiyet gözlenirse bu durumdan ECOWAS ülkeleri ve birliğin kendisi olmak üzere Batı Afrika ve Afrika’nın tamamı etkilenebilir. Bu, halk düzeyinde bir tepki olma ihtimaliyle sınırlı kalabilir ya da yönetim rejim değişiklikleri, potansiyel birleşmeler, askeri ittifaklar gibi bir ölçekte de gözlemlenebilir. Bu bağlamda, ülkemiz gözünden bakılırsa, Türkiye’nin bu ittifakla geliştireceği ilişkiler, hem bölgedeki hem de küresel düzeydeki jeopolitik dengeleri etkilemeye devam edecektir.

Uluslararası Diplomatik İlişkiler Akademik Araştırmalar ve Eğitim Derneği

Hakkımızda

Uluslararası Diplomatik İlişkiler Akademik Araştırmalar ve Eğitim Derneği, diplomasi ve uluslararası ilişkiler alanında derinlemesine bilgi edinmek, sosyal bilimlerin çeşitli alanlarında araştırmalar yapmak, bilgiyi işlevsel hale getirerek akademik yayınlar yapmak, seminer, konferans ve eğitim faaliyetleri düzenlemek amacıyla kurulmuş bir sivil toplum kuruluşudur.

This Pop-up Is Included in the Theme
Best Choice for Creatives
Purchase Now